Dünya

GKRY, AB müzakerelerinde 2 başlığa onay verdi mi?

Kıbrıs Rum Yönetimi’nin AB ile Ankara arasındaki katılım pazarlıklarında veto ettiği altı başlıktan ikisinin müzakereye açılmasına onay verdiği öğrenildi

06 Mart 2012 10:53

 

T24 - 1 Temmuz’dan sonra AB dönem başkanlığını almaya hazırlanan, ancak Türkiye’nin ‘tanımayacağını’ bildirdiği Kıbrıs Rum Yönetimi’nin AB ile Ankara arasındaki katılım pazarlıklarında veto ettiği altı başlıktan ikisinin müzakereye açılmasına onay verdiği öğrenildi. Ankara, “İyi niyetten yoksun, Ada’da kapsamlı çözümle hiçbir ilgisi olmayan taktiksel bir yaklaşım” diye tepki gösterdi.

Zeynel Lüle'nin Hürriyet'teki haberine göre; Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında en çok irdelenen ‘yargı ve adalet’ konusunda Brüksel harekete geçti. AB’nin baskısı üzerine Güney Kıbrıs’ın, bu iki konuyla ilgili müzakere başlıklarının görüşmeye açılmasını kabul ettiği öğrenildi.

AB yetkililerine göre, Kıbrıs Rum Yönetimi, Aralık 2009’da tek taraflı olarak dondurduğu Türkiye’nin AB müzakere başlıklarından ‘Yargı ve Temel Haklar’ (23’üncü Başlık) ve ‘Adalet, Özgürlük, Güvenlik’ (24’üncü) başlıklarının müzakereye açılmasına onay verdi.


Henüz resmi bildirim yok


AB kaynakları, kısa bir süre önce Kıbrıs Rum Kesimi Dışişleri Bakanı Erato Kozaku Markulli’nin, Brüksel’e ‘İki başlığın Türkiye ile müzakerelere açılmasına karşı değiliz’ diyerek ülkesinin onayını bildirdiğini söyledi.

AB Komisyonu yetkilileri, bu iki başlığın açılmasına yönelik hazırlıkların yapılacağını, temmuza kadar AB dönem başkanlığını yürütecek olan Danimarka’nın, başlıkların açılmasıyla ilgili onay almasından sonra durumun Ankara’ya resmi olarak iletebileceğini söylediler. Bu nedenle Ankara’ya şu aşamada resmi bir bildirimin yapılmadığını kaydettiler.

Güney Kıbrıs’ın, Aralık ayında yapılan zirvede de, Türkiye ile yürütülmesi planlanan ‘pozitif ajanda’ görüşmelerine onay verdiği ve bu konuda AB Komisyonu’nun yetkili kılındığını hatırlatan yetkililer, bu onayla Ankara ile tıkanan ‘8 başlığın’ görüşmelerinin başlatılmasının yolunun açıldığını da kaydettiler. Türkiye, Kıbrıs sürecinde ilerleme olmazsa Rum Kesimi’nin AB dönem başkanlığını tanımayacağını açıklamıştı. Güney Kıbrıs’ın AB’nin ve Türkiye’nin baskısı nedeniyle iyi niyet jestinde bulunmaya karar vermiş olabileceği konuşuluyor.

Türkiye ile AB arasında Ekim 2005’ten bu yana başlayan müzakerelerde, son üç dönem başkanlığında (Belçika, Macaristan ve Polonya) tek bir başlık dahi açılamadı.


Türkiye-AB ilişkileri ne durumda


* Türkiye ile katılım müzakereleri 3 Ekim 2005’te başladı.

* 6.5 yıldır 35 başlıktan sadece 13’ü açılabildi.

* 2006 Aralık’ındaki AB Konseyi’nde, liderler, Rumlara limanların açılmaması nedeniyle 8 başlığı askıya aldı.

* Buna ek olarak Fransa, “Tam üyeliğe götürecek” gerekçesiyle 5 başlığa ambargo koydu.

* Kıbrıslı Rumlar ise ayrıca 6 başlığa veto uyguladı.


İyi niyetten yoksun taktiklerden vazgeç


Kıbrıs Rum Kesimi’nin Türkiye’yle müzakerelerde Aralık 2009’da tek taraflı dondurduğu iki fasılın açılmasına ve Olumlu Ajanda’ya izin vereceğine dair haberler Ankara’da, “İyi niyetten yoksun, Ada’da kapsamlı çözümle hiçbir ilgisi olmayan taktiksel bir yaklaşım” olarak değerlendirildi.

Türk diplomatik kaynaklar, Filelefthoros gazetesinin haberiyle ilgili Ankara’ya Brüksel’den resmi bir bilginin gelmediğini belirterek, şunları söylediler:

“Rum basınında sürekli önceden nabız yoklayan birçok haber çıkar. Taktiksel bir tutum. Rumlar, ‘Biz Türkiye’ye karşı çok iyi niyetliyiz ama Türkiye bizi muhatap almıyor’ oyunu peşindeler. Madem çok iyi niyetliler, hiç kendi dönem başkanlıklarını beklemeden hemen yarın bu başlıkları şu anki Danimarka dönem başkanlığında açalım. Türkiye, bu başlıkları müzakere edebilecek konumunda. Diyelim ki AB’nin zamana ihtiyacı var, biz beklemeye hazırız. Rum Kesimi’nin 6 aylık dönem başkanlığı geçtikten sonraki dönem başkanlığında da fasılları açar ve müzakereye geçeriz. Böyle basit taktiksel şeylerle kaybedecek vaktimiz yok. Bizim hedefimiz Kıbrıs’ta kapsamlı çözümdür. Rumların iki müzakere başlığının açılması ile Olumlu Ajanda’ya onay vermesi, 1 Temmuz’da onların dönem başkanlığını tanıma ve onları muhatap alacağımıza dair bir yol açmaz.”