Gündem

Kıraç: Atatürkçüler, Türkiye'nin parçalanmasına izin vermeyecek

Kıraç, ' Hangi görüşten olursa olsun Türkiye'deki en ortak buluşturucu noktanın Atatürk ve bayrak olduğu ortaya çıktı. Gezi'de öne planda tam bağımsızlık ve Atatürk vardı' dedi

15 Nisan 2014 16:47

ABD ve dünyanın diğer egemen güçlerin ana planının Türkiye’yi güçsüz bir ülke haline getirerek parçalamak olduğunu söyleyen şarkıcı Kıraç, “Benim inancıma göre başta ABD olmak üzere egemenlerin oyunu bozulacak. Çünkü Atatürkçü yapı buna izin vermeyecek. Atatürk'ün dediği gibi o damarlarındaki müthiş güçten, tarihin ona verdiği sorumluluktan beslenecek. O neyse bizi üç binyıl yok olmaktan kurtaran aynı güç bizi yok olmaktan kurtaracak” dedi.

Anadolu Rock söyleyen şarkıcı Kıraç, Aydınlık gazetesinden Seda Akyüz’ün sorularını yanıtladı.

 

Seda Akyüz’ün Kıraç’la yaptığı söyleşi şöyle:

- Müzik hayatına nasıl başladınız?

Her zaman müzikle iç içeydim. Kendimi bildim bileli şarkı söylüyorum. İlk söylediğim müzikler ne olabilir diye düşünüyorum şimdi. Bir sürü türkü söylemişimdir. Ondan sonrası tabi ki ortaokul yılları. Benim müzikle, sanatla ilgili bir adam olacağım belliydi. Babamdan çok etkilendim, müzik kültürümün birçoğunu babamdan aldım. Türk folklor konusunda uzman bir adamdı. Eğitim Enstitüsü kökenli biriydi.

Onun da etkisi ile bir şey oluştu. Ama tabi ki ortaokul son sınıf müzik öğretmenim Refik Köksal'ın beni ve babamı yönlendirmesi ile ben zaten belli oldum. Babamın bağlaması, son sınıfta gitar derken şarkı yapmaya başladım.

 

'Türküler yüzyıllardan beri yaşarlar '

 

- Neredeyse tüm albümlerinizde Türk Halk Müziği'nden bir esere yer veriyorsunuz. Bunun nedeni türkülere olan sevginiz mi yoksa albüm satışına etkisi mi?

Albüm satışları için söz konusu değil. Türküleri seviyorum. Türküler beni ben yapan köküm, dilim. Türkiye'de yaşamış sanatçı veya insanın vazgeçmemesi gereken ögedir. Halk kültürü hepimizi birleştiren kaynaştıran en önemli yapıdır. Bizi evrensel kültüre taşıyacak olan yapı işte odur. Türküleri köy ya da köylülüğe kategorize edersek işte bu en büyük yanılgımız olur. Oysa türküler zaten yüzyıllardan beri yaşarlar. Her yere adapte olurlar, tatlı, küçük doğal eklentiler ile birlikte her yerde yer alırlar. Bizi biz yapan şeydir türküler. Bir sanatçı olarak türkülerden bir an bile vazgeçmem mümkün olamaz.

 

'Cem Karaca şapkasını bana verdi'

 

- Yıllardır sanat camiasının içerisinde biri olarak yeni kuşak sanatçılara nasıl bakıyorsunuz?

Benim yaptığım Anadolu Rock dediğimiz müziğin bu kadar sevilmesine, Türkiye'nin her yerinde iyi bir konser dinleyicisi olmasına rağmen az ürün çıkıyor olması çok üzücü. Yeni sanatçılar da yok. Ama benim anlamadığım nokta neden gençlerden birileri çıkıp da bu müziğin devamını getirmiyor. Beni toplum şöyle algıladı; Cem Karaca'nın bayrağını, şapkasını almış.

Hakikaten de şapkasını verdi bana, şimdi o şapka bende. Fakat ben şapkayı kime vereceğim bilmiyorum. Yani, türünün son örneği bir balina gibi duruyorum işte... Bu acıklı bir duygu, üzülüyorum. Ben buradan bakıyorum. Yoksa nedenleri çok açık. İçinde türkü, Türk kültürü, folklor ve çağdaş bir yapı var bu müziğin.

Bu müzik tabi ki sevilecek Türkiye'de. Gençlerin ilgisinin az olmasının sebebi de onlara başka şeyler öneriliyor. İyisi varsa da Türkiye'den değil, yabancı ülkelerden öneriyorlar.

 

Sistem sanatı sevmeyince...

 

- Bir sanatçı olarak Cumhuriyet'in kazanımları olan sanat kurumlarının kapatılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Böyle bir ülke olunca onların kapatılması da normal karşılanıyor. Sanat istenilmiyor, sevilmiyor. Yani yöneticiler gibi düşünmeyen insanlar yetiştiren kurumları bu sistem, kapitalist dünya istemiyor. Aslında bakarsanız 1980'lerden sonra oradan da çok ciddi bir şey çıkmıyordu, fakat son darbeyi de AKP vuruyor o kurumlara. Tabi ki çok hüzünlü, hazin.

 

'Türkiye'nin ne yazık ki kültür politikası yok'

 

- Siyasetçilerin sanatçılara ve kurumlara karışması normal mi? Heykellere ucube deniyor, Tiyatrolara destek verilmiyor, Atatürk Kültür Merkezi restore edilecek diye yıllardır kapalı, Emek Sineması'nın binası yıkılıyor...

Siyasetçinin sanatçıya karışması uygar toplumlarda olmaz. Ama bizim yaşadığımız ülkede toplum demokrasiye inanmıyor. Ama şunu da unutmayalım, Türkiye'nin kültür politikası yok. Meclisimize genel olarak baktığımızda bırakın iktidarı ne zaman bu ülkenin muhalefet lideri AKM'de konsere gitti? Hangi resim sergisinde yakaladık ki biz bir milletvekilini? Bizim hangi milletvekilimiz hangi sanattan ne kadar anlıyor ki? Onun için, sanatın içine tükürülebilir de yok edilebilir de. İktidarı eleştiriceksin ama senin ne kadar Atatürkçü, ne kadar devrimci, ne kadar bu ülkenin koruyucusu olduğunu göstermen gerekir. O gençlerin gözleri orada çıkarken en önde görmemiz gereken insanlar vardı. O çocuklar orada ölürken hangi muhalefet lideri oradaydı?

- Yerel seçimin yankıları hala sürüyor. 30 Mart Yerel Seçimleri hakkında ne söyleyebilirsiniz?

Ankara'yı çok normal buluyorum. Orada Mansur Yavaş ve çevresindeki insanlar hakkını arıyor. Ama anlamadığım İstanbul'da Mustafa Sarıgül gık bile çıkarmadı. Sarıgül çok fazla birşey yapmadı.

CHP Cumhuriyet'in en eski partisi. Senin örgütlerin nerede duruyor? Gönüllüler olmasa hiçsin. Bu inanılır gibi değil, senin gençlik örgütlerin, partin nerede?

 

Egemenlerin oyunu bozulacak

 

- İsyan dedik, halk hareketi dedik, ama seçimlerde halkın istediği yine olmadı... Sizce şimdi ne olacak?

Bilindik yorumları yapmayacağım. Bence Amerika -sadece o da değil-, dünyanın egemenleri Türkiye üzerindeki planlarını belli ölçüde gerçekleştirdiler. Ana plan her zaman Türkiye'nin güçsüz bir ülke olması, parçalanması. En önemli plan bu. Bu toplum nezdinde belli ölçülerde gerçekleşti. Soyut bir bölünme oluşturdu. Son 10 yılda da şunu görüyorum; Egemen güçler Türkiye'ye baktılar. Ama Türkiye ne İran'a, ne Tunus'a ne de Libya'ya benzer. Farklı görüşteki insanların bir arada olduğu, aydınlanma sürecini bir yönde başarmış, Atatürk'le birlikte ciddi bir atılım yapmış ülkenin çocuklarıyız biz. Bu ülkede herhangi bir yerde yapılan kolay hareketler o kadar kolay yapılmaz. İşte böyle bir kamuoyu yoklaması yapıyorlar. Atatürkçü kim? İrancı kim? Yurtsever kim? Bu çalışmaların sonuna gelindi. Burada artık Türkiye'nin iç dinamikleri kendi içerisinde bir karar verecek. Karar aşamasında benim inancıma göre başta ABD olmak üzere egemenlerin oyunu bozulacak. Çünkü Atatürkçü yapı buna izin vermeyecek. Atatürk'ün dediği gibi o damarlarındaki müthiş güçten, tarihin ona verdiği sorumluluktan beslenecek. O neyse bizi üç binyıl yok olmaktan kurtaran aynı güç bizi yok olmaktan kurtaracak.

 

'Gezi'de ön planda Atatürk vardı'

 

- Gençlerden bahsettiniz. Haziran Ayaklanması'nı siz nasıl karşıladınız?

Bence Haziran Ayaklanması tüm devlete bir isyandı. Sadece iktidara değil, onun için kabul etmedi o gençler "Gelmeyin aramıza" dediler. Güveni yok bu milletin ne iktidarına, ne muhalefetine. Devlet bitmiştir, ne hukuk ne adalet dağıtan bir kurum değildir artık. Devlet ele geçirilmesi gereken baskı yapan bir kurumdur. Biz bunu öğrendik, işte o gençler de buna baş kaldırdı. Türkiye'nin ciddi bir kısmı bayrağına, Atatürk'üne sahip çıkıyor. Hangi görüşten olursa olsun Türkiye'deki en ortak buluşturucu noktanın Atatürk ve bayrak olduğu ortaya çıktı. Gezi'de öne planda tam bağımsızlık ve Atatürk vardı. Mesela zamanında Kuvayi Milliye neyse şu an bu halk hareketinde yeni Kuvayi Milliye olarak Türkiye Gençlik Birliği'ni görüyorum.

 

Cumhuriyet'in son kalesi Fenerbahçe

 

- Bildiğiniz gibi Fenerbahçeli taraftarlar 'Adalete Fener Yak' kampanyası ile önce Kadıköy daha sonra da Arslanlı Yol'da yürüdüler. Bu yürüyüşü nasıl değerlendiriyorsunuz?

100 yıl önceki Kurtuluş Savaş'ında durum neyse şimdi de aynısıdır. Çok ilginç bir durum o zaman Fenerbahçe neyse şimdi de aynı. Cumhuriyetin son kale olduğunu üstüne basa basa söylüyor. Laik Atatürkçü bir çizgide olduğunu cesurca haykırıyorlar. Cumhuriyetçilerin, Atatürkçülerin yalnız olmadıklarını üstüne basa basa söylüyor. Bunu Türkiye'nin hiçbir kurumunun söyleyemeyeceği şekilde söylüyor. Bir Fenerbahçeli olarak gurur duyuyorum.

 

Yeni albümdeki türkü ve şarkı demeti

 

"Albüm'de 11 tane şarkı var. Albümünde ismi olan "Çık Hayatımdan" adlı parçanın söz ve müziği bana ait. Albümün çıkmasına 3 ay kala benim yaptığım bir şarkı. Diğerleri genel olarak Aysuda Ülkü Zeren'e ve Namık Nagdeliev'e ait. Bir tane türkümüz var, Modern folk üçlüsü "Bombilibom". Zeren'nin "Fistan" adlı türkü formunda bir şarkısı var. Diğerleri romantik şarkılar. Ender Doğan ismi önemlidir bu albümde. "Kalbin Tek Arkadaşı" onun bestesi. "Bana Yolla Sevgili" parçası aslında eskiden vardı, 6-7 yıldır tutuyorduk elimizde. Hatta genç şarkıcılar da aramıza girdi çıktı. Onlar söylesin istedim, ama olmadı. Sonuç olarak güzel bir albüm oldu."