Berat Albayrak’ın açıkladığı “Kıdem Tazminat Fonu” uygulaması, işçi kesiminde sert tepkiye neden oldu. Uzmanlar da, hükümetin bütçe açığını kapatmak için çalışanların gelirini kullanacağı görüşünde.Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın 10 Nisan'da açıkladığı reform paketinde yer alan "kıdem tazminatı fonu" düzenlemesi, iş hayatında yeni bir krizin fitilini ateşledi. İşçi sendikaları yeni düzenlemeye karşı meydanlara çıkmaya hazırlanıyor. Yeni uygulamayı DW Türkçe’ye değerlendiren sosyal güvenlik uzmanı Ali Tezel, “Devlet bütçe açığını sıfırlamak için çalışanların gelirlerine el koymak istiyor” diye konuşuyor.
Türkiye’de yaklaşık 15 milyon çalışanı ve 2 milyon işvereni ilgilendiren kıdem tazminatı düzenlemesi, yıllardır üzerinde tartışılan bir konu. İş hayatının en temel haklarından biri olan kıdem tazminatını fona devretmek isteyen hükümete, çalışan kesimden tepki var. Zira söz konusu düzenleme, çalışanların çalıştıkları yıl kadar aylık brüt ücret üzerinden aldıkları kıdem tazminatını hem azaltıyor hem de alım şartlarını zorlaştırıyor.
Tazminat şartları zorlaşıyor
Mevcut durumda kıdem tazminatı, son işyerinde en az bir yıl çalışmak koşuluyla emeklilikte, vefat halinde veya işveren tarafından işten atılma durumunda alınabiliyor. Bunun dışında kıdem tazminatı alabilmek için işçinin haklı bir nedenle iş akdini feshetmesi veya erkeklerin askerlik, kadınların da evlendikten sonra bir yıl içinde istifa etmesi gerekiyor. Yaş dışındaki emeklilik koşullarını yerine getiren işçiler de kendi isteğiyle işten ayrıldığında kıdem tazminatı alabiliyor. Mevcut sistemde işveren işçiyi işten attığında kıdem tazminatı hemen ödeniyor.
Yeni sistemde ise işçi işten atıldığında kıdem tazminatı ödenmeyecek. İşverenin işçi için fona yatırdığı paranın yarısı, en az 15 yıl sonra veya ilk defa konut alındığında ödenecek. Paranın tamamı ise emeklilikte veya 56 yaşında alınabilecek.
Sendikalardan eylem çağrısı
Türkiye’nin en büyük işçi örgütü olan Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ), söz konusu düzenlemeye karşı eyleme hazırlanıyor. TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, yaptığı açıklamada, bu yılki 1 Mayıs’ın temasının kıdem tazminatı olmasını ve kutlamaların da Türkiye’de en yoğun örgütlü işçinin çalıştığı Kocaeli’de yapılmasını kararlaştırdıklarını söyledi.
Yeni düzenlemeye karşı sesini yükseltmeye hazırlanan bir diğer işçi örgütü de Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK). DW Türkçe’ye konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “Kıdem tazminatı bizim kırmızı çizgimiz, son kalemiz. Bu düzenlemenin hayata geçmesine izin vermeyeceğiz” diyor.
Son 45 yılda pek çok hükümetin kıdem tazminatına göz diktiğini ama başarılı olamadığını vurgulayan Çerkezoğlu, “Kıdem tazminatı Türkiye’de işçi sınıfının 1936’dan beri en temel haklarından biridir. Kıdem tazminatı fona devredilirse, çalışanlar en temel iş güvencelerini kaybedecek” diye konuşuyor.
Resmi verilere göre işsizliğin 4 milyonu aşarak rekor kırdığını hatırlatan DİSK Başkanı, “Böyle bir kriz ortamında, bir de kıdem tazminatına göz diken bir fon oluşturulursa, patronların çalışanları işten çıkarması hızlanacak ve işsizlik daha da artacaktır” değerlendirmesinde bulunuyor.
“İşsizlik Fonu gibi talan edecekler”
DİSK olarak “Zorunlu BES (Bireysel Emeklilik Sistemi)” uygulamasına da karşı olduklarını vurgulayan Arzu Çerkezoğlu, “Zaten düşük olan ücretlerden yeni bir vergi alınmak isteniyor. Bu fonlar yalnızca devletin ihtiyaçlarını karşılamak için oluşturuluyor” diyor. 2018 yılında toplam büyüklüğü 127 milyar TL’ye ulaşan İşsizlik Fonu’nun da iktidar tarafından kendi çıkarları için kullanıldığını öne süren DİSK Başkanı Çerkezoğlu, şöyle konuşuyor:
“İşsize ödenmesi gereken para işverene ve mega projelere kullandırılıyor. 2018’de işverenler fona 100 birim yatırdıysa, 118 birim para çekti. İşsizlik fonunu işveren fonuna çevirdiler. Aynı talanı kıdem tazminatı için de yapmaya çalışıyorlar.”
“Ülke genelinde kampanya yapacağız”
DİSK de tıpkı TÜRK-İŞ gibi 1 Mayıs İşçi Bayramı’nın ana gündemini "kıdem tazminatı mücadelesi" olarak belirlemiş durumda. Ülke genelinde meydanlarda hükümete çağrı yapacaklarını ve söz konusu düzenlemenin kaldırılmasını isteyeceklerini söyleyen DİSK Başkanı, "2013 ve 2015 yıllarında yaptığımız direniş kampanyalarımızı ülke çapında tekrar başlatacağız. Kıdem tazminatı hakkımızın elimizden alınmasına izin vermeyeceğiz” şeklinde konuşuyor.
“İşçi de işveren de istemiyor”
Türkiye'nin önde gelen sosyal güvenlik uzmanlarından Ali Tezel, yeni düzenlemeyi “Çok yanlış, hem işçinin hem de işverenin istemediği bir uygulama” sözleri ile tanımlıyor. İktidarın bütçe açığını kapatmak için çalışanların kıdem tazminatı hakkına göz diktiğini öne süren Ali Tezel, DW Türkçe'ye yaptığı açıklamada, “Berat Albayrak, yaklaşık 6 ay önce açıklanan Yeni Ekonomik Program’da (YEP) bütçe açığının sıfıra indirileceğini söylemişti. Türkiye’nin 60-65 milyar TL’lik bütçe açığı var. Toplam kıdem tazminatı büyüklüğü de 65 milyar TL civarında” diye konuşuyor.
Öte yandan işveren açısından bakıldığında bugüne kadar tüm çalışanlar için ödenmeyen kıdem tazminatının, bundan sonra tüm çalışanları kapsayacağını, dolayısıyla işverenin fona ödeyeceği miktarın katlanacağını ifade eden Ali Tezel, “En önemlisi, kıdem tazminatı iş barışını koruyan bir uygulamadır. Uzun yıllar aynı yerde çalışan bir kişi, kıdem tazminatı hakkı yanmasın diye kavgadan gürültüden uzak durur, işini gayretle yapar. Ama bu hak fona devredilirse, işçi ile işveren arasındaki bağ kopar” şeklinde konuşuyor.
Daha önce devlet tarafından oluşturulan Konut Edindirme Fonu (KEF) ve Tasarruf Teşvik Fonu’nu (TTF) hatırlatan Ali Tezel, şunu dile getiriyor: “Bu fonlar, devletin kendisi için oluşturup çalışanların gelirlerine göz koyduğu fonlar olarak çalıştı. Buralarda yenilen paraların nereye gittiği hala belli değil. Kıdem tazminatı fonunu da tıpkı bunlar gibi yemek için kullanacaklar.”
Aram Ekin Duran
© Deutsche Welle Türkçe