-KILIÇDAROĞLU: "GIDA, KÖMÜR DAĞITIMI SOSYAL POLİTİKA DEĞİL" İSTANBUL (A.A) - 23.03.2011 - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hazırladıkları ekonomi raporunda yıllık ortalama yüzde 7, Doğu ve Güneydoğu bölgesinde ise ortalama yüzde 9,5 büyüme hızı öngördüklerini belirterek, ''GSYH'yi 2023'te 2,6 trilyon dolara, kişi başına geliri 31 bin 500 dolara çıkarmayı hedefliyoruz'' dedi. Kılıçdaroğlu, Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) üyeleriyle bir araya geldiği akşam yemeğinde yaptığı konuşmada, ekonomide, kaynakları verimli kullanarak, refah artırılabildiği ve yaygınlaştırılabildiği ölçüde başarılı olunduğunu belirtti. Ekonomi sayfalarını okuduğunda son derece başarılı bir ekip bulunduğu izlenimi oluştuğunu, ancak Anadolu'daki sanayiciye, çiftçiye sorduğunda ''İyi değiliz'' yanıtı aldığını, işsizlerin iş bulamadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin ekonomi politikası sonucunda ''istihdam yaratmayan büyüme'' kavramıyla karşı karşıya kaldıklarını söyledi. Kaynakların verimli kullanımında da sorunlar bulunduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, ''Kamu İhale Yasası ilk çıktığından bugüne 15-20 kez değişiyorsa ve bu değişimlere kaynaklık eden düşünce kamu kaynağının verimli değil de verimsiz kullanılması, birilerine kaynak aktarılması amacına dönük yapılıyorsa, burada da bir sorun vardır'' diye konuştu. Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin bütçe politikasının nasıl olduğu, bütçenin esnekliği olup olmadığı, vergi politikası bulunup bulunmadığı, kayıt dışı ekonomiyle mücadele edilip edilmediği sorularını yönelttiği konuşmasında, ''Reel ekonomiye gerekli önem verildiği kanısında değilim. Reel ekonomiye önem veriliyor deniyorsa, bunu birisinin çıkıp anlatması lazım. Eğer siz ekonomiyi sıcak paraya teslim ederseniz, o ekonomi iflah olmaz'' dedi. Sıcak paranın ülkeden çıkmaması için en yüksek faizin verildiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ekonomi bilmediğini savunarak, Erdoğan'ın TL'nin çok değerli olmasıyla övündüğünü, kararlı bir ekonomide istikrarlı bir para politikasının sürdürülmesinin önemli olduğunu, TL'nin değerlenmesinin ithalatı cazip hale getirdiğini ifade etti. Kılıçdaroğlu, bu durumun bekledikleri ölçüde medyada eleştiri bulmadığını kaydetti. Kılıçdaroğlu, yıllık ortalama yüzde 4 büyümeyle işsizliğin nasıl azaltılacağını sorarak, ''TÜİK'in işsizlik rakamlarında oynaması bizi rahatlatmıyor'' dedi. AK Parti'nin bir sosyal devlet politikası bulunmadığını savunan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Gıda maddelerinin dağıtımı, kömür dağıtımı bir sosyal politika olarak algılanıyorsa, bu yanlış. Sosyal politika, insan onurunu koruyan, yoksulluğu deşifre etmeyen bir politikadır. Türkiye bir hayır kurumu değildir, bir iane devleti değildir, sosyal hukuk devletidir. İnsan onurunu koruyan bir devlettir. Anayasası böyledir.'' -''BAŞBAKAN KAYIT DIŞI YOKSULLARI İTİRAF ETTİ''- Kendi ekonomi politikalarının dayandığı üç ana eksenden ilkinin güçlü bir sosyal devlet olduğunu kaydeden CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bunun temel politikalarından biri olan aile sigortasını açıkladıklarında, Başbakan Erdoğan'ın, ''Kayıt dışı yoksulları dikkate aldınız mı?'' diyerek, kayıt dışı yoksullar bulunduğunu itiraf ettiğini, ancak bunun da medyada yeterince yer bulamadığını savundu. Kılıçdaroğlu, sıcak para konusunda Brezilya örneğini vererek, Türkiye'nin de benzer bir uygulamaya gitmemesi için önünde bir engel bulunmadığını belirtti. Kılıçdaroğlu, hükümetin büyüme ve istihdam politikası olmadığı için Merkez Bankası'nın tek başına para politikasıyla fiyat istikrarını sağlamaya çalıştığını söyledi. İkinci temel hedeflerinin, ekonomide rekabet gücünü artırmak olduğunu bildiren Kılıçdaroğlu, yeni bir teşvik politikasının gündeme getirilmesi, teknolojiye, teknokentlere ağırlık verilerek yeni kaynaklar aktarılması gerektiğini belirtti. -EKONOMİ RAPORUNDAKİ HEDEFLER- Kemal Kılıçdaroğlu, üçüncü hedeflerini ise istikrarlı ve sürdürülebilir büyüme olarak nitelendirerek, üzerinde çalıştıkları ekonomi raporuna ilişkin şu bilgileri paylaştı: ''Biz yüzde 7 büyüme hızı... Belki Türkiye tarihinde ilk, Doğu ve Güneydoğu için büyüme hızını yüzde 9,5 olarak öngördük. Makro dengeleri bunun üzerine kurduk. 2023'e kadar bir projeksiyon yapıldı. GSYH'yi 2023'te 2,6 trilyon dolara çıkarmayı, kişi başına geliri 31 bin 500 dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Böylece AB'nin kişi başına gelirinin yüzde 85'ini yakalayabileceğimizi umuyoruz. Doğu ve Güneydoğu'daki rakam, Türkiye ortalamasının yüzde 75'ini yakalayacak. İhracatın miktarı 650 milyar dolar, ithalat da 750 milyar dolar. Hükümetin yaptığı açıklama, 2023'te ithalat 500 milyar dolar, ihracat da 500 milyar dolar. Hedefin ne kadar yapay olduğunu bu rakam gösteriyor. Cari işlemler açığının, GSYH'nin yüzde 2,5'ine inmesini düşünüyoruz ve her yıl 800 bin kişiye yeni istihdam yaratmayı düşünüyoruz. Kadınların iş gücüne katılımı yüzde 40, bunu yüzde 55'e, işsizliği de yüzde 6 düzeyine çekmeyi hedefliyoruz.'' Kılıçdaroğlu, bu hedefleri gerçekleştirdiklerinde Türkiye'nin 2023'te dünyanın en büyük 10 ekonomisi içine gireceğini, yüzde 4 büyüme hızıyla bunun gerçekleştirilmesinin ise mümkün olmadığını kaydetti. -''EKONOMİ İYİ YÖNETİLMİYOR''- Hükümetin 9 yılda 4 kez mali af çıkardığını, bunun da ekonominin iyi yönetilmediği anlamına geldiğini ve icra dairelerinin sayısının arttığını söyleyen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Biz reel sektöre önem verildiği zaman, fabrikaların bacası tüttüğü zaman, TL olması gerektiği yerde olduğu zaman, Merkez Bankası daha özgür ve özerk olduğu zaman, bağımsız kuruluşlar daha sağlıklı görev yaptığı, 'siyasi otoritenin emrindeyim' demediği zaman ekonominin daha iyi yönetileceğine inanıyoruz. Eğer siz Kamu İhale Kurumunu, İhale Yasasını değiştirerek kendinize uydurursanız, enerji piyasasını kendinize uydurursanız, pek çok bağımsız kuruluşu, sizden talimat alan bir kurum haline döndürürseniz, ekonomiyi iyi yönetemezsiniz. Nitekim geldiğimiz nokta da bu.'' Ekonomi, demokrasi ve sosyal politikalar konusunda 41 konuda halka söz verdiklerini, Başbakan Erdoğan'ın, ''CHP'nin taleplerini yerine getirsek 200 milyar liraya ihtiyaç var'' dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, bunun, ''bir ülkenin başbakanının ekonomiden ve dünyadan haberi olmadığını'' gösterdiğini savundu. Taleplerinin büyük kısmının parayla yakından uzaktan ilgisi olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, ''Ekonomiyi bilmeyen, yakından uzaktan ekonominin ne olduğunu anlamayan bir başbakan ülkeyi yönetirse bu tablo ortaya çıkar. Büyüme var, belli kişiler için. Küçülme var, belli kişiler için. Yoksulluk var, belli kişiler için. İşsizlik var, belli kişiler için'' diye konuştu. -''İSTANBUL VE ANKARA'YI GENEL BÜTÇEYE YIKTILAR''- Kemal Kılıçdaroğlu, Sayıştayın bilinen Sayıştay olmaktan çıktığını ve siyasallaştığını savunarak, şöyle dedi: ''Sayıştayın siyasallaşması, hele hele büyük şehirlerde var olan ve her biri holding büyüklüğünde olan belediye şirketlerinin tümüyle kamu denetiminin dışına çıkmış olması, başlı başına bir faciadır. İstanbul anakent belediyesiyle ilgili olumsuz bir haber niye çıkmaz? Maaş ödemek için bankalardan borç alan bir belediyeyi niye kimse eleştirmez? Asıl demokrasinin sorunları bunlar, ekonominin sorunları da aslında burada yatıyor. Eleştirseniz bile gazetelerde yer almaz, ama övgü dolu haberler büyük puntolarla yer alır.'' Ankara'nın da aynı sıkıntıları yaşadığını, İzmir, Eskişehir büyükşehir belediyelerinin hiç borcu olmadığını, yatırımlarını kendi bütçelerinden gerçekleştirdiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, İstanbul ve Ankara'nın ise genel bütçeye yıkıldığını söyledi. Kılıçdaroğlu, ''Ekonominin iyi yönetilmediğini biliyoruz ama iyi yönetilmediğinin bizim arzu ettiğimiz miktarda seslendirilmediğini de biliyoruz. Siyasetçinin hesap verdiği, halkın da ödediği vergilerin hesabını sorduğu bir ortamda demokrasi olur. Onun dışında birbirimizi kandırmayalım. Türkiye Cumhuriyeti bütçesine benzeyen bir demokrasi, gelişmiş bir demokrasi değildir. Bütçenin esnekliği yoktur, bizde de demokrasinin esnekliği yoktur'' diye konuştu.