Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 2 Nisan Otizm Farkındalık Günü’nde, otizmli çocuk anneleriyle görüştü. Kılıçdaroğlu’na dert yanan bir otizmli çocuk annesi, “Yeter ki çocuklarımızı topluma kazandıralım. Ama bizim çocuklarımız okullara kabul edilmiyor. 1,5-2 milyon otizmli birey var. 500 bin tane okullu otizmli birey var. Okul çağında, okula gitmesi gerekiyor. 44 bini okula gidiyor. 500 binin gerisi nerede” dedi.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 2 Nisan Otizm Farkındalık Günü dolayısıyla bugün, Ankara’nın Yenimahalle ilçesinde yaşayan Avcı Ailesi’ni ziyaret etti. Otizmli çocuk annesi Sümeyya Avcı ile görüşerek sorunlarını dinleyen Kılıçdaroğlu, ziyaretin ardından da seslerini duyurmak için gelen otizmli çocukların yakınları ile sohbet etti.
Otizmli çocuk annesi Sümeyya Avcı, yaşadıkları sorunları Kılıçdaroğlu’na şöyle anlattı:
"Çocuklarımız hiçbir yerde kabul görmüyor"
“Otizmli evlat sahibi olan aileler gerçekten o kadar ağır ve zor bir durum ki. Bu zamana kadar çok programlar yapıldı ama bizi böyle evimizde görmeleri, bu şekilde şahit olmanız, gerçekten bizi çok onurlandırdı ve gururlandırdı. Biz, çok zorluklar yaşıyoruz. Okullara bu çocuklarımız kabul edilmiyor. Kaynaştırma öğrencisi olamıyoruz. Parklarda, binalarda kabul edilmiyor. Bizim çocuklarımız hiçbir yerde kabul görmüyor. Çocuklarımızın tek rahat ettiği, özel hissettiği tek alan, özel eğitim. Özel eğitimleri de biliyorsunuz ki haftalık 2 saat. O da hiçbir şeye yetmiyor. Ama bir eğitim alsa, yani o da kendi başına yaşamayı öğrense, spora gitse… Onun dışında biz aileler için çalışmak da lüks. Çalışamıyoruz. Bütün arkadaşlarım adına söylüyorum. Emeklilik olsun istiyoruz. Bakım yapan çocukların aileleri için emeklilik olsun istiyoruz.”
“Benim sigortam yok. 4 bin 300 lira, çocuğun maaşıyla geçiniyorum"
Kılıçdaroğlu, Avcı’ya, “Sizin sigortanız yok değil mi” diye sordu. Avcı, Kılıçdaroğlu’na şöyle yanıt verdi:
“Benim sigortam yok. 4 bin 300 lira, çocuğun maaşıyla geçiniyorum. İki ay önce eşim vefat etti, eşimi kaybettim. Evden çıkarıldım. Ödeyemediğim için çıkmak zorunda kaldım. Ailemin yanına geldim, buraya sığındım. Şu anda ailemle beraber yaşıyorum ama burası da dedemin evi. Yedi ortaklı bir ev.”
"Özel eğitim saatleri bize hiç yeterli gelmiyor"
Avcı, konuşmasına şöyle devam etti:
“Okula gidiyor ama kaynaştırma olamıyor. Özel eğitim sınıfına gitmek zorunda kalıyor. Özel eğitim sınıfında da yeterli materyaller yok, yeterli bir eğitim yok. Okullarımızda branş öğretmenleri olmuyor genelde. Mesela bir resim veya müzik öğretmeni, özel eğitim alması gereken bir çocukla ilgileniyor. O yüzden o konuda çok yeterli olmuyor açıkçası. Böyle sorunlar yaşıyoruz. Özel eğitim saatleri bize hiç yeterli gelmiyor. Bunun yükselmesini çok istiyoruz.”
"Seneye 2 Nisan'da yine bekliyoruz sizi"
Kılıçdaroğlu, anne Avcı’ya, “Rus öğretmenler var. Beslenmesi vs. çocuğun yetenekleri nedir, hangi alanda yeteneklidir? Masrafını karşılayıp öyle bir yere yerleştirebiliriz” dedi. Kılıçdaroğlu, otizmli çocuğa oyuncak ve tablet hediye etti. Avcı, Kılıçdaroğlu’na “Seneye 2 Nisan’da yine bekliyoruz sizi. Dualarımız sizlerle” dedi. Kılıçdaroğlu, “İnşallah” diye cevap verdi.
Kılıçdaroğlu, Avcı Ailesi’ni ziyaretinin ardından, kendisini görmeye gelen otizmli çocuk anneleri ve yakınlarıyla sohbet etti. Otizmli çocuk annesi bir kadın, Kılıçdaroğlu’na şunları söyledi:
"Otizm Eylem Planı'nın hayata geçmesini istiyoruz"
“Biz, özel gereksinimli aileler olarak, çocuklarımızın anayasal hakkı olan eğitimde fırsat eşitliğini istiyoruz. Şu anda aldıkları haftada 2 saat 20 dakikalık eğitimle çocuklarımızın sadece maalesef yaşları büyüyor. Biz ‘Otizm Eylem Planı’nın hayata geçmesini istiyoruz. Haftada aldıkları eğitim saati yetmiyor ama en az 40 saat bu çocukların eğitime ihtiyacı var. Çünkü otizmin çaresi eğitim. Biz, onun için eğitim saatinin 40 saate çıkmasını istiyoruz. Maalesef ki birçok anne baba, otizmli bireylerin anne babaları, çocuklarının kendilerinden önce ölmesini istiyor. Anne babalar için maalesef çok acı bir durum. Kısaca Sayın Başkan’ım, biz gözlerimiz kapalı gitmek istiyoruz.”
"Ben öldükten sonra benim çocuğum bakımevine gidecekse ben niye gençliğimi verdim?"
Başka bir otizmli çocuk annesi kadın ise şöyle konuştu:
“Her gün evimizde deprem oluyor. İnşallah iktidara geldiğiniz zaman, -benim oğlum 22 yaşında- bizden sonraki çocuklarımızın, doğacak çocuklarımızın en azından eğitimle kazanmasını sağlayabiliriz. Biz, sadece anayasal hakkımızı, eğitimde fırsat eşitliğini istiyoruz. Çocuklarımızın, yaşı büyümeden, yaş almadan eğitim almasını istiyoruz. Ben öldükten sonra benim çocuğum bakımevine gidecekse ben niye gençliğimi verdim? Niye ömrümü verdim ben? Madem bakımevine gidecekse göndereyim. Ama kim bakacak? Kardeş yok, baba yok. Benim çocuğuma benden sonra kim bakacak? Bakımevine gidecek. İnşallah her şey güzel olacak diye düşünüyoruz.”
Kılıçdaroğlu, otizmli çocukların yakınlarına, “Bu çocukların özel yetenekleri var. Onu tabii öğretmen keşfediyor. Okulda keşfediliyor. Bu yetenekler öne çıktığı zaman çocuk, kendi giderini kendi sağlayabilecek bir potansiyele de kavuşabiliyor” dedi.
"Ben, işimi bile yapamıyorum bu benim çocukluk hayalimdi"
Ebe hemşire olduğunu söyleyen otizmli çocuk annesi, Kılıçdaroğlu’na, “Ben, işimi bile yapamıyorum. Bu benim çocukluk hayalimdi, insanlara yardım etmek. Ama işimi yapamıyorum” dedi. Kılıçdaroğlu, ebe hemşireye otizmli çocuğunun kaç yaşında olduğunu sordu. Anne, “5,5” diye cevap verdi. İşini çok sevdiğini belirten otizmli çocuk annesi, “Ben insanlara yardım etmeyi seviyorum” diye konuştu.
"Sosyal devlet otizmli bir çocuğa bakamıyorsa onu eğitemiyorsa sosyal devlet değildir"
Kılıçdaroğlu, otizmli çocuk annelerine şunları söyledi:
“Zaten sosyal devlet bunun için var. Sosyal devlet, otizmli bir çocuğa bakamıyorsa, onu eğitemiyorsa sosyal devlet değildir. Devlet, devlet değildir o zaman yani. Tüm bireylere, özellikle yardıma ihtiyaç duyan bütün bireylere sosyal devletin bakması, eğitmesi gerekiyor. Onları topluma kazandırması gerekiyor. Bu, anne ve babanın da güven içinde, en azından çocuğunu gönderebileceği bir okula kavuşması demektir. Sosyal devletin yapması gereken o. Sosyal devlet, otizmli bir çocuğa bakarsa sabahtan teslim edersiniz okula, akşama kadar anne de o zaman huzur içinde çalışabilir. Akşam döndüğünde de çocuğunu okuldan alıp evine getirebilir. Bu mümkün. Mümkün ama işte sesinin biraz daha gür çıkması lazım. Sesinizin gür çıkması lazım.”
Ebe hemşire otizmli çocuk annesi, “Çocuğumuzun zeka problemi yok ki. Ben mesela Furkan’a şimdi söylesem ertesi gün asla unutmuyor” dedi.
Kılıçdaroğlu, “Bu konuda yetenekli öğretmenler var. Özel ihtisas alanları bu zaten. Çocukla bu öğretmenleri yan yana getirmek lazım. Bunlara uygun ortamlar hazırlamak lazım. Parayla değil, bunu sosyal devlet yapacak. Siz nereden bulacaksınız bu parayı?” diye konuştu. Ebe hemşire, “Ben çalışırım. Benim için hiç sorun değil. Yüksek lisans mezunuyum. Ebe hemşireyim ama ben valla tuvalet de temizlerim. Hiç sorun değil” diye cevap verdi.
"44 bini okula gidiyor. 500 binin gerisi nerede"
Otizmli çocuk annesi, “Yeter ki çocuklarımızı topluma kazandıralım. Ama bizim çocuklarımız okullara kabul edilmiyor. 1,5-2 milyon otizmli birey var. 500 bin tane okullu otizmli birey var. Okul çağında, okula gitmesi gerekiyor. 44 bini okula gidiyor. 500 binin gerisi nerede? Öğretmenler kaynaştırmayı istemiyorlar. Özel alt sınıfa gidiyoruz. Diyorlar ki ‘Bizim yerimiz yok’” dedi.
Kılıçdaroğlu, annelere, “Düzelecek. Göreceksiniz, sosyal devlet sizin yanınızda olacak. Moralinizi bozmayın, çözeceğiz” diye yanıt verdi. (ANKA)