Evrensel yazarı Fatih Polat, CHP'nin 36. Olağan Kurultay'ında yeniden genel başkan seçilen Kemal Kılıçdaroğlu'nun "yeni PM listesini oluştururken, 2019’a giderken Kürt sorunu konusunda ayrılık yaşamayacağı bir yönetimi esas aldığını" kulislerde konuşulduğunu belirtti. Polat, “Kılıçdaroğlu, ‘daha milli’ bir siyaset, oyu sadece ‘yerli ve milli’ olarak ve mezhep siyasetinin ağırlığına teslim olarak alabileceğini düşünen bir siyaset kuran yönetim anlayışı ile 2019’a gidiyor yorumları yapılıyor" ifadelerini kullandı.
Polat'ın "CHP yeni döneme sancı biriktirerek gidiyor" başlığıyla yayımlanan (6 Şubat 2018) yazısı şöyle:
CHP’nin “Adalet ve Cesaret” adını verdiği 36. Olağan Kurultay’dan Kemal Kılıçdaoğlu’nun istediği gibi bir Parti Meclisi çıkarken, Muharrem İnce’nin desteğini artırması, parti içindeki değişim isteğinin bir işareti olarak yorumlanıyor. Kılıçdaoğlu’nun Kürt sorunu da dahil olmak üzere kritik meselelerde ayrı düştüğü isimleri PM dışında bıraktığı kurultayda İnce’nin aldığı sonuç için ise, “Aldığı oy Muharrem’e hayranlık değil, Kılıçdaroğlu’na eleştiri oyu” yorumları yapılıyor.
İnce nasıl yükseldi?
1253 delegenin oy kullandığı, 1237 oyun geçerli sayıldığı ve Kılıçdaroğlu’nun 1130 imzayla aday gösterildiği genel başkanlık yarışında 790 oy alarak beşinci kez CHP’nin genel başkanı seçildiği kurultayda sürprizi 163 imzayla aday olurken, önceki kurultaya göre oyunu artırarak 447 delegenin oyunu alan Muharrem İnce yaptı.
Peki bu nasıl oldu?
CHP’nin içinde MYK üyeliği dahil olmak üzere önemli düzeylerde görev yapan isimlerle de konuşarak bu soruya yanıt aradık. Aldığımız yanıtlar temel olarak şu noktalarda birleşiyor:
- Muharrem İnce, partinin çok uzunca bir süredir içinde bulunduğu ‘siyasetsizlik’ sorununa tepkinin karşılığını topladı.
- ‘Yüzde 50’yi konsolide edeceğiz’ denilerek sağdan oy alma çabasıyla, sağa dair söylemlerin benimsenmesi, bir tepki olarak İnce’ye yaradı.
Bu noktalarda birleşenler, parti tabanında ya da yönetiminde Muharrem İnce ayarında bir dalganın olmadığını, tabandaki etkili siyaset yönündeki değişim istediğine parti yönetimi tarafından verilemeyen yanıtın İnce’yi güçlendirdiğini özellikle vurguluyorlar.
İnce’nin kurultaydaki konuşmasında dile getirdiği ‘Yahu bu Kürtler hep mi yalan söyler?’ sözleri için ise şu yorum yapılıyor: “Bu aslında ‘Yani genellikle söylerler de, hep mi söylerler’ düşüncesini de yansıtıyor. Ama bu gibi söylemler, yönetimin açıklarının İnce tarafından çok iyi değerlendirildiğinin de bir göstergesi.”
İnce’nin siyaset tarzını eleştiren ve önceki dönem MYK’da yer alan bir isim, “İnce’nin aldığı bu destek, kendi yaptığı siyaset kalitesiyle ilgili değil, partiye yönelik tabanın rahatsızlıklarından, kaygılarından, itirazlarından beslenen söylemleri de, konuşmasında araya koymuş olmasından kaynaklanıyor” diyor.
İnce’nin etkili belagatinin de, parti içindeki etkili siyaset ihtiyacı açısından karşılık bulduğu ifade edilirken, şu vurgu yapılıyor: “Bir genel başkanın, almadığı alkışı alan bir genel başkan adayı bile o genel başkanı daha silikleştirir günün sonunda. Muharrem İnce’ye yakın olmayan insanlar bile Kılıçdaroğlu’nun silik kaldığını düşünüyorlar.”
Ve şu ortak bir görüş olarak dile getiriliyor: “Aldığı oy Muharrem’e hayranlık değil, Kılıçdaroğlu’ya eleştiri oyu.”
4 eski MYK üyesine; ‘Elim sıkışık’
CHP kurultayına ilişkin olarak konuşulanlar arasında, Kılıçdaroğlu’nun yönetime dair değişiklik tercihleri de öne çıkıyor. Kılıçdaroğlu’nun aralarında Kürt sorunu, insan hakları, mülteci sorunu ve son olarak da Afrin harekatına ilişkin alınan tutum konusunda ayrı düştüğü CHP’nin eski Genel Başkan Yardımcısı Zeynep Altıok’un da aralarında bulunduğu 4 MYK üyesi ile yeni PM listesini açıklamadan önce konuşarak, ‘Elim sıkışık liste yaparken, o nedenle yeni dönemde listemde size yer veremeyeceğim’ dediği öğrenildi.
Bu isimlerden Altıok, Kılıçdaroğlu’nun Necmettin Erbakan’ın ölümünün 6. yılı nedeniyle Ankara’da düzenlenen anma gecesine, Temel Karamollaoğlu’nun elinden plaket almasını da eleştiren bir isimdi.
Daha ‘milli’ bir siyaset
Kılıçdaroğlu’nun yeni PM listesini oluştururken, 2019’a giderken Kürt sorunu konusunda ayrılık yaşamayacağı bir yönetimi esas aldığı ifade edilirken, “Kılıçdaroğlu, ‘daha milli’ bir siyaset, oyu sadece ‘yerli ve milli’ olarak ve mezhep siyasetinin ağırlığına teslim olarak alabileceğini düşünen bir siyaset kuran bir yönetim anlayışı ile 2019’a gidiyor” yorumları yapılıyor. Gülseren Onanç’a yeni PM’de yer verilmemiş olması da benzer bir biçimde yorumlanıyor. Öte yandan bu türden isimlere yer verilmeyen yeni parti meclisinde Orhan Sarıbal gibi solda duran ve desteği güçlü bir isme yer verilmiş olması da “Benim listemde soldaki isimler de var” deme fırsatı veren bir tercih olarak dile getiriliyor. Kılıçdaroğlu’nun Muharrem İnce’nin listesinde yer alan Gamze İlgezdi’ye kendi listesinde yer vermiş olması da, parti içindeki dengelere hakim olma politikasının bir göstergesi olarak ifade ediliyor.
Peki, bu kurultay ile birlikte CHP’yi nasıl bir gelecek bekliyor? Bu soruya da farklı isimlerden şu yanıtı aldık: “Tabandaki rahatsızlık daha da büyüyecek. Belki bir olağanüstü kurultay olacak. Bu gidişat, solda bir siyasi güçlenme olmazsa, Muharrem İnce’nin daha da güçlenmes