20 Haziran 2018 04:25
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanlığı adaylığı ile ilgili, "Bizim illa Sayın Abdullah Gül’ün aleyhine konuşmamız isteniyor. Böyle bir bize yönelik kumpas çevrilmek isteniyor. Sayın Abdullah Gül’ün aleyhine niye konuşayım? Sayın Abdullah Gül Cumhurbaşkanlığı yapmıştır. Saygın bir kişidir. Kendisine saygı duyarım" dedi.
Kılıçdaroğlu, AKP mitingine katılan eski Başbakan Tansu Çiller'i, "Amerika'da mal mülk edinen adamın ne milli şuuru. Ediniyorsan Türkiye'de edin. Amerika'da gidiyorsun hanlar hamamlar alıyorsun sonra milli şuur!" ifadeleriyle eleştirdi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun konuk olacağı Halk Arenası programının yapılacağı Ataşehir'de Cumhuriyet Parkı'nda AKP'liler ve yurttaşlar arasında gerginlik çıktı. Polisin araya girmesinin ardından gerginlik sona erdirildi. Halk TV canlı yayınında soruları yanıtlayan Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
"24 Haziran korkusu. 25 Haziran'da güzel bir ülkeye uyanacağız. Kavgasız bir Türkiye istiyor halk. Aynı zamanda bu programın etkisini gösteriyor. İstedikleri kadar gelsinler. 70'li, 80'li yıllarda adaylar televizyonlarda bir araya gelir konuşurlardı. Erdoğan, televizyona çıkmaktan korkuyor. Biz Türkiye'ye yeniden demokrasiyi getireceğiz. Gençlere sesleniyorum, mutlaka sandığa gidin. Sözümüz söz demokrasiyi getireceğiz. Meral Akşener'e televizyona çıkma fırsatı verilmedi.”
"Bizim illa Sayın Abdullah Gül’ün aleyhine konuşmamız isteniyor. Böyle bir bize yönelik kumpas çevrilmek isteniyor. Sayın Abdullah Gül’ün aleyhine niye konuşayım? Sayın Abdullah Gül Cumhurbaşkanlığı yapmıştır. Saygın bir kişidir. Kendisine saygı duyarım.
Biz cumhurbaşkanı adayımızı nasıl belirledik, herkes bilir. Gazetelerde adaylarımızın isimleri yazılıyordu, çiziliyordu. Ne yaptık, oturduk sağlıklı bir kamuoyu araştırması yaptık. Sayın Muharrem İnce'nin ismi öne çıktı. Ben de bir akşam evime davet ettim. Cumhurbaşkanı adayımız olması gerektiğini ona söyledim. Zaten kendisi de istiyordu. Cumhurbaşkanı adayı yaptık. Yani aklımızı kullanarak, mantığımızı kullanarak cumhurbaşkanı adayı yaptık.
Sayın Abdullah Gül cumhurbaşkanı adayı olabilir mi, olabilirdi tabi. (Gül'ü) Onu Saadet Partisi arzu ediyordu. Elbette cumhurbaşkanı adayı olasaydı saygı duyardık.
"Millet İttifakını oluşturan tüm partiler, meslek kuruluşları artı gönüllü kuruşlar bir araya geldik, bütün sandıkların güvenliğini sağladık. Özellikle sorunlu olan 30 bin sandık var, onların üzerinde durduk. Bütün sandıklarda gerekli güvenliği sağladık. Sandıklar konusunda hiç tereddüt etmesinler, sandık güvenliği sorununu çözeceğiz, yurttaşlarımız hiç endişelenmesinler. Alınacak sonuçlar değerlendirilecek ve hızla genel merkeze ulaştırılacak ve kamuoyu ile paylaşılacak. Sandık görevlilerinin hepsine gerekli eğitimler de verildi. Tek arzum sandığa gidin ve oy kullanın. Bütün CHP'lilerin oy kullanması ve partisine oy vermesi gerekir. CHP'nin alacağı her oy Millet İttifakı'nı güçlendirecektir. Sandık güvenliği konusunda son derece dikkatli olmak zorundayız. Bu seçimler bir parti seçimi değil iki tercih var halkın önünde. Ya dikta rejiminden yana oy kullanacak ya da demokrasiden yana oy kullanacak. Bu ülkenin bütün insanlarının demokrasiden, kardeşlikten ve birlikten yana oy kullanacağına inanıyorum. 24 Haziran'ın bizim demokrasi tarihinde çok önemli bir yeri var. 24 Haziran bir demokrasi miladıdır ve biz bir sivil darbeye karşı topluca hareket etmek zorundayız."
"Eğer bir algı operasyonuna başvurulursa bunu çıkıp kamuoyuyla paylaşacağız. Demokratik olarak ne gerekiyorsa onu yapacağız. Öyle pabuç bırakmayacağız. Çünkü demokrasi kolay elde edilen bir şey değil. Demokrasiyi kazanmak için bazen bedel ödemek gerekir, gerekirse bedel ödeyeceğiz. Demokrasi konusunda asla gerim adım atmayacağız, kararlı, yürekli daha ileriye yürüyeceğiz. Daha çok demokrasi isteyeceğiz. demokratik kuralları kendi ülkemize getireceğiz."
"Eğer bir algı operasyonuna başvurulursa bunu çıkıp kamuoyuyla paylaşacağız. Demokratik olarak ne gerekiyorsa onu yapacağız. Öyle pabuç bırakmayacağız. Çünkü demokrasi kolay elde edilen bir şey değil. Demokrasiyi kazanmak için bazen bedel ödemek gerekir, gerekirse bedel ödeyeceğiz. Demokrasi konusunda asla gerim adım atmayacağız, kararlı, yürekli daha ileriye yürüyeceğiz. Daha çok demokrasi isteyeceğiz. demokratik kuralları kendi ülkemize getireceğiz."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, kendisine ve CHP Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'ye "Bay" şeklinde hitap ettiğinin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Ben ona ne söyleyeyim? Ne derse desin. Kaybedeceğini gösteriyor. Kısır kavgaların içine bizi çekmek istiyor. Kısır tartışma çekişmelere girmeyeceğim. Bu ülkenin insanlarına bir vizyon koyuyorum bir gelecek vaat ediyorum. İyi bir eğitim, kadın erkek eşitliği, Orta Doğu'ya barış diyorum. O bana, 'Bay Kemal' diyor. Ne derse desin ama öz güveni varsa yürekli adamsa çıkar karşıma tartışırız. Benim karşıma çıkmaya cesaret edemiyor niye arkamdan konuşuyor. Otursun karşıma tartışalım bakalım kimin ufku daha geniş. Benim ufkumu yakalayamazlar. Biz 21. yüzyılın güçlü Türkiye'sini inşa etmek istiyoruz. Biz çocuklarımıza eşit eğitim vermek, kadın erkek eşitliği sağlamak istiyoruz, Biz, cumhurbaşkanı tarafsız ve 80 milyonun cumhurbaşkanı olsun istiyoruz. Bir cumhurbaşkanı az ve öz konuşur, günün 24 saatinde konuşmaz. Kendisine de 'Bay Erdoğan' dedi. Dua edelim de 'bayan Erdoğan' demedi."
Kılıçdaroğlu, "Cumhurbaşkanı Erdoğan, sürekli bir davadan bahsediyor, bu dava neyin davası?" şeklindeki soruya, şöyle cevap verdi:
"Dikta yönetimi davası. 'Ben tek adamım herkes bana riayet edecek. Ben ne söylersen herkes ona uyacak.' diyor. Bu narsist bir kişiliktir. Narsistler yalan söylediklerine inanmazlar, kural tanımazlar, kendilerini yasaların üzerinde görürler. Böyle bir tabloyu asla kabul etmiyoruz. Herkes elbette düşüncesini ifade eder ama hiç bir zaman demokrasiden vazgeçmeyiz. Onun öngördüğü dava ile bizim davamız arasında fark vardır. Bizim davamız demokrasi davasıdır. Erdoğan, 'benim davam demokrasi davasıdır' diyor mu? Hayır bunu söylemiyor. 'Ben tek adam' olacağım, hepiniz bana biat edeceksiniz' diyor. Bizim de bir davamız var, bizim davamız demokrasi davasıdır. Biz bu ülkeye Batı standartlarında demokrasiyi getireceğiz."
Bilinçli olarak dışarıya yansıtılmış bir açıklama . Bütün CHP 'liler partisine oy versin. Son derece dikkatli olunmalı. Sabah 6'da orada olacak. Öğle yemeği gelmedi diye sandığı bırakanlar sandığı beklemeye gelmesinler. Ya dikta yönetiminden ya da demokrasiden yana oy kullanılacak. Hepimiz gideceğiz demokrasiden yana oy kullanacağız. Çocuklarımıza demokrasiden yana oy kullandım, size bunu miras olarak bıraktım diyeceğiz. Darbe döneminde getirilen anayasaya hayır oyu verdim ve bu size miras diyorum çocuklarıma. 24 Haziran bu yüzden çok önemlidir. Sivil darbeye karşı topluca hareket etmek zorundayız. Bu bizim namus borcumuzdur.
"Muharrem Bey'i hazmedemiyor. Çünkü kendisinden daha genç, daha dinamik, daha bilgili, dünyayı daha iyi görüyor. Muharrem Bey gerçekten de dinamik, genç, çalışkan, yaratıcı parlak bir zekaya sahip, yüzlerce binlerce çocuk yetiştirmiş, hazmedemiyor. Bunu için de acaba Kılıçdaroğlu ile İnce'yi kavga ettirebilir miyiz hesabı içinde, Bizans kafası var içinde. Biz öyle insanlar değiliz, biz medeni ve uygar insanlarız. Tartışırız ama tokalaşırız, kendisiyle birlikte biz demokrasiyi savunuyoruz, Türkiye'nin geleceğini düşünüyoruz. O bizi bir türlü anlamıyor. O kendisi gibi görüyor insanları. Bizim düşüncelerimiz belli içimiz neyse dışımızda o. Biz, Bizans oyunlarına gelmeyiz."
"Bu seçimler gerçekten demokratik ve eşit şartlarda yapılmıyor. Bunu ben söylemiyorum, bütün dünya söylüyor. Devletin uçağını, arabasını, bürokratlarını, paralarını kullanıyorlar. Diğer partilere bakıyorsunuz. Bazı partilere hazineden hiç para verilmiyor. Bir cumhurbaşkanı adayı da hapiste.”
Biz 25 Haziran sabahı güzel bir Türkiye'ye uyanmak istiyoruz. Bütün yurttaşlarımızı kucaklamak istiyoruz. Bu seçimlere bakalım. Gerçekten demokratik ve eşit koşullarda yapılmıyor. Devletin uçaklarını, hazinelerini kullanıyorlar. Bir parti hazineden para alamıyor, bir aday hapiste. Ne yaparlarsa yapsınlar güzel bir sabaha uyanacağız. Bunu anket ve meydanlara bakarak söylüyoruz. Bütün sınıflar bu düzenden rahatsız. İşçi intihar ediyor, kendini yakıyor. Kültür ve sanat sıfırlandı. Londra'ya gidip borç para istiyor. İkna edemeyince bakanı, bürokratı yolluyor. Ülkeyi ne hale getirdiklerine bir baksınlar.
"Türkiye'nin 1 yıl içinde 240 milyar dolar borç ödemesi lazım. Biz bunu yaparız. Asla rantiye sınıfına teslim olmayız. Kendi öz güvenimizle, gücümüzle demokrasiyi getirerek bunu yaparız. Asla ve asla enkaz edebiyatı yapmayacağız."
“Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı'nı kuracağız. Bugüne kadar Orta Doğu'da Müslüman kanı akıyor. Silahların bir grubunu Rusya, bir grubunu Amerika veriyor. Buyrun beyler birbirinizi yiyin diyor. Oradakilerin tamamı bizim akrabamız. Niye orada kan akıyor? Biz bunu sonlandıracağız. Bu konuda kesin kararlıyız. Orta Doğu'yu bir barış havzasına döndüreceğiz. Türkiye'ye dolar yağacak. Alın terimizle o bölgeye fabrikalar, yollar, barajlar yapacağız."
Avrupa Birliği ile yeni bir dönem başlatacağız. Siz bize fasıl açacaksınız biz de gereğini yapacağız. Hiç fasıl açılmasın beklemeden AB'de demokrasinin hangi kuralları geçerliyse tümünü yapacağız. Kaldır bakalım şu vizeleri diyeceğiz. Gel bakalım benim ülkeme herkesin can ve mal güvenliği, hukukun üstünlüğü var diyeceğiz. Yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü var bizim ülkemizde diyeceğiz."
Sultanahmet Camii'ni de Erdoğan yaptı. (Gülüyor) Gerçeklerden tümüyle kopmuş vaziyette. Türkiye'yi doğru yönetmesinin imkanı yoktur. Erdoğan'ı özel olarak eleştirmek istemiyorum, muhattap da almak istemiyorum. Muhatap almaya değmez. El ele, kol kola yürüyelim insanlarla istiyoruz. Kavgadan değil barıştan yanayız. Erdoğan ne derse ne desin buradan gelir buradan çıkar. 5 paralık adamı neden muhatap alayım? 5 paralık adama 5 paralık dava açtım.
"Millet ittifakı oluşumu ilkelere bağlı, yargı bağımsızlığı, parlamentonun üzerindeki baskıları kaldırma gibi ilkelere dayalı ittifaklar oluşturduk" diyen Kılıçdaroğlu, "Biz ilkelere dayandığımız için seçimden önce ve sonra da parlamentoda bu ilkeler çerçevesinde hareket edeceğiz."
"İkinci tura kim kalırsa her türlü desteği vereceğiz. Şunu açık bir biçimde görüyorum ki ikinci tura Muharrem İnce kalacak ve onu Cumhurbaşkanı olarak göreceğiz."
“Varlığına itirazım yok da milli şuur demesi benim ağırıma gitti. Amerika’da mal mülk edinen adamın ne milli şuuru. Ediniyorsan Türkiye’de edin. Amerika’da gidiyorsun hanlar hamamlar alıyorsun sonra milli şuur! Hadi canım ne milli şuuru. Eğer gerçekten kendi felsefesine bağlıysa bir gün önce Süleyman Demirel’in ölüm yıl dönümüydü gider oraya katılır insan. Belli çıkar odaklarının telkinleriyle gidiyorsun oraya. Bu ülkede başbakanlık yapmışsın sen”
Bir dip dalgası geliyor. Toplumda büyük bir huzursuzluk var. İş dünyasında bir belirsizlik var. İYİ Parti, Saadet Partisi ile ortak fikirlerimiz var. Uzlaşma kültürünü kurmaya çalışıyoruz. Ülke çıkarları için bir araya geldik. Kişilerde baskı var, çekiniyorlar, hiç kimse Erdoğan'ı eleştiremiyor. Bundan bir kurtuluş var. Millet İttifakı'nı desteklersek bundan kurtulacağız diyorlar. İşte buna "dip dalga" diyoruz.
Sözde teknoloji buluşması yapıyor. O kıraathanede kağıt oynasın. Tam Erdoğanlık proje. Emekli edeceğiz e ne yapacak o zaman? Oturup dinlenmeye, hafızasını yenilemeye ihtiyacı var. Herkesin kandırdığı bir kişi. Benim söylediğim doğrulara da inanmıyor. Artık siyaseti bırakmalı. Erdoğan toplumu çok yordu, kenara çekilirse toplum bir huzur bulacak. Bütün parti bir kişiye bağlıysa o parti değildir zaten. Şimdir Erdoğan bütün Türkiye'yi bir kişiye bağlamak istiyor. İlk kez bu dönemde başbakanlık dönemi ortadan kaldırılıyor. Binali Yıldırım'ı ciddiye alan var mı?
© Tüm hakları saklıdır.