Gündem

Kılıçdaroğlu'ndan suikast tedbiri açıklaması: Türkiye’nin bu noktaya taşınmış olması vahim

"Türkiye’nin bekâsından Bahçeli de sorumludur"

04 Ocak 2017 10:48

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendisine suikast yapılacağı yolundaki ihbarların kendi partililerinden de başka kaynaklardan da geldiğini vurgulayarak, “Hükümet koruma sayısını artırdı. Ama sonuçta biz siyasetçiyiz, meydandayız. Benim saldırı olacak diye dışarı çıkmayacak halim yok. Çıkacağım, vatandaşlarla buluşacağım, sorunları dinleyip, bunları aktaracağım, düşüncelerimi paylaşacağım. Türkiye’nin bu noktaya taşınmış olması vahim” dedi.

CHP lideri, Bahçeli’nin, “Hem Meclis’te hem de referandumda ‘evet’ diyeceğim” açıklamasına ilişkin olarak, "Sayın Bahçeli’yi anlamakta gerçekten zorluk çekiyorum. Türkiye’nin bekasından sadece ben sorumlu değilim. Benim kadar Bahçeli de sorumludur" yorumunu yaptı.

Milliyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Serpil Çevikcan'ın sorularını yanıtlayan (4 Ocak 2016) Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları şöyle:

 

"Korumalarda değişiklik yapıldı"

 

Sayın Başbakan’ın şahsınıza dönük suikast ihbarlarının arttığı yönünde sizi bilgilendirdiği kamuoyuna yansıdı. Mahiyeti nedir?

Bireysel olarak bir sorunum yok ama Türkiye açısından derin kaygılarım var. Umarım bugün yaptığım, ‘Anayasa değişiklik teklifini geri çekin’ çağrımı ciddiye alırlar. Bu kadar gerginlik yaşayan bir Türkiye yeni gerginliklere ortam hazırlamamalı, tam tersine Türkiye’yi gerginliklerden arındırmak gerekiyor. Bana yönelik saldırı olabileceği pek çok kanaldan geldi. Bizim partililerden de geldi, başka kaynaklardan da geldi. Hükümet koruma sayısını artırdı, korumalarda bazı değişiklikler yaptılar. Ama sonuçta biz siyasetçiyiz, meydandayız. Benim saldırı olacak diye dışarı çıkmayacak halim yok. Çıkacağım, vatandaşlarla buluşacağım, sorunları dinleyip, bunları aktaracağım, düşüncelerimi paylaşacağım. Türkiye’nin bu noktaya taşınmış olması vahim.

 

"Varsa belge büyükelçiyi çağır"

 

‘Bunu üst akıl yapıyor’ diyorlar. Üst akıl ile kimi kastettikleri belli. Gazetelerinin manşetlerinden de anlıyoruz bunu. İyi de sen hükümetsin. Varsa elinde bilgin, belgen, çağırırsın büyükelçiyi koyarsın önüne. Dışişleri Bakanı’nı gönderirsin gider o ülkeye anlatır. ‘Şunlar, şunlar var’ diye anlatır. ‘Türkiye’nin içişlerine müdahale ediliyor’ diye her şeyi anlatırsın.

 

"Sırttan vurmanın mesajı neydi?"

 

Siz üst akıl olarak ABD’yi mi görüyorsunuz?

Üst aklın ABD olduğunu onlar söylüyorlar. Bizim bir istihbarat örgütümüz yok ama Türkiye’de bugün her ülkenin ajanlarının cirit attığı, rahatlıkla eylem yaptığını da biliyoruz. Mesela şunun üzerinde durulmuyor. Bir polis, arkasına geçiyor ve büyükelçiyi sırtından vuruyor. Karşısına geçip de vurabilirdi ama sırtından vuruyor. Ne mesaj vermek istiyor? 

5 dakika içinde bunun FETÖ’cü olduğu ortaya konuldu ama okula girdiği tarihten, 15 Temmuz ve sonrasına kadar FETÖ’cü olduğuna dair kimse bir şey söylemedi, nasıl oluyor bu?

 

"Başbakan’ın açıklaması vahim"

 

Terör konusunda beni şaşırtan, asıl vahim olan, Başbakan’ın benzer olayların olacağı yönündeki açıklaması. Bu ‘önleyemiyoruz’ demek. Arkasından Başbakan Yardımcısı’nın ‘vatandaşlar önlem alsın’ açıklaması... Hükümet sensin ya, önlemi alacak olan sensin. Vatandaş ne önlem alacak, eline silah alıp sokağa mı çıkacak? Vatandaşın görevi vergisini verip, yasalara uymaktır, oy kullanmaktır. Güvenliğini hükümet sağlayacak. Vatandaşın polisi, istihbarat örgütü yok, devleti yönetmiyor. Sen alman gereken önlemi de vatandaşın sırtına yıkıyorsun. Hiçbir sorumluluğu olmayan garip bir devlet anlayışı ile karşı karşıyayız.

Anayasa teklifinin geri çekilmesi çağrınız karşılık bulur mu? 

Biz üstümüze düşeni yapalım. 

Sağduyu ile düşünürsek geri çekilmesi lazım. Ama akıl tutulmasının ve irade kaybının olduğu bir ortamda geri çekilmeyeceğini biliyorum.

 

"Türkiye’nin bekâsından
Bahçeli de sorumludur"

 

Teklifin Genel Kurul’daki görüşmelerinde nasıl bir yol izleyeceksiniz?

Deniz Bey (Baykal) bir siyaset duayeni olarak güzel bir konuşma yapacak, buna inanıyorum. Ben sağduyunun galip geleceği ve 330 oyun bulunamayacağı kanısındayım. Umuyorum.

Sayın Bahçeli’nin, “hem Meclis’te hem referandumda ‘evet’ diyeceğim” açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sayın Bahçeli’yi anlamakta gerçekten zorluk çekiyorum. Türkiye’nin bekasından sadece ben sorumlu değilim. Benim kadar Bahçeli de sorumludur. 

TBMM’den geçerse OHAL ortamında referandum yapılacak olması konusu tartışılıyor...

12 Eylül koşullarında referandum nasıl yapıldıysa şimdi daha ağır koşullarda referandum yapılacak. O dönem de bir darbe dönemiydi. 20 Temmuz’dan sonra da Türkiye başka bir darbe dönemine geçti. 12 Eylül’de ne varsa 20 Temmuz darbesinden sonra da aynı şeyler var. Değişen bir şey yok aslında. İnsanlar 
değişti ama zihniyet aynı zihniyet.

Diyanet İşleri Başkanı’nın tartışma yaratan açıklamaları konusunda değerlendirmeniz nedir?

Diyanet İşleri Başkanı’nın IŞİD ve benzeri terör örgütleriyle mücadelede daha kararlı, daha açık sözlü bir tavır takınmasını isterim, bekliyorum. İslamiyet’i teröre alet edenlere karşı en büyük görev Diyanet İşleri Başkanlığı’na düşüyor.