CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin oy oranına ilişkin olarak, “Yüzde 30’u geçtik. Seçimlere kadar yüzde 35’i yakalayacağız” dedi. Kılıçdaroğlu, yarın İstanbul’da açıklayacağı ve ‘Yüzyılın Projesi” olarak nitelendirdiği seçim vaadiyle ilgili de “Gerçekten yüzyılın projesi, ekonomi dolayısıyla istihdamı da kapsayan bir proje. Derinliği olan bir proje, uçuk kaçık bir proje değil. İnanarak ‘Yüzyılın Projesi’ diyoruz. Toplumun tüm kesimlerine hitap edecek bir proje” demekle yetindi.
HDP’ye yönelik saldırıların ‘sıradan vatandaş işi olmadığını’ belirten Kılıçdaroğlu, “Seçim güvenliği konusunda endişe gerçeğe dönüşürse iktidar sorgulanır” uyarısında bulundu.
“CHP iktidarında MİT TIR’ları da gidip gelmeyecek” diyen Kılıçdaroğlu, “Filmleri var, kamyonlardaki kasaların nasıl açıldığının, bombaların görüntüleri var. Ben de seyrettim” ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu dün Hürriyet Ankara Bürosu’nun ev sahipliğini yaptığı kahvaltıda seçim sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Kılıçdaroğlu, özetle şu mesajları verdi:
‘100 koruma da olsa yaparlar’
Provokasyon girişimleri olabileceği iddiasında da bulunan Kılıçdaroğlu, bu iddiayla ilgili sözlerini, “Parti teşkilatlarımızı uyardık. Son derece dikkatli olmalarını istedik. ‘Tavırlarınızda, söylemlerinizde sadece ve sadece CHP’nin seçim bildirgesini seslendirin’ dedik. Şahsımla ilgili olarak özel bir önlemimiz yok, korumalarımız ellerinden gelenin en iyisini yapıyor. Ki 100 tane koruma da olsa bana yönelik bir saldırı niyetleri varsa, onu her zaman yapabilirler” diyerek sürdürdü.
‘Bulamıyorsa suç ortağı’
HDP’nin Mersin ve Adana İl Teşkilatları’na yönelik bombalı saldırılara da değinen Kılıçdaroğlu, “İki önemli kentte kalkar da bir siyasi partinin bürosuna bomba gönderirseniz, bu sıradan bir vatandaşın işi değildir... Bunu yapanları bulması gereken hükümettir. Bulamıyorsa suç ortağıdır” dedi.
‘O kadar da ucuz değil’
“Seçim güvenliği konusunda endişe gerçeğe dönüşürse ciddi sorunlar çıkar. Bir şekilde iktidar sorgulanır, AKP sorgulanır, her şey sorgulanır. Seçimlerin güvenlik içinde yapılması lazım. Düşünün hâkim gözetiminde seçim yapıyorsunuz ve milyonlar ‘Seçim güvenli olacak mı olmayacak mı?’ diye kuşku duyuyor. Bu kuşku yargının ve YSK’nın iyi, doğru çalışmadığının göstergesi. Yani iktidar kendi sonuçlarını, düşündüğü sonuçları resmi olarak yansıtmaya çalışıyor; ama o kadar da ucuz değil. Biz de önlemlerimizi alıyoruz, o kadar da ucuz değil.
YSK’nın uyarması lazım
YSK görevini yapmıyor, açıkça söyleyeyim. Zaten seçmenin güvensizliğinin nedeni de YSK’dır. Erdoğan çıkmış ortaya açıkça iktidarı savunuyor. ‘Efendim o sorumsuz. Biz ona bir şey yapamayız’ ne demek? Sorumsuz olması en büyük sorumluluğu gerektirir. Ben sana, ‘Ceza yaz’ demiyorum ki. Çıkıp uyaracaksın, ‘Sen cumhurbaşkanısın, yasaların dışına çıkamazsın. Seçim güvenliğini endişeye sürüklüyorsun’ demesi lazım YSK’nın.
‘Miting alanının nabzını tutuyoruz’
Miting öncesi arkadaşlarımız alanda küçük bir anket düzenliyor. Hangi vaatlerimizin ilgi çektiğiyle ilgili. Konuşma öncesi ortaya çıkan tablo benimle paylaşılıyor. Ben de ona göre konuşmamı şekillendiriyorum.”
‘TIR’lardaki silahları seyrettim’
CHP iktidarında Suriye sınırı eski haline dönecek, sınır güvenliğini sağlayacağız. Yasadışı yollardan sınır geçişlerine izin vermeyeceğiz. MİT TIR’ları da gidip gelmeyecek. Silah taşımayacaklar. Yani Yasin Aktay doğruyu söylüyor. Filmleri var, kamyonlardaki kasaların nasıl açıldığının, bombaların görüntüleri var. Ben de seyrettim. Dolayısıyla bunların gizlenecek bir yanı yok. Onun söylemesiyle de insani yardım olmadığı çıkıyor ortaya.
‘İnanıyoruz yüzyılın projesi olacak’
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yarın İstanbul’da açıklayacağı ve ‘Yüzyılın Projesi” olarak nitelendirdiği seçim vaadiyle ilgili, “Gerçekten yüzyılın projesi, ekonomi dolayısıyla istihdamı da kapsayan bir proje. Derinliği olan bir proje, uçuk kaçık bir proje değil. İnanarak ‘Yüzyılın Projesi’ diyoruz. Toplumun tüm kesimlerine hitap edecek bir proje” demekle yetindi. Projeyle orta vadede 1 milyon 200 bin kişiye istihdam sağlanması hedefleniyor. Bu hedefin gerçekleşmesinin ardından da her yıl için en az 1 milyon kişiye iş sağlanarak, istihdam politikaları sürekli hale getirilecek. Projenin felsefesini demokrasi, sosyal devlet ve verimlilik oluşturuyor. Türkiye’nin ileri üretim ve teknoloji üssü olması; emek yoğun bir ekonomiden, üreten ve bilgi yoğun bir ekonomiye geçmesi öngörülüyor.
‘Türkiye nano teknoloji üssü’
Bu kapsamda ‘uluslararası saygınlığı olan şirketlerin Türkiye’ye yönelik yatırımlarının önünün açılması, devletlerarası ortak projeler yoluyla önemli projelerin yaşama geçirilmesi’ hedefleniyor. Güney Kore, Japonya ve Hindistan gibi ülkelerin modellendiği projeye göre yazılım, genetik, uzay ve havacılık gibi ileri teknolojilere dayalı sanayilerin teşvik edilmesi, nano-teknoloji gelişimlerine ağırlık verilmesi projenin parçaları olarak öne çıkıyor. Rusya ile ortak hızlı tren projesi, Türkiye’nin Suriye ve Irak sınır bölgesinin nano teknoloji üssü haline getirilmesi, bazı uluslararası finans kuruluşları ile borsa merkezlerinin Türkiye’ye getirilmesi de projenin detayları arasında yer alıyor.
