Kıbrıs’ta Türk ve Rum tarafları arasında Ada’nın yeniden birleşmesi için geçen mayıs ayında yeniden başlanan görüşmeler sürüyor. Türk lider Mustafa Akıncı iki gün önce yaptığı açıklamada 47 yıllık müzakere sürecinin son beş ayında, senelerdir sağlanamayan ilerlemenin kaydedildiğini söyledi. İlkbahara kadar müzakerelerin tamamlanması ve ardından uzlaşma metninin her iki tarafta da referanduma sunulması hedefleniyor. Alman Kıbrıs Forumu ve Friedrich Ebert Vakfı tarafından Berlin’de cuma günü düzenlenen Kıbrıs konulu toplantıda konuşan uzmanlar, Ada’nın birleşmesi yönünde uzun zamandan beri ilk kez iyimser bir havanın hâkim olduğuna dikkat çekti.
Oslo Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün Kıbrıs Merkezi Direktörü Harry Tzimitras, bu iyimser havada “çözüm için çaba sarf eden Türk ve Rum liderlerin” önemli bir rol oynadığını söyledi. Tzimitras, DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada, Türkiye'nin de çözüme destek vermesinin bu iyimser havada etkili olduğunu vurguladı.
Toplumlar birleşmeye hazır mı?
Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis ile Kıbrıslı Türklerin lideri Mustafa Akıncı kasım ayında altı kere bir araya geldi. Aralık ayında üç görüşme daha planlanıyor. Uzmanlar, ilkbahara kadar tamamlanması beklenen bu görüşmelerde ele alınan mülkiyet, yönetim ve güç paylaşımı, garantörler gibi teknik konularda uzlaşma sağlanacağına inandıklarını belirtiyor. Müzakerelerin tamamlanmasının ardından hazırlanacak uzlaşma metni referanduma sunulacak. Uzmanlar bu çerçevede, referandumdan çıkacak sonucun da önem taşıdığına dikkat çekiyor.
“Sonunda ortaya çıkacak uzlaşma metni kadar iki toplum tarafından bu metnin nasıl algılanacağını da önemli” diyen Tzimitras, “bunun dışarıdan ithal edilmediğini, Kıbrıs içinde üretilen bir çözüm olduğunu, Kıbrıslı her iki toplumun da isteklerini yansıttığını” her iki topluma da anlatmak gerektiğini söyledi.
Doğu Akdeniz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Sözen DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada, 2004 yılında Annan Barış Planı’nın Kıbrıslı Rumlar tarafından reddedildiğini hatırlattı. Sözen, “yine aynı duruma düşmemek için yapılması gerekenin iki toplumun, yani hem Kıbrıslı Türklerin hem de Kıbrıslı Rumların liderlerin müzakere sürecine dâhil edilmeleri ve iki toplumun gücü ortaklaşa paylaşacağı bir federasyon için hazırlanmaları” olduğunu vurguladı. “Bu hazırlığın tam anlamıyla yapılmadığını düşünüyorum” diyen Sözen, bunun Kıbrıs’taki en büyük sorunlardan biri olduğunu ifade etti. Sözen, bunun için Kıbrıslı Türkler ve Rumlar arasında günlük hayatta işbirliğini artıracak, farklı alanlarda projelerin hayata geçirilmesi gerektiğini dile getirdi.
Almanya’nın rolü
Uluslararası destek gören müzakere süreci, Ada'da diplomasi trafiğini de hızlandırdı. Önümüzdeki günlerde Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı John Kerry’nin Ada’yı ziyaret ederek liderlerle görüşmesi bekleniyor. Geçtiğimiz hafta da Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier Kıbrıs’ta temaslarda bulunmuştu. Kıbrıs’ta müzakere sürecinin hızlanması, Almanya tarafından memnuniyetle karşılanıyor. Ayrıca Almanya, bölünmeyi yaşamış bir ülke olarak Kıbrıs’ta toplumların yeniden bir araya gelmesinde örnek olmak istiyor. Friedrich Ebert Vakfı’ndaki toplantıda konuşan Almanya Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Michael Roth, Almanya’nın Lefkoşa’daki temsilciliği aracılığı ile Ada’da tarafları bir araya getiren seminerler düzenlediğini, Kayıp Kişiler Komitesi’ne finansal destek sağladığını hatırlattı.
Alman-Kıbrıs Parlamentolararası Dostluk Komisyonu Başkan Yardımcısı Manuel Sarrazin de DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada, Euro krizi nedeniyle Almanya ve Kıbrıs ilişkilerinin yara aldığını ama Berlin'in Kıbrıs’taki her iki topluma da “dostluk mesajı” vermesi ve Ada’da birleşme sağlanabilmesi için Almanya’nın çaba göstermeye hazır olduğunu göstermesi gerektiğini söyledi. Yeşiller partili Milletvekili Sarrazin, Kıbrıs sorununun çözümünün istikrar açısından önem taşıdığına dikkati çekti. “Türkiye’nin Avrupa Birliği ile arasındaki engelleri kaldırabilmek için sorunun çözülmesini istediğine inanıyorum” diyen Sarrazin ancak Yunanistan, Rusya, Amerika Birleşik Devletleri gibi ülkelerin de meselenin çözümünde çıkarları olduğunu söyledi.
Türkiye'ye etkileri
Almanya Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Sosyal Demokrat Partili Roth da Kıbrıs görüşmelerinde sağlanacak başarının, Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ilişkileri olumlu etkileyeceğini vurguladı. Roth, bu durumda Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki müzakerelerin yeni bir ivme kazanacağını kaydetti. Türkiye’nin Ortadoğu’da önemli bir aktör olduğunu hatırlatan Roth, mülteci krizinin çözümünde Türkiye’nin işbirliğine ihtiyaç duyulduğunu tekrarladı.
Doğu Akdeniz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Sözen de sorunun çözümünün Türkiye ile müzakerelerde yeni başlıkların açılmasına katkı sağlayabileceğini söyledi. “Birçok ülkenin Kıbrıs kartının arkasına saklanarak, Türkiye'nin katılımının engellenmesinin önüne geçecek, bu ülkeleri deşifre edecektir” diyen Sözen, sorunun çözümünün Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ilişkileri hızlandıracağına inandığını belirtti.