Gündem

Kılıçdaroğlu: O belgeye atılan imzalar atanların namusudur!

Yaşanan yemin krizinin değerlendirmesini yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘’Biz demokratik tepkimizi net olarak verdik. Halkımızın seçtiği vekillerin en doğa

12 Temmuz 2011 03:00

T24 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın CHP’nin Meclis’te yemin etmesinin ardından yaptığı sert çıkışlara tepki gösteren CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, '' Biz böyle bir çıkış beklemiyorduk. Çok şaşırdık. Acaba Başbakan bu metni yeni mi okudu kaygısına düştük, eğer böyleyse bakın bazı değişmeler yaşanır. Bu metin bana ve Erdoğan’a sunuldu biz buna ‘evet’ dedik ve onay verdik. Bakın bu metnin üzerine atılan imzalar atanların namusudur.’ dedi. Kılıçdaroğlu açıklamalarına Erdoğan'ın sözünde durmadığını da ekledi.


‘Biz demokratik tepkimizi net olarak verdik’ 

Yaşanan yemin krizinin değerlendirmesini yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘’Biz demokratik tepkimizi  net olarak verdik. Halkımızın seçtiği vekillerin en doğal hakkı o Meclis’e gelmek. Bu insanlık hakkı. Tutuklu milletvekilleri için Anayasal engel var mı, hayır. Yasal engel var mı, hayır. Mazbatalarını aldılar mı, evet. Bakın uluslararası şartlarda altında Türkiye’nin imzasının bulunduğu anlaşmalar var. Bu sorun görmezden gelindi. AB’ye anlattık bu durumu ‘’ öyle saçmalık mı olur’’ dediler.  

Biz AB’ye üye olmak istiyoruz, AB standartlarına ulaşmak istiyoruz, her şey de AB standartlarına ulaşma çabası arıyoruz. Şimdi AB’de soracak ‘’niye bunlar yemin edemiyor’’ diyecek.  


‘Yaşanan kriz bizim de hoşumuza gitmiyordu' 

'İsminiz okunduğu zaman yemin etmemek bizim de hoşumuza gitmiyordu. Yemin edenlere herhangi bir tepki vermedik. Biz de bundan rahatsızdık. Ama şimdi oturalım konuşalım'


Tutuklu vekillerin yemin etme yolu açıldı mı?

Tutuklu vekillerin yemin etme yolunu anlaşma metnini doğru yorumlayan herkes tarafından çözüme kavuştuğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, ‘’Elbette. Başbakan açıklamalar yapıyor. Ama doğru konuşmuyor. Biz bir irade oluşturduk. ‘’Tüm siyasi partilerin ve 550 milletvekilinin Meclise gelip görevini yapmaları gerektiğine inanıyoruz’’ sonuçta buna karar verildi. Biz bir ortak yol bulduk. Ne diyoruz ‘’Tüm siyasi partilerin ve milletvekillerinin Meclis’te olmalarına inanıyoruz’’ diyor. Demek ki bir irade beyanında uzlaşıyoruz’’ dedi.  

Kılıçdaroğlu sözlerine şöyle devam etti.. 

‘Yemin ederek göreve başlamak kamu görevini yapmaktır. Halk bunu kamu görevi yap diye seçmiyor mu? Siz bunu engellerseniz halkın iradesine karşı çıkmış olursunuz. Biz bu insanlar için af çıksın, dokunulmazlıkları olsun demiyoruz. Biz sadece bu insanların Meclis’e gelip yemin etmelerini istiyoruz.  


Anlaşma metnindeki ‘hukukun üstünlüğü vurgusu’ 

Tutuklu vekillerin durumu için yapılan çalışmanın son paragrafında ‘’hukukun üstünlüğü vurgusu’’ kelimelerine de açıklama getiren Kılıçdaroğlu, ‘’Metin çok açık. Bunu okuyup anlamamak mümkün değil. Hukuk özgürlükleri daraltmak için değil genişletmek için yorumlanır. Bakın pek çok AİHM kararları var. Sayın Çiçek’e, ‘’Siz arzu ederseniz bu kararların birçoğunu Türkçe’ye çevirip size gönderebilirim’’ dedim. Birleşmiş Milletler sözleşmeleri, AB sözleşmelerine göre bunların gelip yemin etmesi gerekiyor. Türkiye iç hukukuna bu maddeleri geçiremediği için zamanında çok tazminat ödedi. Bu yüzden de 96. maddeyi değiştirdiler'' dedi.   


Süreç ne zaman normalleşecek?  

’Bu sürecin imzaların atıldığı, yeminin edildiği gün başlaması gerekiyor. Bu saatten sonra yok şöyleydi böyleydi demeyelim. Ama Erdoğan yine çıktı konuştu, artık bu kadar olmaz dedik biz de çıktık konuştuk. Bu metindeki imzalar atanların namusudur. Biz en baştan beri ne bir milim geri ne de ileri gitmedik. Çıkıp ileri geri laflar konuşmadık. Siz bu durumu uluslar arası platformda anlatamasınz. Biz Türkiye çağdaş bir ülke olsun istiyoruz.  Efendim biz dik durduk. Bize ‘’siz dik durmadınız’’ da diyemez kimse. Yapmayın biz dik durduk. Metin ortada!’’ 


‘Erdoğandan böyle bir çıkış beklemiyorduk’ 

‘Erdoğan’dan böyle bir üslup beklemiyorduk. Parlamentoda Bahçeli ve ben konuştuk. Bu uzlaşmaya katkı verenlere teşekkür de ettik. Halkın iradesine saygı duyulmasını istiyoruz. Bir demokrasi ayıbı bu ve artık son bulmalı. 

Acaba Başbakan bu metni yeni mi okudu kaygısına düştük. O zaman bazı değişimler olur. Arkadaşlarımız bunu imzalamışlar. Benim ve Erdoğan’ın görüşlerine sunuldu bu, ben de Erdoğan’da buna evet dedik. Bakın tutuklu olanlar milletvekili ve bu da parlamentonun bir sorunudur. Bunu parlamentonun dışında tutmak isteyenler var. 

Biz yargıçlara telefon edin o insanları serbest bırakın demiyoruz. Sayın Erdoğan hakkımda konuşuyor ‘’yargı kararlarına saygı duyuyordun hani diyor’’ saygı duyacağım eleştirmeyeceğim anlamına gelmiyor.  


Erdoğan’ın sözleri çözüme engel olur mu?

Erdoğan’ın bu sözlerinin çözüm için engel oluşturmayacağını böyle bir algının yaratılmamasına engel olunmasını isteyen Kılıçdaroğlu, ‘’ Bu belgeye yaratan altı arkadaş çocuklarına bir demokrasi mirası bıraktılar. Biz bu duyarlılığı yıllar önce anlattık. ‘’Bunu Türkiye kaldıramaz’’ dedik. Ortak irade istedik. Bu işi bilek bükme yarışına dönüştürmedik ama dönüştürmeye çalışanlar var. Bu metnin gereğini yapmamız gerekiyor’’ dedi.


Yemin krizi öncesi Baykal ve Kılıçdaroğlu görüşmesi   

Baykal’ın açıklamalarını ve özel görüşmelerini değerlendiren CHP lideri, ‘’ Ben gruptan sonra vekil arkadaşlarımız 5’erli gruplar halinde kabul ettim. Hepsini dinledim. Sayın Baykal’ı 5’erli grubun dışında aldım. Sonuçta CHP’ye uzun yıllar başkanlık yapmış olmasının yarattığı bir saygınlık var.’’ dedi.


‘AKP’nin medya ordusu günün 24 saati CHP’yi hedef alıyor’ 

‘’Güçlü bir AKP medyası var. Biz ne dersek diyelim onların işi bizi kötülemek. Televizyonaları gazeteleri biz ‘’demokrasi’’ desek bizi suçluyor. Günün 24 saati CHP’yi eleştirmeye adamışlar kendilerini. Bu kamuoyunda yanlış algılar yaratıyor. Bize olanak verildiği zaman çıkıp anlatıyoruz. Biz bunları bizi dinleyen herkese anlattık.
Ben merak ediyorum, bu ülkede Barolar Birliği, üniversiteler, STK’lar var, bunaların bu krize ‘’bu bir demokrasi ayıbı’’ dediklerini duydunuz mu? Bu olay ‘CHP Meclsi’i boykot etti’ olarak anlaşıldı. Biz böyle bir söz etmedik. Biz yasal haklarımız üzerinde duruyoruz karşımzda duran bir ordu ise ne desek bize karşı çıkıyor. 


‘AKP, AB’ye tutuklu vekiller için ne diyecek’

‘Yarın AB grubu gelcek , ‘’bunlar hangi suctran mahkum oldular diyecek, mahkum olmadı diyecekler  kaç gündür yargılanıyorlar diyecekler 850 gündür diyecekler,  onlarda saşıracak, hüküm bile giymeden bu kadar süre’’ diyecekler’ 


Sayın Erdoğan ‘’bu tutukluluk süreleri yanlıştır’’ diyor ama soru u çözmüne engel oluyor. Biz bu sorunu çözmek için bir pencere açtık . Bakın bugün suçlanabiliriz ama tarih bizi değerlendirirken CHP’nin demokrasinin yolunu açtığını söyleyecek. 

İsa Gök’ün 'karar aceleyle alındı' açıklamalarına da değinen CHP lideri şöyle dedi: 

Kararın alınma sürecinde perde arkasını vekil arkadaşlarıma anlatmadım, bu kararın sağlıklı olarak uygulamaya konması için kırıcı üslup kullanmak istemedim. Ama Erdoğan’ın arka arkaya konuşmaları üzerıne bende çıkıp bu metnin perde arkasını anlattım.  


BDP’nin yemin krizi 

Onların beklentileri nedir tam olarak bilmiyorum. Halkın oyuyla seçilmiş herkesin parlamentoya gelmesini isteriz biz. Çiçek’in olumlu tutumunu bu konuda da sergilemesini, yürekten isterim. BU ortak paydayı bulmak sayın Çiçek’in görevidir. Kürt sorunu açısından Çiçek grupları bir araya getirerek akil adamaları bir araya getirip çalışmalar yapılmalı.  


'Kurultay talebini saygıyla karşıladım'

'Kurultay talebini öteden beri saygıyla karşıladım. Kimse kurultay isteyenlerin aleyhine konuşmasın diye talimat verdim. İl başkanları toplantısını kurultay talebi nedeniyle erteledim. Kimseye de imza vermeyin demedim. Sonra kurultaydan vazgeçildi'


'Erdoğan sözünde durmadı'

'Mutabakat metni imzalandıktan sonra konuşmamaya özen gösterdim. Demokrasi mücadelesinin gereği partiler tarafından yerine getirilir diye. Erdoğan sözünde durmadı. Üçüncü kez konuşunca bana konuşmak farz oldu, yoksa ben yine konuşmayacaktım. Uzlaşma metnine sadık kalacağız'


'Anayasa için elimizden geleni yapacağız'

'Anayasa değişikliği konusunda hükümetten ayrıntılı hiçbir şey duymadım. Elimizden gelen her türlü katkıyı yapacağız. Özgürlük deyip özgürlüğü kısıtlayan mekanizmaya izin vermeyeceğiz. Bizim aradığımız evrensel hukuk'