Cumhurbaşkanlığı ve 27. dönem Milletvekili seçimlerine sayılı günler kaldı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın ‘Millet Kıraathanesi’ vaadinin ardından Şişli’deki kıraathaneciler, "Memleketin yüz bin tane sorunu var, o kıraathaneden bahsediyor" diyerek tepki gösterdi.
Erdoğan’ın ‘Millet Kıraathaneleri’ vaadi hâlâ gündemde. Birgün'den Yağmur Öztürk, İstanbul Şişli’deki kıraathaneleri dolaşarak gerek işletme sahipleriyle gerekse de müşterilerle Erdoğan’ın ‘kıraathane’ vaadini sordu. Türkiye’de birçok sorun bulunduğunu ve millet kıraathanesi gibi bir projenin Türkiye’nin gerçekliğiyle uyuşmadığını belirtti. Kıraathane işletmecileri de Erdoğan’ın vaadini ‘saçma’ olarak değerlendirildi. Söz konusu haber aynen şöyle devam ediyor:
"İnsanların cebinde para yok"
Halil Bektaş, yıllardır kıraathane işletmesi yaptığını söyledi. Eskiden kıraathanelerin dolu olduğunu belirten Bektaş, “Bir oyun oynanırdı, etrafta 20 kişi olurdu. Şimdi masa kuruluyor oynayan dâhil iki çay yerine bir çay içiyor. İnsanların cebindeki para o kadar kısıtlı ve hesaplı ki, eskisi gibi bir durum yok. İnsanların cebinde para yok. Zaten paranın büyük bir çoğunluğu da o dinci sermayenin elinde. İnsanların parası olmadığı için sosyal hayatları da yok. Okuyan kesimin de durumları ortada. Aslanı kediye boğduran bir sistem oluşmuş. Dolayısıyla bu millet kıraathanesi projesinin ciddiye alınması bile hatadır. Komik bir şey bu... Ben artık bunları ciddiye almıyorum. Bir de tutturmuş eski Türkçe’de kıraathane, kütüphane demekmiş. Böyle bir şey olmaz” diye konuştu.
"100 insanın 80’i borçlu"
Kıraathanedeki müşteri profilinden de bahseden Bektaş, şunları kaydetti:
“Benim burada tanıdığım 100 insan varsa 80’i bankaya borçludur. Bankanın pençesine girip kapanan insanlar var burada. Çoğunluk perişan halde, buraya takım elbiseyle gelen insanlar da vardır ama cebinde 5 kuruş yoktur. Dün buraya bankadan birisi geldi, kredi kartı dağıtıyor. Muhabbet ettik, bana ‘Günde 70 insan buluyorum 69’unun sicili bozuk’ dedi.”
"Refah seviyesinin yükselmesi lazım"
Bektaş, şöyle devam etti: “Ülkeyi yönetenlerin vaat olarak kıraathane değil de, eğitim, çeşitli alanlarda yatırımlar yaparak bu ülke insanın refah seviyesinin yükselmesi lazım. Bunlara bakıyorum 16 yıldır iktidardalar, hiçbir şey yapmadılar. 52 yaşındayım, bu ülke insanının en zıt olduğu dönemlerde de yaşadım. İnsanların bu kadar kutuplaştığını hatırlamıyorum. İnsanlar birbirine düşman oldu. Kahveymiş, kıraathaneymiş bunların hepsi saçma sapan şeyler. Buna herkes güler. Memleketin yüz bin tane sorunu var, kıraathanede kitap okuyacağız bilmem ne!”
Kıraathanedeki müşterilerden Ali Mustanoğlu, Erdoğan’ın millet kıraathanesi projesini değerlendirerek şunları şöyledi:
, “Bu projenin tek amacı; insanları tembelleştirmek ve tamamen pasifize edip kendisine bağlamak. Kıraathanelerde genellikle işsiz ve emekli insanlar vardır. Çoğu insanın cebinde çay parası bile yoktur. Günde bir tane çay içebiliyorsa burada, kendini mutlu hisseden insanlar var. Millet Kıraathanesi yerine bir iş alanı açsa, işsiz insanları oraya yönlendirmiş olsa ülke adına daha doğru olur."
Ülkedeki işsizlik durumunun herkesi huzursuz hissettirdiğini ifade eden Mustanoğlu, “Örnek vereyim; ben emekli olduğum halde ayın 10’unu bulabiliyorsam kendimi mutlu addediyorum. Çevremdeki arkadaşlarımdan biraz borç alıp hayatımı idame ettirmeye çalışıyorum. Bir tek ben değil, herkes böyle. Verdiği kıraathane örneği, insanlar kitap okumak istiyorsa kütüphane var zaten, gidip oralarda okuyabilir” diye konuştu.
Erdoğan’ın Millet Kıraathanesi projesini sorduğumuz Oktay Yılmaz, “Ben bu millet kıraathanesi projesini anlamsız buluyorum” dedi. Yılmaz, “Memleketin ekonomik durumu git gide kötüye giderken millet kıraathanesi gibi bir vaatte bulunmak çok komik. Bu proje çok vasıfsız ortaya atılmış bir fikir bence” ifadelerini kullandı.
"Üniversiteyi bitirenler iş bulamıyor"
Son olarak Yıldırım Şenocak da Millet Kıraathanesi projesinin ülkenin sorunlarına çözüm getirmeyeceği görüşünde. Memleketin asıl sorununun işsizlik olduğunu ifade eden Şenocak, “Memleketin sorununa bir çözüm getirmez Millet Kıraathanesi. Memleketin ekonomik durumu çok kötü, fabrika açarsın, sanayiyi teşvik edersin, çiftçiye tarıma yatırım yaparsın, ihracat yaparsın.
Eğitim başlı başına bir sorun. İnsanların çalışması lazım, para kazanacak ki evinde rahat hissedecek. Çocuklarına karşı yükümlülüklerini yerine getirecek. Kafası rahat olsun ondan sonra gidip kitap okusun. Gençlerin geleceği ile ilgili bir kaygısı olmaması lazım. Ben gıda işiyle uğraşıyorum. 3 kap yemeği 10 liraya veriyorum. İnsanlar onu almakta bile zorlanıyorlar. Dolarda yükseldi. Ülkede bir şey oluyor, piyasayı etkiliyor. İnsanlar önünü göremiyor” diye konuştu.