Gündem

Kılıçdaroğlu'ndan vatandaşa: Hâlâ gidip seni işsiz bırakana oy verirsen yarın ağzındaki lokmayı da alır

"Bu yüksek binalara izin verenlerin Allah belasını versin"

19 Şubat 2019 13:42

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, işsizliği giderek arttığını ve Saray'da oturanların bu konudan haberdar olmadığını söyledi. "Onların çocukları işsiz değil. Saray'da ve çevresinde işsizlik yok. Kimin çocukları işsiz? Fakirin, fukaranın, arkası olmayanın çocuğu işsiz" diyen Kılıçdaroğlu, "Ama sen hâlâ gidip oy vereceğim diyorsan seni işsiz bırakana, yarın ağzındaki lokmayı da alır. Ona göre" diyerek vatandaşa seslendi.

Öte yandan Kılıçdaroğlu, İstinaf Mahkemesi'nin onadığı Cumhuriyet davası kararına tepki gösterdi. "Bunu içimize sindirebilir miyiz; bu kararın hakka ve hukuka uygun olduğunu kabul edebilir miyiz? Hayır" diyen Kılıçdaroğlu, "Gazetecilerin hapse atıldığı, hele hele aylardır hapiste olup iddianamesinin yazılmadığı pek çok kişi Türkiye’nin demokraside kan kaybetmesini dünyaya anlatıyor" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, yatay mimari söylemini eleştiren Kılıçdaroğlu, "Vay, bu yüksek binaları kim yapıyor? Sanki Güney Kore'den gelip yaptılar da sabah kalkıp 'Allah Allah bunları kim yaptı' dedik. Şikâyet eden kim? Erdoğan. Kim izin verdi bu yüksek binalara? İzin verenin Allah belasını versin diyorum" diyerek tepki gösterdi.

TIKLAYIN -İstinaf mahkemesi, 200 sayfalık savunmaya karşı tek paragraflık hükümle Cumhuriyet yönetici ve yazarlarını mahkûm etti

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:

"Ozan Arif'in Erzurumlu Emrah'tan Neşet Ertaş'tan bir farkı yoktur.

"Türkiye’nin itibarını zedeliyorsunuz. Hala ne yaptıklarının farkında değiller. Türkiye’de yargının bağımsız olduğunu kimse söylemiyor. Alınan kararlar neticesinde karar veriliyor. Bunu içimize sindirebilir miyiz; bu kararın hakka ve hukuka uygun olduğunu kabul edebilir miyiz? Hayır. Gazetecilerin hapse atıldığı, hele hele aylardır hapiste olup iddianamesinin yazılmadığı pek çok kişi Türkiye’nin demokraside kan kaybetmesini dünyaya anlatıyor.

Kılıçdaroğlu sözleşmeli erlerin sorunlarına değindi

"Zorunlu askerlikte olduğu kurallara tabiiler 7 yıl er koğuşunda kalmak zorundalar. Soru şu: Neden? Bunlar insan değil mi? Neden bunlar kışlada zorunlu olarak kalıyor?.. Ocak 2018'de Uzman Çavuş'a iyileştirme zammı yapıldı. TSK personeline 400 lira zam yapıldı diye gazetelerde geçti. Herkese zam, sözleşmeli erlere bu zam verilmedi. Herkese zam bunlara zam yok, neden?.. Askerler bir yerden bir yere görevlendirilebilirler. Giderlerken tayin izni ve yol harcı alınırlar. Sözleşmeli er ya da erbaşlara bu hak da yok. Neden? Bunlara da bu hakların tanınması lazım. Eğer bir rütbeli belli bir yere gittiğinde evliyse eş de oraya tayin edilmek zorunda. Bunlarda eş durumu tayini de yok. Sözleşmeli er ve erbaşlar şehit olduklarında bunların yakınlarına 4 bin 200 lira veriliyor. Bunlar dışındaki asker şehit olursa 5 bin 600 lira veriliyor. Şehit yakınlarına ve gazilere kira yardımı yapılıyor ama sözleşmeli er ve gazilere yapılmıyor. Neden?

"Fotoğrafı görünce tüylerim diken diken oluyor"

"(Sokak ekonomisi) Gelelim sosyal devlete. Geçen 6 milyon kişiyi etkileyen bir toplantı yaptık; sokak ekonomisi. 6 milyon kişiyi aileleriyle düşününce 25 milyon kişi ediyor. Bunlar kedilerini sahipsiz olarak adlandırılıyor. Biz Cumhuriyet Halk Partisi'yiz, ilk kez bunların sorunlarını nasıl çözeriz diye biz masaya yatırdık, toplantı yaptık. Önce şunu düşünmeliyiz; devlet kime hizmet eder? Dolayısıyla devletin kimin hizmet etmesi gerektiğini Anayasa'ya yazmışlar. Türkiye demokratik, laik, sosyal hukuk devletidir. Nedir sosyal devlet demek? 

"Bu tablo 21. yüzyılın tablosudur. Tablonun aktörü de bu tabloda görünüyor. Bu kadıncağızın tanzim satış noktasına gidecek parası bile yok. Hangi sosyal devlet? Hangi fakirin fukaranın yanında oldu devlet? Bu tabloyu görüp vicdanı sızlamayan var mı? Fotoğrafı görünce tüylerim diken diken oluyor. Saray'da oturup bu fotoğrafa bakan acaba ne hissediyor?

 

"Ağzındaki lokmayı da alır"

"Onların çocukları işsiz değil. Saray'da ve çevresinde işsizlik yok. Kimin çocukları işsiz? Fakirin, fukaranın, arkası olmayanın çocuğu işsiz. Ama sen hâlâ gidip oy vereceğim diyorsan seni işsiz bırakana, yarın ağzındaki lokmayı da alır. Ona göre. Kibir abidesi Saray'da oturuyor, işsizlik nedir bilir mi? İşsiz bir insanın sokaklarda nasıl gezdiğini bilir mi? Saray'ın çevresi işsizliği bilmez arkadaşlar. Bir de bir eli yağda bir eli balda olan bir damat var. Bir fakirin, fukaranın sofrasına oturmuşluğu var mı? Bir Anadolu'yu gezmiş mi? 

"Çift dikiş maaş alanlar var. Emeklilikte yaşa takılanlara türedi diyorsun. Yaşa takıldığı için yüz binlerce işsiz var. Bunların derdiyle bizim dışımızda ilgilenen yok. 

"Yüzbinlerce üniversite mezunu var. İş bulamıyorlar. 3.5 milyon Suriyeliyi getirirsen işsizlik sorununu çözemezsin. Devletin fabrikalarını satarsan çözemezsin. Fabrikaları sattın şimdi domates satıyorsun şu geldiğin noktaya bak.

"İzmir'de 35 bin yoksul ev var. 35 bin eve 10 kilo soğan ve domates teslim edeceğiz. İşte sosyal adalet budur.

"Varlık kuyruğuymuş! Al bütün Ak Parti milletvekillerini sen de gir bu kuyruğa"

"Bütün al Ak Parti milletvekillerini sen de gir bu kuyruğa. Vatandaşın aklıyla dalga geçiyor. Varlık kuyruğuymuş! Daha önce söyledim yalan söyleyenden bakan, cumhurbaşkanı, parti genel başkanı olmaz. Defalarca söyledim. Vay efendim bu yüksek binaları kim yapıyor? Sanki Güney Kore'den gelip yaptılar da sabah kalkıp 'Allah Allah bunları kim yaptı' dedik. Şikâyet eden kim? Erdoğan. 

"Allah belasını versin"

"Çayyolu koridoru oldu artık. İki tarafta beton blok. Şikâyet eden kim? Erdoğan. 10 Ocak 2019 tarihli bir karar okuyacağım. Bizim Genel Merkez'e giderken bir arsa var. Bu arsaya sınırsız kat yapılması imkânını veren karar. Hani sen diyordun bizim örfümüzle kültürümüzle barışmıyor diye. Acaba Erdoğan dışında biri mi karar veriyor? İptal et bunu. Etmeyecek çünkü alıcısı belli. Kupon arazisi çünkü. Kim izin verdi bu yüksek binalara? İzin verenin Allah belasını versin diyorum. Bütün bu eleştirileri yaptım ama asla karamsarlığım yok.

 

"Bu kadın kardeşimiz bizim kardeşimizdir. Onu bu tür tablolarla karşı karşıya bırakmayacağız. Çoluk çocuğu güler yüzlü okula gidecek. Bu tabloya asla izin vermeyeceğiz.