T24 - Küresel krizde sağlam bankacılık sistemi sayesinde ayakları çok daha sağlam yere basan Türkiye'nin yavcru vatanı Kıbrıs'ta yeni bir bankacılık krizi yaşanıyor.
Türkiye'de "bankacılık krizi" olarak adlandırılan 2001 Krizi'nden tahminlerin de üzerinden etkilenerek 5 bankası devlet yönetimine geçen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) iki bankaya daha el konuldu. KKTC Merkez Bankası, bir süredir izlemeye aldığı, hatta veto yetkisi olan yönetim kurulu üyesi atadığı Continental Bank ile Yeşilada Bank'ın yönetim ve denetimine el konulduğunu açıkladı. Böylece, Kıbrıs Tasarruf Mevduatı Sigortası ve Finansal İstikrar Fonu (TMSFİF) bünyesindeki banka sayısı 9'a çıktı. KKTC Merkez Bankası ayrıca, 16 yıl önce işkadını Sıdıka Atalay tarafından kurulduktan sonra 2007 yılında 11 işadamından oluşan konsorsiyuma satılan Denizbank'ın da bankacılık yapma ve mevduat toplama iznini üç ay süreyle iptal etti. Söz konusu bankaların küçük ölçekli olduğu ve sistemi sarsmayacağı belirtilirken, şubeleri ağıyla KKTC'de faaliyet gösteren Türk bankalarının pazar paylarında artışa neden olabileceği yorumları yapılıyor. KKTC Merkez Bankası, bu el koymayla birlikte sistemde sorunlu banka kalmadığını açıkladı.
Eylül sonu itibariyle toplam aktif büyüklüğü 7.6 milyar lira olan KKTC bankacılık sektörünün, toplam mevduat büyüklüğü 6 milyar 280 milyon, kredi hecmu ise 3 milyar 650 milyon lira düzeyinde bulunuyor.
Uyarılar işe yaramadı
KKTC Merkez Bankası ile TMSFİF tarafından yapılan ortak açıklamada Bankalar Yasası'nın 37/3 ve 37/4 maddesi gereğince Continental Bank Ltd. ile 37/3 maddesi gereğince Yeşilada Bank Ltd.'ın yönetim ve denetimine el konulduğu bildirildi. El konulan her iki bankanın toplam aktif büyüklüğü 87.1 milyon lira düzeyinde bulunuyor. Son birkaç yıldır sermaye ve özkaynak yetersizliği sorunları yaşayan Continental Bank ile Yeşilada Bank hissedarlarına bu sorunlarının giderilmesi konusunda gerekli uyarılar yapıldığını açıklayan Merkez Bankası, buna rağmen banka sahipleri tarafından alınan tedbirlerin yetersiz kaldığını bildirdi. Merkez Bankası'ndan yapılan açıklamada, "Yapılan denetimler sonucu bankaların mali yapılarındaki gelişmelerin tasarruf sahiplerinin hak ve menfaatlerine zarar verecek niteliğe ulaşabileceği göz önüne alınarak, ilk önce Bankalar Yasası'nın Merkez Bankası'na verdiği yetkiler çerçevesinde söz konusu bankaların bankacılık yapma işlemlerine kısıtlama getirilmiş, ancak mevcut koşullarda mali yapılarının düzeltilmesine imkan kalmadığının müfettiş raporları ile tespit edilmesi üzerine TMSFİF'e devredilmelerine karar verilmiştir" denildi.
Sermayeleri desteklenmedi
Her iki bankanın da mali yapısının bozulmasında global kriz koşullarından çok, zarar üreten yapılarının sermaye artırımları ile desteklenmemesinden kaynaklandığını vurgulayan KKTC Merkez Bankası, bunun sonucunda da özkaynak yetersizliği yaşandığını bildirdi. Continental Bank ile Yeşilada Bank'ın TMSFİF bünyesinde ve güvencesinde olmak üzere ve yine TMSFİF tarafından atanan yönetim kurulları aracılığıyla normal feaaliyetlerine devam edeceği belirtilen Merkez Bankası açıklamasında, "Bu kapsamda, mevduat kabul etme ve gerekirse kredi kullandırmak da dahil olmak üzere her türlü bankacılık işlemleri, eskiden olduğu gibi bu bankaların çalışanları tarafından yürütülecektir. Bu iki bankanın TMSFİF'na devredilmesi ile bankacılık sektörünün sağlıklı yapısının devam ettirilmesi güvence altına alınmış olup, bugün itibariyle, bankacılık sektöründe mali bünye zaafiyeti gösteren banka kalmamıştır" denildi.
Öte yandan, yine Bankalar Yasası'nın 12. maddesi uyarınca, 31 Aralık 2008 tarihi itibariyle özkaynakları 2 milyon doların altına düşen ve nisan ayı sonuna kadar da gerekli özkaynağı nakit olarak tamamlayamayan Denizbank'ın bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni, üç ay süreyle geçici olarak kaldırıldı. Aktif büyüklüğü 4 milyon liranın biraz üzerinde olan Denizbank, ünlü işkadını Sıdıka Atalay, 16 yıl önce kurulmuştu. Atalay, Denizbank Ltd`yi 2007 yılında 11 KKTC vatandaşının oluşturduğu konsorsiyuma satmıştı. O dönemde isimleri gizli tutulan söz konusu 11 işadamı arasında avukat, ithalatçı ve eski milletvekillerinin bulunduğu ifade edilmişti.