CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, geçen günlerde kullandığı “Sokak eylemleri devam edecek” ifadesine açıklık getirdi. “Eğer parlamentoda sizin konuşmanıza imkân verilmez ise, söz hakkınız kısıtlanırsa bunu kullanacağınız bir yer lazım. Nerede konuşacağım ben; evde konuşmayacağım herhalde" diyen Kılıçdaroğlu, "Bir yerde konuşmam lazım, anlatmam lazım. O nedenle İçtüzük çalışmasını, muhalefetin söz hakkının kısıtlanmasını doğru bulmuyorum" ifadesini kullandı.
Toplumda ortaya çıkan “öfke ittifaklarının toplumsal gerilime neden olduğunu” ifade eden Kılıçdaroğlu, sözlerinin devamında şunları kaydetti:
“Bu öfke bir kişiden çıkıyor; ben ‘Binali Bey öfkeli konuşuyor’ dersem haksızlık yapmış olurum Binali Bey’e. Eğri oturup, doğru konuşmak lazım; aynı şey bakanlar için de öyle. Siyaset eleştirilir, ben eleştiririm onlar da beni eleştirir. Ama bir kişi Türkiye’ye öfke kusuyor, toplumu geriyor, gerginlikten nemalanmak istiyor. Ama artık yeter yahu.”
CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'nun tutuklanması sonrası başlatılan "adalet yürüyüşü" 25 gün sürmüştü. Katedilen 432 kilometrelik yolun ardından Maltepe Meydanı'nda "adalet mitingi" yapılmıştı.
Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya'nın, Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarına da yer verdiği (19 Temmuz 2017) yazısı şöyle:
Adalet Yürüyüşü ve Maltepe mitinginden bu tarafa görmemiştim.
Şunu belirteyim, özgüveni çok daha yükselmiş, kararlılığı artmış.
TBMM’deki odasında sohbet ederken CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğluyürüyüş sonrasına ilişkin bazı ilginç detaylar aktardı.
Örneğin, evindeki uzun koridorda telefon görüşmelerini yaparken yürüyüşe devam ediyormuş.
Karavanda geçen 25 günün ardından evdeki yatak da çok rahat gelmiş.
Bir de yürüyüş sonrası otomobil ile aynı yolu geri dönerken, “Bu kadar yolu ben nasıl yürümüşüm?” diye hayret etmiş.
Sonrasında günlük siyasete döndük, sorularımızı sıraladık.
“Sokak eylemleri devam edecek” dediğini anımsatıp yeni eylem modelini sorduk; yanıtı şöyle oldu:
“Eğer parlamentoda sizin konuşmanıza imkân verilmez ise söz hakkınız kısıtlanırsa bunu kullanacağınız bir yer lazım. Nerede konuşacağım ben; evde konuşmayacağım herhalde. Bir yerde konuşmam lazım, anlatmam lazım. O nedenle İçtüzük çalışmasını, muhalefetin söz hakkının kısıtlanmasını doğru bulmuyorum.”
Yapacakları eylemlerin “toplumsal destek bulmasının şart olduğunu”belirtti, eylem öncesi bunu ölçerek hareket edeceklerini belirtip ekledi:
“Ben şunu görüyorum Türkiye süratle bir monarşiye doğru kayıyor. Ne Meclis Başkanı’nın ne Başbakan’ın ne de başka birinin herhangi bir iradesi yok.”
İktidar çevrelerinin kendisini FETÖ ile ilişkilendirerek “kriminal hale getirme” çabasında olduklarına vurgu yapıp devam etti: “Ben kendilerini uyarmak isterim, bu yol benim susturulacağım bir yol değil. Konuşmamı istemiyorsanız demokrasiyi süratle getireceksiniz.”
Niye tutuklanmadı?
Bu aşamada CHP Lideri’ne “17/25 Aralık sonrası söylem ve eylemlerinin FETÖ mensupları ile benzer olduğu ve aynı araçları kullandığına” dönük suçlamaları anımsattık.
“Hayatta FETÖ ile bırakın fiziken bir araya gelmeyi, düşünsel olarak da gelmedim. Her dönem karşı çıktım” deyip ekledi:
“O zaman ‘F tipi yapılanma’ diyorduk, Yargıtay’a FETÖ’cü atanırken, ‘160 militan atadınız’ diye eleştirdim, kıyamet koptu... Kozmik oda, yani devletin ‘harem-i ismeti’ni FETÖ’ye açacaksın, sonra dönüp beni suçlayacaksın; akıl mantık alacak şey değil. Onun hesabını verdiniz mi siz? Hayır! Devletin en mahrem bilgileri nasıl götürülür, teslim edilir oraya? Mayıs 2016’da MİT kamuoyuna yaptığı açıklamada, ‘Biz ByLock kullananların listelerini eşzamanlı olarak şuna, şuna gönderdik’ diyor. Niye FETÖ’nün kurmay ekibini tutuklamadı, yurtdışına çıkmasına göz yumdular? Hepsi o tarihte Türkiye’deydi.”
Kontrollü darbe
Kılıçdaroğlu’na “Kontrollü darbe” sözünün, “FETÖ ile aynı dili kullanıyor” diye çok eleştirildiğini anımsattık.
Referandum öncesi de bu sözü kullandığını, bir broşürlerinde de ifadenin yer aldığını belirtti.
Başbakan Binali Yıldırım’ın da darbeden haberdar edilmediği için kendisiyle aynı kaygıları taşır noktaya geldiğini söyledi.
Binali Bey'e haksızlık
Toplumda ortaya çıkan “öfke ittifaklarının toplumsal gerilime neden olduğunu” belirtince, şunları söyledi:
“Bu öfke bir kişiden çıkıyor; ben ‘Binali Bey öfkeli konuşuyor’ dersem haksızlık yapmış olurum Binali Bey’e. Eğri oturup, doğru konuşmak lazım; aynı şey bakanlar için de öyle. Siyaset eleştirilir, ben eleştiririm onlar da beni eleştirir. Ama bir kişi Türkiye’ye öfke kusuyor, toplumu geriyor, gerginlikten nemalanmak istiyor. Ama artık yeter yahu.”
Tunceli CHP İl Başkanı’nın öldürdükleri öğretmen nedeniyle PKK’ya tepkisi için “Doğrusunu yapıyor” dedi.
Kendisinin Yenikapı ruhunu taşıdığını vurguladı, hükümetin “OHAL’i üç aydan daha az süre uygulayacağız” sözü vermesine karşın bir yıldır uygulamaya devam ettiğini de belirtti.
Yargının içinde bulunduğu durumu ise Sakarya Milletvekili Engin Özkoçüzerinden verdi; hakkındaki iddianamede yer alan 12 iddianın da yanlış olduğunu anımsattı.
Yanından ayrılırken dinç ve neşe doluydu...