Gündem

"Google'a 'Hırsız Başbakan' yazınca 3 milyon 900 bin Erdoğan sonucu çıkıyor"

Kılıçdaroğlu, Meclis'e sunulan 6 maddelik çözüm paketine ilişkin, 'Çözüm paketi böyle yasalaşırsa AYM'ye gideriz' dedi

01 Temmuz 2014 16:38

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın AKP’nin Cumhurbaşkanı adayı olmasıyla ilgili olarak, "Google'a girip, 'yalancı başbakan' yazdığınız zaman, 450 bin Tayyip Erdoğan sonucu çıkıyor. 'Hırsız başbakan' yazdığınız zaman 3 milyon 900 bin sonuç çıkıyor. Ekmeleddin İhsanoğlu yazdığınız zaman 'bilim adamı' çıkıyor. Saygın bir devlet adamı çıkıyor. Efendim, 'Tanınmamış'  diyor, Allah kimseye böyle bir şöhret vermesin.

Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şöyle:

Parlamentoya terörle mücadele ve çözüm süreciyle ilgili bir tasarı geldi. Kanun tasarısının bir fıkrasını uygun bulmadığımızı ifade edeyim. Nedir o fıkra? Bu kanun kapsamında verilen görevleri yerine getiren kişilerin hukuki idari ve cezai sorumluluğu doğmaz. Bu ülke ne çektiyse yasadışı işlemlerden çekti. Faili meçhullerin bir demokrasinin en büyük ayıplarından olduğunu söyledik. Faili meçhullerin aydınlanması için sekiz ayrı arıştırma önergesi verdik. AKP oylarıyla reddedildi.

 

'Çözüm paketi böyle yasalaşırsa AYM'ye gideriz'

 

Şimdi bunu getiriyorlar. Diyolardı ki MİT'in operasyonel yetkisi yok. MİT'e de operasyonel görev verdiler. Şimdi ben bu sorunun çözümüne yönelik AKP'nin getirdiği bu düzenlemeden yeni faili meçhuller olabilir diyorsanız sorun yok: Ama biz bunu demiyoruz. Çünkü bununla yeni faili meçhuller her an olabilir. Hükümet diyor ki gidin ne yaparsanız yapın ömür boyu cezai sorumluluğunuz yok. Mahkemeye de gizlilik kararı. Oldu bitti. Bütün yurttaşlarımız dikkatli olmalı. Biz dikkatliyiz. 

AKP bununla doğuda propaganda yapıyor. CHP çözüme karşı çıkıyor diye. Hukukun üstünlüğüne inanıyoruz faili meçhullere karşıyız. Sorun çözülecekse adam gibi oturulur çözülür. Hiç kimsenin burnu kanamasın istiyoruz. Buyurun çözün. Ama yeni faili meçhulleri saklayacak mekanizmaları yasanın arasına sıkıştırıyorsanız buna karşıyız. Bunu da Mİt yasası kimi Anayasa Mahkemesine taşıyacağız.

 

'Kimler Cumhurbaşkanı olamaz'

 

Bugün AKP'nin cumhurbaşkanı adayı törenlerle dualarla açıklandı. Ben daha önce bu grupta kimlerin cumhurbaşkanı adayı olamayacağını açıklamıştım. Yine tekrarlıyorum:

1 - Kuvvetler ayrılığı ilkesine inanmayan birinin Cumhurbaşkanı adayı olmaması gerekir

2 - Vatandaşına tokat atan, vatandaş “al ananı da git diyen” kişi Cumhurbaşkanı olamaz. Rezil oluruz dünyaya.

3 - Kin ve öfkeyi politik dil olarak kullanan, medet uman, gençlere seslenirken “kininizi unutmayın” diyen birisinden Cumhurbaşkanı adayı olamaz. Kin olur mu?

4 - Hukukun üstünlüğüne inanmayan, adalet duygusu gelişmemiş birisinden cumhurbaşkanı adayı olamaz. Adalet çok soylu bir kavramdır, bütün inançların ortak temelidir, ahlak üzerinde yükselir adalet.

5 - Kadın-erkek eşitliğine inanmayan kişiden Cumhurbaşkanı adayı olamaz.

6 - Yalan söyleyen, ahlaki değerleri yüksek olmayan kişiden Cumhurbaşkanı adayı olamaz. Cumhurbaşkanı adaylarının en temel nitelikleri halkına yalan söylememiş olmalarıdır. Birilerine yalan makinesi gibi, evet ben yürüyen yalan makinesiyim diyorsa, ondan cumhurbaşkanı adayı olamaz. Olmamalı, düşünün, bir cumhurbaşkanı adayı çıkıyor, halkı birbirine düşürmek için camide içki içildi yalanını söylüyor, Kabataş iskelesinde başörtülü bacımıza 140-150 kişi birden saldırdı diyorsa, bundan cumhurbaşkanı adayı olamaz. Cuma günü yayınlayacağız demişti, 53 Cuma geçti. En son yalanı, dedi ki “Gezi olaylarında bazı polisler gerçek mermiyle öldürüldü.” Bir milletvekili arkadaşımız da İçişleri Bakanı’na soru önergesi verdi. Efkan Ala’nın yanıtı, “herhangi bir ölüm olmadı.” Adamın hayatı yalan üzerine kurulu.

7 - Dünyada saygınlığı olmayan ve sürekli saygınlık yitiren kişiden Cumhurbaşkanı adayı olamaz. Doğulu hiçbir lider, Batılı hiçbir lider, yalan söyleyen biriyle aynı kareye girmek istemez. Çünkü onların ahlaki değerleri çok yüksektir. Bugün cumhurbaşkanlığı adaylığını açıklayan Erdoğan’ın ne doğuda, ne batıda itibarı kalmamıştır.

8 - Demokratik, laik, sosyal hukuk devletine inanmayandan Cumhurbaşkanı adayı olamaz. Bir cumhurbaşkanı adayının buna inanması lazım. Buna inanmıyorsa, onun cumhurbaşkanı adayı olmaması gerekir.

9 - Bilgi birikimi yetersiz, sanatı ve sanatçıyı dışlayan bir kişi Cumhurbaşkanı adayı olamaz. Sanat ve sanatçı çok çok önemlidir. Tarihin hangi dönemine giderseniz gidin, sanat ve sanatçı hep el üstünde tutulur. Siz sanatı ve sanatçıyı küçümserseniz, cumhurbaşkanı adayı olamazsınız. Olduğunuz takdirde, bütün dünya sizi sanatçı düşmanı olarak görecektir.

10 - Geçmişi şaibeli olan, adalet önünde kirlilikten arınmamış bir kişi Cumhurbaşkanı olamaz. Düşünün, sizin artık gerçekleri söylemediğiniz, yalan ürettiğiniz, kişisel hırs ve kaprislerle özel servet edinmeniz ve bunun belgelenmesi, bütün bilgilerin dünyanın önüne serilmesi, sizin aday olmamanızı gerektirir.

En önemlisi geçmişi şaibeli olan birinden cumhurbaşkanı adayı olmaz. 

Düşünün... Sizin yalan ürettiğiniz kişisel hırs ve kaprislerle özel servet edinmeniz ve bunun belgelenmesi sizin cumhurbaşkanı adayı olmamanızı gerektirir. Eğer aday oluyorsanız bunu Türkiye'nin kaldırması mümkün değil. Türkiye'de halka yapılan en büyük kötülüktür. Demokrasilerin özünü uzlaşma oluşturur. Uzlaşma varsa demokrasilerde o demokrasiler kalıcıdır ve güçlüdür. Dayatma kültürü demokrasilerde yoktur. Benim dediğim doğrudur bunun dışında başka bir düşünce doğru değildir başka öneriler getirmeyeceksiniz dediğiniz anda demokrasi yok olur. Biz CHP olarak büyük bir uzlaşma gerçekleştirdik. Her yurttaşın rahatlıkla oy vereceği bir aday belirledik. Şaibesi yok. Bilgi birikimi var. Dünyada tanınmışlığı var. Toplumun hiçbir kesimiyle ilgili negatif bir söylemi yok. Herkesi kucaklayan bir aday. Bir siyasal parti gözlüğüyle bakmadık. Bu benim cumhurbaşkanımdır demedik. Bütün 76 milyonun rahatlıkla cumhurbaşkanım diyeceği bir aday üzerinde uzlaştık. 

 

'Milletin egemenliğinden ne anlıyor...'

 

Eğer Türkiye demokrasiye bağlıysa hırsızlık ve yolsuzluklardan illallah diyorsa. Kendisine hakaret edenlerden ilallalh diyorsa şapkasını koyacak ve düşünüp sandığa öyle gidecek. Bunu yaparsak demokrasimizi güçlendireceğiz. Uzlaşma varsa demokrasi güçlü olur. 

Cumhurbaşkanlığı yemini var. Anayasanın 103. maddesi. Devletin varlığı ve bağımsızlığını koruyacağıma... Milletin egemenliğinden ne anlıyor.. Kendi egemenliğini anlıyor. Ben söylersem olacak. Buna 40'ların Almanya'sında FÜhrer'in anlayışı demiştik. Devletin varlığı ve birliğiyle ilgili onun ne düşündüğünü gayet iyi biliyoruz. Anayasaya hukukun üstünlüğüne demokrasiye atatürk ilkelerine ve laik cumhuriyete bağlı kalacağına... Bu adayın bu ilkelere bağlı kalacğaına kim inanıyor? Milletin huzur ve refahı milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma.. 14 yaşındaki çocuğu miting meydanlarında yuhalatan birisi insan haklarından mı söz edecek. 

Şöyle devam ediyor Anayasanın yemin maddesi. Türkiye cumhuriyetinin şan ve şerefini korumaktır. Komik geliyor değil mi? Çuval geçirilen olayları biliyorsunuz. Askerin başına çuval geçirildi gıkı çıkmadı. Şimdi kalkmış yemin edecek. Şan ve şerefi koruyacak. Bayrak indirildi yine tık yok. Yüceltmekle üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getireceğime... Tarafsızlıkla yerine getirecekmiş. Siz inanıyor musunuz?

Şöyle söylüyor... Büyük Türk milleti ve tarih huzurunda namusum ve şerefim üzerine and içerim...

Hayatı yalanlarla süslü bir kişi öyle bir yemini ettiği zaman kim inanır? Daha önce defalarca ifade ettim. Gerçekten bu konularda çok dikkatli olmak zorundayız. 

Cumhurbaşkanları ahlaklı olmalı. Namuslu olmalı. Mutlaka samimi ve içten olması gerekir. Mutlaka cumhurbaşkanlarının halka hesap vermeyi namuslu görev kabul etmesi gerekir. 

 

'Ekmeleddin İhsanoğlu kürsüsü kuruluyor'

 

Ekmeleddin beyle ilgili olarak bir AKP'li bakan şunları söylüyor: "Ekmeleddin bey Yozgatın iftihar ettiği değerli bir Yozgat evladıdır. Büyük bir bilim insanıdır. Hem ülkemizde hem de dışarıda Türk medeniyeti tarih ve kültürüne çok önemli eserler kazandırdığı gibi çok değerli insanlar da yetiştirmiştir."

20 Nisan 2013'te Bozok üniversitesinde Ekmeleddin İhsanoğlu kürsüsü kuruluyor. O açılışta konuşuyor.

 

"Google'a 'Hırsız Başbakan' yazdığınız zaman 3 milyon 900 bin sonuç çıkıyor"

 

Şimdi aynı kişi diyor ki "Öyle bir isim çıkardılar ki kim olduğunu kimse bilmiyor. Google'a girp buluyoruz" diyor. 

Dün ne diyordu bugün ne diyor. Yalan her yerlerine sinmiş bunların. Ama merak etmesinler. 

Google'da yalancı başbakan yazdığınızda 450 bin Recep Tayyip Erdoğan maddesi çıkıyor. 

Daha ilginç bir şey var. Hırsız Başbakan yazdığınız zaman 3 milyon 900 bin sonuç çıkıyor. 

Evet 3 milyon 900 bin sonuç çıkıyor. Ekmeleddin İhsanoğlu yazdığınız zaman bilim adamı saygın bir devlet adamı çıkıyor. 

Efendim tanınmamış diyor. Şöhreti yok diyor. Allah kimseye böyle bir şöhret nasip etmesin. Hırsızlık yalancılık...

Bugün kalkmış duayla açıklamış. Yahu samimi ol. Sen haram yiyorsun haram. Haram yiyen adamdan cumhurbaşkanı adayı mı olur Allah aşkına?

Ekonomi konusuna az değiniyoruz. Vatandaşın birinci gündemi ekonomi aslında. İş arayanlar var. Herkes iyi koşullar arıyor. Ama siyasetçi olarak bu alana yeterli zaman ayrılmıyor. 

Bugün kısaca ekonomiye de değineceğim. Bir Numan Kurtulmuş var. Aslında Numan Kurtuldu demek daha doğru olur. Kapağı bir yere attı kurtuldu. Şİmdi askeri vesayet bitti sırada Merkez bankası var diyor. MB her yerde bağımsız olur. Bizde bağımsız mı? Hayır canım. Faiz niye düşmüyor diye bağırıp çağırıyor. Merkez Bankası'nın dünyada itibarı yok ki. Erdoğan'a danışarak karar alıyor çünkü. Erdoğan da onun üzerinden kendine politika geliştiriyor. 

Erdoğan "Birilerinin tavsiyesiyle biz ülkeyi ayağa kaldırmayız. Sadece Faiz lobisine hizmet eden bir iktidar değiliz." Yani hizmet ediyoruz da sadece onlara değil. 

"Onlar bizi beğenmez. Bunlar tüketim ekonomisinin düşmanı" diyor. Değerli arkadaşlar bir ülkenin dünyada saygınlık kazanmasının yolu üretimden geçer tüketimden değil. Herkes tüketir ama herkes üretemez. Emin olun ekonomiyi de bilmiyor. Eğer ürettiğinden fazla tüketirsen cari açık olur. 

Her yıl 500 büyük sanayi kuruluşunun listesi yayınlanır. İSO açıkladı. İmalat sanayi yani üreten sanayinin Gayri safi hasılada payı yüzde 23'ten yüzde 15'e geriledi. Üretimde geriledik. Katma değeri yüksek üretimde gerideyiz diyor. Bir başka vurgu... Toplam borçlarla özkaynaklar arasındaki ilişkinin nasıl bozulduğuna dikkat çekiyor. Son 10 yılın zirvesine ulaştı diyor. 

Son 10 yıldır ilk kez bu kadar büyük zararlarla şirketler karşı karşıya kaldılar diyor. 

Faizden şikayet ediyor. Ben ona yol göstereyim. Faizi düşürmenin yolu tasarrufu arttırmaktır. Tasarrufu arttırmak istiyorsan geliri arttıracaksın. Geliri arttırmanın yolu üretimden geçer. Krediye ihtiyaç duymazsın. Eğer sen bunu yaparsan o zaman bu ülkede ekonomi güçlenir. Sen de dersin ki evet faizler kendiliğinden düştü. Diğer ülkelerde faizler sıfır noktasında. 

Sadece faiz lobisine hizmet etmediğini söyledi. Bu hükümet en çok faizi ödeyen hükümettir. 79-2002 arasında ödediğimiz faiz 135 katrilyondur. 23 yılda ödenen faiz. 

Bu hükümet döneminde 2003-2014 arası 571 milyar yani 571 katrilyon 338 milyar 688 milyon.. Neredeyse beş katı daha fazla faiz ödediler. 

Hem bu kadar büyük faiz ödeyeceksiniz hem önlem almayacaksınız. 

Bu kürsüde ve miting meydanlarında her zaman fırsat buldukça emeklilerin sorunlarını dile getirdim. 11 milyon emekli var. Onların daha iyi olmalarını istedim. 28 Haziran-4 Temmuz emekliler haftası. Emeklilerin sorununu dile getiren yine tek parti var. Adı Cumhuriyet Halk Partisi...

Emeklilerin yüzde 84'ü aldığımız aylık bize yetmiyor diyor. Yüzde 73'ünün aylığı gıdaya bile yetmiyor. En çok harcama ekmeğe gidiyor. Son sırada ise kırmızı et var. Çoğu et bile yemiyor. 

Onlar vatandaşı borçlandırıyor. Borç batağı içinde vatandaş. Nasıl geçineceğim kaygısı taşıyor. 2002 yılında 847 bin kişi kredi kartı borcuna sahip. Haziran 2014 itibariyle 3 milyon 165 bin kişi olmuş. Borçlar 334 katrilyon liraya çıkmış. O nedenle AKP sakın ha bizden başka bir partiye oy vermeyin oy verirseniz faizler yükselir borçlarınızı ödeyemezsiniz diyor. 

Borca esir ettiler sizi. Onların ekonomi politikaları budur. Şantajla oy alıyor. Kuvayı milliyeci gibi olun. Güçlü olun. Şantaja boyun eğmeyin. En büyük güç sizsiniz. Teslim olmayın borcunuz varsa o borcunuzu biz sıfırlayacağız. Erdoğan kendi parasını sıfırlıyor. Biz sizin borcunuzu sıfırlayacağız. 

Ailelerin bankalara borçları 13 katrilyondu. 2013 yılında 372 katrilyon olmuş. Vatandaşın içinde bulunduğu durumu düşünün. Siyasete ilgi göstermiyor. Nasıl göstersin? Akşam eve nasıl gideceğim onun hesabını yapıyor. 

Bunları sonuna kadar anlatacağız. Güçlünün haklı olduğu bir demokrasi yoktur. Haklının güçlü olduğu demokrasi gerçek demokrasidir. 

Bir kişi dünya yuvarlaktır dedi. Herkes düz olduğunu söylüyordu. Dünya yuvarlaktır diyen haklıydı. Biz bir kişi bile olsak doğru söylemimizden vazgeçmeyeceğiz. 

Geçen hafta sizlere torba kanunla getirdiklerini anlatmıştım. Yargıyı nasıl askıya aldıklarını anlatmıştım. Bir de bunlar Türkiye Sağlık Enstitülerinin içine YÖK'le ilgili madde koyuyor. Hiç ilgisi olmasa bile maddeleri bir arada getiriyor. 

YÖK'le ilgili maddeler koyuyorlar. Öyle maddeler ki YÖK'ü Evren'in getirdiği YÖK'ten daha baskıcı ve güçlü hale getiriyorlar. YÖK üniversiteleri denetleyecek. Vakıf üniversitelerinin mütevelli heyetini ben seçeceğim diyor. Kişi kalkmış bütün mal varlığını bağışlamış iyi eğitim versin diye çaba harcıyor. YÖK diyor ki hayır bundan sonra mütevelli heyetini bile ben atayacağım. 

Doçentlik ünvanını üniversiteler arası kurul belirliyordu. Şimdi ise YÖK verecek diyor. İstediğine verecek istediğine vermeyecek. Yurt dışına eğitim almak için bakanlıktan izin getiriyor. 

Bu tablo Türkiye'yi geri götürür. Katma değeri yüksek ürünler üretemiyoruz. Neden ? Üniversite bilgi üretmiyor. Üniversite bilgi üretmeyince katma değeri yüksek ürünler üretemiyoruz. Yapmamız gereken üniversiteleri özgür kılmak. İşte bu yasalarla 12 Eylül'e sahip çıkıyorlar. 

Bir kişinin bir gerçeği unutmamasını istiyorum. Sarkozy Fransa'da gözaltına alındı hesap veriyor. Sözüm söz. Kul hakkı yiyen de bir gün hesabını verecektir. Hangi makamda olursa olsun. 

En önemlisi geçmişi şaibeli olan birinden cumhurbaşkanı adayı olmaz. 

Düşünün... Sizin yalan ürettiğiniz kişisel hırs ve kaprislerle özel servet edinmeniz ve bunun belgelenmesi sizin cumhurbaşkanı adayı olmamanızı gerektirir. Eğer aday oluyorsanız bunu Türkiye'nin kaldırması mümkün değil. Türkiye'de halka yapılan en büyük kötülüktür. Demokrasilerin özünü uzlaşma oluşturur. Uzlaşma varsa demokrasilerde o demokrasiler kalıcıdır ve güçlüdür. Dayatma kültürü demokrasilerde yoktur. Benim dediğim doğrudur bunun dışında başka bir düşünce doğru değildir başka öneriler getirmeyeceksiniz dediğiniz anda demokrasi yok olur. Biz CHP olarak büyük bir uzlaşma gerçekleştirdik. Her yurttaşın rahatlıkla oy vereceği bir aday belirledik. Şaibesi yok. Bilgi birikimi var. Dünyada tanınmışlığı var. Toplumun hiçbir kesimiyle ilgili negatif bir söylemi yok. Herkesi kucaklayan bir aday. Bir siyasal parti gözlüğüyle bakmadık. Bu benim cumhurbaşkanımdır demedik. Bütün 76 milyonun rahatlıkla cumhurbaşkanım diyeceği bir aday üzerinde uzlaştık. 

Eğer Türkiye demokrasiye bağlıysa hırsızlık ve yolsuzluklardan illallah diyorsa. Kendisine hakaret edenlerden ilallalh diyorsa şapkasını koyacak ve düşünüp sandığa öyle gidecek. Bunu yaparsak demokrasimizi güçlendireceğiz. Uzlaşma varsa demokrasi güçlü olur. 

Cumhurbaşkanlığı yemini var. Anayasanın 103. maddesi. Devletin vvarlığı ve bağımsızlığını koruyacağıma... Milletin egemenliğinden ne anlıyor.. Kendi egemenliğini anlıyor. Ben söylersem olacak. Buna 40'ların Almanya'sında FÜhrer'in anlayışı demiştik. Devletin varlığı ve birliğiyle ilgili onun ne düşündüğünü gayet iyi biliyoruz. Anayasaya hukukun üstünlüğüne demokrasiye atatürk ilkelerine ve laik cumhuriyete bağlı kalacağına... Bu adayın bu ilkelere bağlı kalacğaına kim inanıyor? Milletin huzur ve refahı milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma.. 14 yaşındaki çocuğu miting meydanlarında yuhalatan birisi insan haklarından mı sözedecek. 

Şöyle devam ediyor Anayasanın yemin maddesi. Türkiye cumhuriyetinin şan ve şerefini korumaktır. Komik geliyor değil mi? Çuval geçirilen olayları biliyorsunuz. Askerin başına çuval geçirildi gıkı çıkmadı. Şimdi kalkmış yemin edecek. Şan ve şerefi koruyacak. Bayrak indirildi yine tık yok. Yüceltmekle üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getireceğime... Tarafsızlıkla yerine getirecekmiş. Siz inanıyor musunuz?

Şöyle söylüyor... Büyük Türk milleti ve tarih huzurunda namusum ve şerefim üzerine and içerim...

Hayatı yalanlarla süslü bir kişi öyle bir yemini ettiği zaman kim inanır? Daha önce defalarca ifade ettim. Gerçekten bu konularda çok dikkatli olmak zorundayız. 

Cumhurbaşkanları ahlaklı olmalı. Namuslu olmalı. Mutlaka samimi ve içten olması gerekir. Mutlaka cumhurbaşkanlarının halka hesap vermeyi namuslu görev kabul etmesi gerekir. 

Ekmeleddin beyle ilgili olarak bir AKP'li bakan şunları söylüyor: "Ekmeleddin bey Yozgatın iftihar ettiği değerli bir Yozgat evladıdır. Büyük bir bilim insanıdır. Hem ülkemizde hem de dışarıda Türk medeniyeti tarih ve kültürüne çok önemli eserler kazandırdığı gibi çok değerli insanlar da yetiştirmiştir."

20 Nisan 2013'te Bozok üniversitesinde Ekmeleddin İhsanoğlu kürsüsü kuruluyor. O açılışta konuşuyor. 

Şimdi aynı kişi diyor ki "Öyle bir isim çıkardılar ki kim olduğunu kimse bilmiyor. Google'a girp buluyoruz" diyor. 

Dün ne diyordu bugün ne diyor. Yalan her yerlerine sinmiş bunların. Ama merak etmesinler. 

Google'da yalancı başbakan yazdığınızda 450 bin Recep Tayyip Erdoğan maddesi çıkıyor. 

Daha ilginç bir şey var. Hırsız Başbakan yazdığınız aman 3 milyon 900 bin sonuç çıkıyor. 

Evet 3 milyon 900 bin sonuç çıkıyor. Ekmeleddin İhsanoğlu yazdığınız zaman bilim adamı saygın bir devlet adamı çıkıyor. 

Efendim tanınmamış diyor. Şöhreti yok diyor. Allah kimseye böyle bir şöhret nasip etmesin. Hırsızlık yalancılık...

Bugün kalkmış duayla açıklamış. Yahu samimi ol. Sen haram yiyorsun haram. Haram yiyen adamdan cumhurbaşkanı adayı mı olur Allah aşkına?

Ekonomi konusuna az değiniyoruz. Vatandaşın birinci gündemi ekonomi aslında. İş arayanlar var. Herkes iyi koşullar arıyor. Ama siyasetçi olarak bu alana yeterli zaman ayrılmıyor. 

Bugün kısaca ekonomiye de değineceğim. Bir Numan Kurtulmuş var. Aslında Numan Kurtuldu demek daha doğru olur. Kapağı bir yere attı kurtuldu. Şİmdi askeri vesayet bitti sırada Merkez bankası var diyor. MB her yerde bağımsız olur. Bizde bağımsız mı? Hayır canım. Faiz niye düşmüyor diye bağırıp çağırıyor. Merkez Bankası'nın dünyada itibarı yok ki. Erdoğan'a danışarak karar alıyor çünkü. Erdoğan da onun üzerinden kendine politika geliştiriyor. 

Erdoğan "Birilerinin tavsiyesiyle biz ülkeyi ayağa kaldırmayız. Sadece Faiz lobisine hizmet eden bir iktidar değiliz." Yani hizmet ediyoruz da sadece onlara değil. 

"Onlar bizi beğenmez. Bunlar tüketim ekonomisinin düşmanı" diyor. Değerli arkadaşlar bir ülkenin dünyada saygınlık kazanmasının yolu üretimden geçer tüketimden değil. Herkes tüketir ama herkes üretemez. Emin olun ekonomiyi de bilmiyor. Eğer ürettiğinden fazla tüketirsen cari açık olur. 

Her yıl 500 büyük sanayi kuruluşunun listesi yayınlanır. İSO açıkladı. İmalat sanayi yani üreten sanayinin Gayri safi hasılada payı yüzde 23'ten yüzde 15'e geriledi. Üretimde geriledik. Katma değeri yüksek üretimde gerideyiz diyor. Bir başka vurgu... Toplam borçlarla özkaynaklar arasındaki ilişkinin nasıl bozulduğuna dikkat çekiyor. Son 10 yılın zirvesine ulaştı diyor. 

Son 10 yıldır ilk kez bu kadar büyük zararlarla şirketler karşı karşıya kaldılar diyor. 

Faizden şikayet ediyor. Ben ona yol göstereyim. Faizi düşürmenin yolu tasarrufu arttırmaktır. Tasarrufu arttırmak istiyorsan geliri arttıracaksın. Geliri arttırmanın yolu üretimden geçer. Krediye ihtiyaç duymazsın. Eğer sen bunu yaparsan o zaman bu ülkede ekonomi güçlenir. Sen de dersin ki evet faizler kendiliğinden düştü. Diğer ülkelerde faizler sıfır noktasında. 

Sadece faiz lobisine hizmet etmediğini söyledi. Bu hükümet en çok faizi ödeyen hükümettir. 79-2002 arasında ödediğimiz faiz 135 katrilyondur. 23 yılda ödenen faiz. 

Bu hükümet döneminde 2003-2014 arası 571 milyar yani 571 katrilyon 338 milyar 688 milyon.. Neredeyse beş katı daha fazla faiz ödediler. 

Hem bu kadar büyük faiz ödeyeceksiniz hem önlem almayacaksınız. 

Bu kürsüde ve miting meydanlarında her zaman fırsat buldukça emeklilerin sorunlarını dile getirdim. 11 milyon emekli var. Onların daha iyi olmalarını istedim. 28 Haziran-4 Temmuz emekliler haftası. Emeklilerin sorununu dile getiren yine tek parti var. Adı Cumhuriyet Halk Partisi...

Emeklilerin yüzde 84'ü aldığımız aylık bize yetmiyor diyor. Yüzde 73'ünün aylığı gıdaya bile yetmiyor. En çok harcama ekmeğe gidiyor. Son sırada ise kırmızı et var. Çoğu et bile yemiyor. 

Onlar vatandaşı borçlandırıyor. Borç batağı içinde vatandaş. Nasıl geçineceğim kaygısı taşıyor. 2002 yılında 847 bin kişi kredi kartı borcuna sahip. Haziran 2014 itibariyle 3 milyon 165 bin kişi olmuş. Borçlar 334 katrilyon liraya çıkmış. O nedenle AKP sakın ha bizden başka bir partiye oy vermeyin oy verirseniz faizler yükselir borçlarınızı ödeyemezsiniz diyor. 

Borca esir ettiler sizi. Onların ekonomi politikaları budur. Şantajla oy alıyor. Kuvayı milliyeci gibi olun. Güçlü olun. Şantaja boyun eğmeyin. En büyük güç sizsiniz. Teslim olmayın borcunuz varsa o borcunuzu biz sıfırlayacağız. Erdoğan kendi parasını sıfırlıyor. Biz sizin borcunuzu sıfırlayacağız. 

Ailelerin bankalara borçları 13 katrilyondu. 2013 yılında 372 katrilyon olmuş. Vatandaşın içinde bulunduğu durumu düşünün. Siyasete ilgi göstermiyor. Nasıl göstersin? Akşam eve nasıl gideceğim onun hesabını yapıyor. 

Bunları sonuna kadar anlatacağız. Güçlünün haklı olduğu bir demokrasi yoktur. Haklının güçlü olduğu demokrasi gerçek demokrasidir. 

Bir kişi dünya yuvarlaktır dedi. Herkes düz olduğunu söylüyordu. Dünya yuvarlaktır diyen haklıydı. Biz bir kişi bile olsak doğru söylemimizden vazgeçmeyeceğiz. 

Geçen hafta sizlere torba kanunla getirdiklerini anlatmıştım. Yargıyı nasıl askıya aldıklarını anlatmıştım. Bir de bunlar Türkiye Sağlık Enstitülerinin içine YÖK'le ilgili madde koyuyor. Hiç ilgisi olmasa bile maddeleri bir arada getiriyor. 

YÖK'le ilgili maddeler koyuyorlar. Öyle maddeler ki YÖK'ü Evren'in getirdiği YÖK'ten daha baskıcı ve güçlü hale getiriyorlar. YÖK üniversiteleri denetleyecek. Vakıf üniversitelerinin mütevelli heyetini ben seçeceğim diyor. Kişi kalkmış bütün mal varlığını bağışlamış iyi eğitim versin diye çaba harcıyor. YÖK diyor ki hayır bundan sonra mütevelli heyetini bile ben atayacağım. 

Doçentlik ünvanını üniversiteler arası kurul belirliyordu. Şimdi ise YÖK verecek diyor. İstediğine verecek istediğine vermeyecek. Yurt dışına eğitim almak için bakanlıktan izin getiriyor. 

Bu tablo Türkiye'yi geri götürür. Katma değeri yüksek ürünler üretemiyoruz. Neden ? Üniversite bilgi üretmiyor. Üniversite bilgi üretmeyince katma değeri yüksek ürünler üretemiyoruz. Yapmamız gereken üniversiteleri özgür kılmak. İşte bu yasalarla 12 Eylül'e sahip çıkıyorlar. 

Bir kişinin bir gerçeği unutmamasını istiyorum. Sarkozy Fransa'da gözaltına alındı hesap veriyor. Sözüm söz. Kul hakkı yiyen de bir gün hesabını verecektir. Hangi makamda olursa olsun.