CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'li Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar ile CHP'li Belediye Meclisi üyeleri Hüseyin Avni Sipahi ve Çetin Kırışgil'in İçişleri Bakanlığı kararıyla görevlerinden uzaklaştırılmasıyla ilgili " Bütün Türkiye duysun, 14 belediye başkanımızı alsan dahi ne yapıp edip İstanbul'u alacağız. İstanbul'a ihanet edenleri tek tek açıklayacağız" dedi.
"Belediye başkanımızı FETÖ'cülükle suçluyorlar. Bazen iftira tutmaz. Aynı menzile siz yürümüyor muydunuz? 'Ey Fethullah Gülen, ne istedin de vermedik' diyen sen değil miydin? Devletin kadrolarını FETÖ'cülere sen teslim etmedin mi? Ben senin ne kadar iyi FETÖ'cü olduğunu çok iyi biliyorum. Sen FETÖ ile beraber aynı kapta yemek yerken ben senin ne mal olduğunu çok iyi biliyordum" diyen Kılıçdaroğlu, "Yine söylüyorum, cesaretin varsa, yüreğin varsa senin istediğin televizyon kanalında senin istediğin gazetecilerle çık karşıma" ifadesini kullandı.
CHP'li hiçbir belediye başkanının Man Adası'nda şirketi olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Çok şükür bizim belediye başkanlarımızın evinde ayakkabı kutuları yok. Man Adası'nda şirketleri yok, kara para aklamıyorlar. Bana diyor ki; ey Kılıçdaroğlu sen niye benim yakınlarımın niye Man Adası'nda şirketleri olduğunu açıkladın. Soruyorum, niye 15 milyon dolarlık şirketlere ilişkin açıklama yapmadınız? Her konuşmamdan sonra tazminat davası açıyorlar. Ya sizin Feriştahınız gelse bir adım geri adım atmayacağım" şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu, "Ya biz denetimden kaçmıyoruz, bizim belediye başkanlarımız 'Oğlum, paraları sıfırladın mı?' demiyor. Sen incelemedin, sen rapor tutturmadın, bilirkişi çağırmadın. Bizimkileri göndertmezsen namertsin" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, görevden almaların Türkiye'de gündemi değiştirmek için yapıldığını da söyledi.
İstanbul Beşiktaş Belediyesi'nde konuşan Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şöyle:
"Oturuyorsun sarayında, bir de diyorsun ki "Gözüne dizine dursun, 1600 lira para verdik". Gözüne dizine dursun, sen sarayda oturuyorsun. İşçinin hakkını, alın telinin hakkını sonuna kadar savunacağız. Yiğit olan susmaz, sonuna kadar mücadele edeceğiz. Belediyelerimizle uğraşıyoruz, buradan sesleniyorum, Beşiktaş'tan sesleniyorum.
"14 belediye başkanımızı alsan dahi ne yapıp edip İstanbul'u alacağız"
Bütün Türkiye duysun, 14 belediye başkanımızı alsan dahi ne yapıp edip İstanbul'u alacağız. İstanbul'a ihanet edenleri tek tek açıklayacağız.
Belediye başkanlarımızla uğraşıyorlar. Ne yapıyorlar belediye başkanlarımız? Hakkari'ye asfaltı Beşiktaş belediyesi yaptı. Sen 15 yıldır götürmedin oraya. Çocukların tamamına kucak açtı, sen 15 yıl kucak açmadın. Gitti Hakkâri'ye 'Su getireceğiz' dedin. 15 yıldır su götüremedin, götüremeyeceksen haber ver 14 belediye başkanımız oraya su da götürecek. Dedim ki; her kuruşun hesabını millete vereceksin. Bizim belediye başkanlarımız her kuruşun hesabını halkına verir. Dedim ki; size oy versin vermesin, hiçbir vatandaşı ayrımcılığa tabi tutmayacaksınız. Her vatandaşa eşit hizmet götüreceksiniz. İhanet ettiler istanbul'a, efendim 'Çok yüksek binalar yapıldı İstanbul'a'...
E yıksana? Bir binayı yıkamayan insan bırak dünya lideri olmayı, o sarayda bir saniye bile kalamazsın. Fiyakanı sökeceğiz. Bizi korkutuyorlar, hakimleriyle, savcılarıyla korkutacaklar bizi. Bugün geldiğimiz nokta budur. Gece yarısı hakimler değiştiriliyor. Hakimler Savcılar Kurulu'na sesleniyorum, eğer iradenizi saraya ipotek ettiyseniz biz hakimiz diye ortalıkta kesmeyin.
"Sizin Feriştahınız gelse bir adım geri adım atmayacağım"
Siz hakim değilsiniz, siz ancak ve ancak sarayın köleleri olarak tanımlanırsınız. Bizim bir özelliğimiz daha var; biz hesap vermekten kaçınmayız. Bizim özelliğimiz, hesap vermeyi namuslu bir görev olarak kabul etmektir. Siyasetçi hesap vermeyi namuslu bir görev olarak kabul eder. Siyasetçi kaçmaz, hesap vermekten kaçınamaz. O nedenle biz hesap veririz. Burayla ilgili söylentiler çıktı, geldiler baktılar. Savcı inceliyor, İçişleri Bakanlığı müfettişleri inceliyor. Hay hay, incelesinler. Biz de görelim. Varsa bir şey hesap sorsunlar, ama namusuyla herkes görevini yapıyorsa hiçbir sorunumuz yok. Biz Türkiye Cumhuriyeti'ne güveniyoruz. Vatandaş seçer hükümeti, ama devlet bakidir. Türkiye Cumhuriyeti'ni bugüne dek çok sayıda hükümet yönetti. Müfettiş gelmiştir, Sayıştay denetçisi gelmiştir, bir dosyayı istemiştir, belediye başkanımız vermemiştir.
O zaman al açığa. Ama bizim belediye başkanımız her dosyayı vermişse sana, hiçbir şey yapamazsın. Oturursun bakarsın yolsuzluk var mı diye. Mal bildirimi yapmamaktan dolayı suçlanıyor belediye başkanımız. Sağlıklı değilmiş, tıpkı Ataşehir Belediye Başkanımız gibi. O da gitti dedi; ailemin de benim de mal varlığımızı inceleyin diye.
"Çok şükür bizim belediye başkanlarımızın evinde ayakkabı kutuları yok"
Çok şükür bizim belediye başkanlarımızın evinde ayakkabı kutuları yok. Man Adası'nda şirketleri yok, kara para aklamıyorlar. Bana diyor ki; ey Kılıçdaroğlu sen niye benim yakınlarımın niye Man Adası'nda şirketleri olduğunu açıkladın. Soruyorum, niye 15 milyon dolarlık şirketlere ilişkin açıklama yapmadınız?
Her konuşmamdan sonra tazminat davası açıyorlar. Ya sizin Feriştahınız gelse bir adım geri adım atmayacağım.
Mal bildirimiyle ilgili savcılık takipsizlik vermiş. Başbakanlık'a da şikayet etmişler. Gelir, bakarlar. Başbakanlık Kamu Görevlileri Etik Kurulu da 2016'da demiş ki, burada bir şey yok. Şimdi siz bunu gerekçe göstererek belediye başkanımızı açığa alıyorsunuz. Ya bu ayıptır. İçişleri Bakanlığı teftiş kurulu, 20 Eylül 2016'da demiş ki bu iddiaların tamamı safsata. Raporu vermiş mi, evet. Daha ne istiyorsunuz. İhaleye fesat karıştırma... İhbar gidiyor, inceleniyor mu? Evet inceleniyor. İtiraz ettik mi? Hayır. İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Müdürlüğü diyor ki, fesat karıştırılmamış. Dosya Danıştay'a gidiyor.
Danıştay da hak vermiş İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Müdürlüğü'ne. Ama siz buna rağmen belediye başkanlarımızı açığa alıyorsunuz. Sırf Türkiye'nin gündemini değiştirmek için. CHP belediyelerle meşgul olsun ki işçinin, emekçinin haklarının peşine düşmesin.
Ya biz denetimden kaçmıyoruz, bizim belediye başkanlarımız "Oğlum, paraları sıfırladın mı?" demiyor. Sen incelemedin, sen rapor tutturmadın, bilirkişi çağırmadın. Bizimkileri göndertmezsen namertsin.
FETÖ ile ilgili ihbar var belediye başkanımız için. Soruşturun diyor, pasaportunu, eşinin, çocuğunun pasaportunu iptal ettiniz. Çocuk okula gidemiyor yurt dışına. Sizin ne kadar FETÖ hayranı olduğunuzu biliyoruz. Balyoz'da, Ergenekon'da ne yapıldıysa şimdi bize aynısını yapıyorlar. Biz susmayacağız, kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz.
"Türkiye'de en çok denetlenen belediye Beşiktaş"
Efendim FETÖ'ye kaynak aktarılmış... Buradan söylüyorum, kendine güveniyorsan gel beraber FETÖ'e kim kaynak aktardı tartışalım. Ama ben çok net söylüyorum, bizim belediye başkanımız FETÖ'ye para aktardıysa gelir, önce ben görevden alırım. Şimdi ben o beyefendilere de soruyorum, FETÖ'ye dünyanın parasını aktarırken hesabını verdiniz mi? Kol kolaydınız, el eleydiniz? Ne istedin de vermedik diyorlar. Ya sen Türkiye'yi verdin kardeşim. Bu mücadele FETÖ'nün taktiğidir.
Türkiye'de en çok denetlenen belediye Beşiktaş. Sesimizi çıkarmadık, 180'in üzerinde müfettiş geldi. Ne oldu? Biz her şeyimizin hesabını veririz. Niye vermeyelim? Para milletin parası. Her kuruşun hesabını verecek miyiz, elbette vereceğiz. Şimdi ben soruyorum, örtülü ödenekler nereye gidiyor arkadaş? Bana bir kuruşun hesabını veriyor mu, vermiyor arkadaş. Şimdi burada konuştum, tekrar tazminat davaları açacaklar. Sanıyorlar ki Kılıçdaroğlu korkacak, geri adım atacak. Mısır'daki sağır sultan da duysun, senin Feriştah'ın gelse bizi asla yıldıramaz.
Efendim gelmişler, daha önce incelemişler ama bir şey yok. Yazı yazıyor, bir şey bulmanız lazım diye. Yazı geliyor tekrar, ne yaparsanız yapın kardeşim. Asla geri adım atmayacağız. Halka hizmette asla geri adım atmayacağız. Biz Mustafa Kemal Atatürk'ün bize devrettiği Türkiye Cumhuriyeti'nin bayrağını yücelteceğiz. Biz hiçbir zaman çocuklarımıza telefon edip "Oğlum paraları sıfırladın mı?" demedik, demeyiz de. Kul hakkı yiyen adamdan bu memlekete hayır gelmez.