Gündem

Fidan Doğan'ın babası Hasan Doğan: Kızımın gözünü oymuşlar

Paris'te öldürülen KNK Paris Temsilcisi Fidan Doğan'ın Elbistan'daki cenaze töreninde konuşan Kışanak, 'hiç bir katliam bu halkı barış kararlığından geri döndüremeyecek' dedi

18 Ocak 2013 14:08

Fransa'nın Paris kentinde öldürülen 3  kadın arasında olan KNK Paris Temsilcisi Fidan Doğan'ın cenazesi memleketi Elbistan'a getirildi. Burada yapılan cenaze töreninde konuşan baba Hasan Doğan kızı Fidan Doğan'ın gözünün oyulduğunu söyledi.

Nurhak Dağı eteklerinde soğuk havaya rağmen binlerce kişinin katıldığı cenaze töreninde, Fidan'ın cenazesi "Kürt halkının onurlu Maraş'ın güler yüzlü kızı seni unutmayacağız" dövizleriyle karşılandı. BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, "Kürtler için kadın yaşamı temsil eder. Kadınları katlederek yaşamı katletmek istediler. Kadını katlederek, Kürt Halk Önderi'nin Sayın Öcalan'ın önemli bir çabayla yaratılan kadın özgürlük mücadelesini katletmek istediler. Ama yanıldılar" dedi.

Diyarbakır'da gerçekleştirilen cenaze töreninin ardından cenazesi memleketine doğru yola çıkartılan KNK Paris Temsilcisi Fidan Doğan dün akşam Adıyaman Cemevi’ne getirildi. Sabah saatlerinde konvoyla Doğan’ın cenazesi Maraş'ın Elbistan ilçesine bağlı Barış beldesindeki Cemevine getirildi. Doğan’ın PKK bayrağına sarılmış tabutunu cemevinden omuzlara alan kadınlar, tabutu üzerinde ağıtlar yaktı. Soğuk havaya rağmen binlerce kişinin katılımıyla cemevinin önünde tören gerçekleştirildi. Tören bir dakikalık saygı duruşu ile başladı.  Törende sık sık "Jin jiyan azadî", "Güneşin yoldaşı Elbistan'a hoş geldin", "Güneşin yoldaşları ölümsüzdür",  sloganları atıldı. Katledilen her 3 Kürt kadının  posterlerinin taşındığı törende yurttaşlar siyah elbiseler üzerine beyaz atkı ve kaşkol taktı.

Törene, KESK Adıyaman, Malatya Şubeler Platformu üyeleri, Pir Sultan Abdal Derneği Adıyaman ve Maraş şube üyeleri, KURDÎ-DER, MEYA-DER, BDP Malatya, Adıyaman, Maraş ile Urfa il ve ilçe teşkilatları, BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, BDP milletvekilleri Hasip Kaplan, Nursel Aydoğan, Ayla Akat, İbrahim Binici, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ve Doğan’ın ailesi katıldı.


Doğan'ın tabutu önünde gerçekleşen törende konuşan Doğan'ın babası Hasan Doğan, kızı Doğan'ın doğum gününü Diyarbakır'da kutladığını ifade ederek, kızının sadece barış ve demokrasi istediği için katledildiğini söyledi. Doğan, "Fidan Doğan barış ve demokrasi isteği için katledildi. Ey Fransa, demokrasi ve insan hakların bu muydu? Bir insan bir kurşunla ölür, bir insan 4 kurşunla ölmez, kadınların gözleri oyulmaz. Her birinin yüzüne 3 mermi sıkılmış, Sakine ve Leyla’nın beyni dağılmış, benim kızımın gözü oyulmuş. Bu şekilde vahşice katledildiler. Sayın Başbakan’a sesleniyorum. Annesinin ayağının altını öptüğünü söyledi. Bu annelerin gözyaşını dindir. Barış bu kadar zor değil, barış olsun benim acım son olsun" dedi.

Daha sonra konuşan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Diyarbakır'dan Elbistan'a kadar milyonlarca Kürdün selamının olduğunu ifade etti. "Ölüm zordur zahmetlidir; ancak onurlu bir yaşam için, mazlumlar Kürtler ve Kürdistan için yaşamını feda ettiler" diyen Baydemir, şöyle devam etti: "Seyit Rıza ve Pir Sultan Hızır onlarladır. Seyit Rıza ve Pir Sultan torunlarının kalbi bir olmuş, tek parça halindeyiz. Kimliğimiz birdir, kalbimiz birdir. Avrupa'dan Diyarbakır'a kadar Diyarbakır'dan Nurhak'a kadar milyonlarca Kürt yurttaş Leyla, Sakine, Fidan kalbi ile yüreği ile Nurhak'a getirdiler. Dünya ve faşistler bilsinler artık. Bir Kürdün tırnağı incinirse 40 milyon Kürt ona sahip çıkacaktır. Kimse Kürtler sahipsizdir demesin. Artık tarih tekkerür etmez. Değerli Alevi kardeşlerim, siz tek değilsiniz. Biz beraberiz, tek yüreğiz. Bugün şunu söylemek istiyorum. Sesim Nurhak Munzur'a ulaşsın. Hak yolunda aksın. Artık bu topraklar yürek acısı ve kana dayanmıyor. Fidan'nın babası benim babamdır" dedi. Baydemir, Nurhak'tan Türk annelerine seslenerek, onların da Fidan'ın annesi ve babası gibi barışa sahip çıkmasını isteyerek, "Malatya, Dersim, Cudi ve Gabar'a kadar Kürtler özgürleşirse Arap, Türk ve Farslar da özgürleşir. Omuz omuza yürek yüreği onurlu barışa onurlu özgür bir yaşama yürüyeceğiz. Tarihte ilk defa 3 Kürt diplomatı Avrupa'da öldürülüyor. Bu ilktir. Bütün dünya bilsin ki 3 diplomat 40 milyon diplomat oldu. Yolunuz açık olsun. Seyit Rıza ve Pir Sultan öncünüz olsun. Zulmün önünde başını eğenler bizden değildirler. Şükürler olsun ki Seyit Rıza ve Pir Sultanl'ın yolundayız"

Baydemir'in ardından konuşan BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, konuşmasına "Merhaba Fidan yoldaş merhaba Fidan’ın yoldaşları, merhaba Kürdistan halkı. Bugün sevgili Fidan'ı doğduğu topraklara sonsuzla uğurlamak için buluştuk" diye başladı.
 

Fidan'nın halkına ve Kürt kadınlarına büyük hizmetler yaptığını belirten Kışanak, "Şimdi biz de ona karşı görevimizi yerine getiriyoruz. Ama biliyoruz ki ne kadar mücadele etsek ne kadar dirensek biz bu 3 kadın yoldaşımıza borucumuz ödeyemeyiz. Bu üç kadın yoldaşımız ülke hasreti ile halkına, doğdukları topraklara duydukları özlemle yaşama veda ettiler." dedi.

"Keşke çok mücadele etseydik daha çok direnseydik ve bu yoldaşlarımız bu topraklarda bizimle birlikte özgürlüğü solusalardı" diyen Kışanak "Bu topraklara hasret gitmeseydiler. Onun için bugün burada bu üç fidanımıza üç sevgili kahraman Kürt kadın için, üç yiğit kadına Fidan'a, Leyla'ya Sakine'ye söz veriyoruz. Bu topraklara barışı getireceğiz. Bu topraklara özgürlüğe getireceğiz. Kürt halkı Kürdistan'da kendi dili ile yaşayacak. Sakine yoldaşımızla bir araya geldik sohbet ettik. Bize diyordu ki hadi çabuk olun çözün bu sorunu artık dayanamıyoruz memleket hasretine dayanamıyoruz. Gelelim hep beraber Nurhaklara gidelim Amed'e gidelim Kürdistan'ı dolaşalım diyordu.

Yoldaşlarımızı yitirmenin acısı yüreğimizde hep bir kor ateşi gibi yanacak. Bu güzel üç kadının yitirmenin acısını dindirmek kolay olmayacak; ancak belki özgürlüğü getirirsek onlara layık olmuş oluruz. Onun için artık daha çok çalışmalı daha çok direnmeli çözüm için özgürlük için hep beraber gücümüzü yan yana koymalıyız" diye konuştu.

Konuşmaların ardından cem töreni yapıldı. Daha sonra Doğan'ın cenazesi kadınlar tarafından omuzlara alınarak, Elbistan'a bağlı Hançıplak köyünde toprağa verilmek üzere yola çıkarıldı.