Dünya

Kenya'da 'seks karşılığında balık'

Victoria Gölü kıyılarında yaşayan kadınlar, başka geçim kaynağı olmaması nedeniyle balıkçılarla seks yapma karşılığında balık alıyorlar

20 Şubat 2014 14:25

Kenya’nın batısında yer alan Victoria Gölü'nün kıyılarında en temel geçim kaynağı balıkçılık.  Kadınlar, en gözde balığı alıp pazarda satabilmek için kendi bedenlerini pazarlıyorlar. Victoria sakinleri, bu geleneksel yaşam biçimini "jaboya" olarak adlandırıyor.

Mark Lowen, BCC Türkçe'ye Kenya'da yaygın olarak görülen ''seks karşılığında balık'' geleneğini yazdı. Başka bir geçim kaynağı bulunmaması nedeniyle bu yönteme başvuran kadınlar çaresizlikten ve cinsel yollarla bulaşan hastalıklardan yakınıyor.

Mark Lowen’ın BBC’de yer alan haberi şöyle:

Kenya'nın batısındaki Victoria Gölü'nün kıyıları yer bulabilmek için birbirleriyle yarışan, sabah tutulmuş tatlı su çipuraları, akbalıklar ve yayınbalıklarıyla yüklü ahşap teknelerle dolu.

Kavurucu güneş altında balıkçılar sıraya girmiş olan, çoğu kadın müşterilerle pazarlığa girişmiş. Bu kadınlar pazarda satacakları balıklardan biraz kâr elde etmeyi umuyor.

Ancak Kenya'nın bu son derece yoksul bölgesinde balıkçılarla kadın pazarcılar arasındaki ticarette nadiren para el değiştiriyor.

Burada geçer akçe para değil, seks. Kadınlar, en gözde balığı alıp pazarda satabilmek için kendi bedenlerini satıyorlar balıkçılara.

Bu gelenek, bölge ağzında "seks karşılığında balık" diye biliniyor. Yörede konuşulan Luo dilinde de "jaboya" deniyor.

35 yaşındaki Lucy Odhiambo, pazarda satmak için aldığı son balığı hazırlıyor. Pullarını temizliyor, kesip iç organlarını çıkarıyor. Dul ve beş çocuk annesi Lucy, burada yaşayan kadınların darda kaldığını anlatıyor.

"Balık parasını seksle ödemek zorundayım çünkü başka bir imkanım yok. Genelde haftada bir ya da iki balıkçıyla yatıyorum. Hastalığa yakalanabilirim, ama başka bir seçeneğim yok. Çocuklarımı okula göndermek zorundayım. Jaboya çok uğursuz bir gelenek" diye anlatıyor.

Lucy'nin sözünü ettiği 'hastalık' gerçekten de çok yaygın burada. Bölgede HIV virüsünün yayılma oranı % 15'e yakın, ki bu, ulusal ortalamanın iki katı. Nedeni de, "seks karşılığında balık" geleneği...

 

Artık erkeğe bel bağlamamak...

 

Ama yavaş da olsa, dalganın yönü değişmeye başladı.

Agnes Auma, beni, teknesiyle göle çıkarıyor. Teknede kendisi için çalışan balıkçılar var, balık tuttukları zaman Agnes yürütüyor satış işini.

Paranın bir kısmını çalıştırdığı insanlara veriyor, bir kısmıyla teknenin borcunu ödüyor, geri kalanı ise kendisine kalıyor.

Bu, ABD Barış Gönüllüleri'nce desteklenen Vired adlı yerel vakfın yürüttüğü bir proje. Ve bölge kadınlarının hayatını değiştiriyor.

Tekne sazlıklar ve su sümbülleri arasından ilerlerken konuşuyoruz. Balıkçılar dar koridordan ilerlemeye çalışıyor.

Agnes Auma, "Balık için bedenimi satmakla, ölüme doğru ilerliyordum. Bu işi sürdüremezdim böyle. Bu proje sayesinde hayatta kalabilmek için erkeklere bel bağlamam gerekmiyor. Kendi başımın çaresine bakabiliyorum. Teknenin parasını geri öderken de bunu içim rahat olarak yapıyorum.

Gölde açıldıkça Auma'nın balıkçıları ağları serpiyor. Birkaç dakika sonra kilolarca gümüşî, güneşte ışıldayan küçük balık çekiliyor ağlarla. Derken büyük bir semender balığı yakalıyorlar.

Agnes Auma,"Balıkçılarımdan çok memnunum ve gurur duyuyorum. Artık güçlü bir balıkçı kadın olduğum için de çok mutluyum." diyor.

Bugüne dek bu projeye yalnızca 19 kadın dahil olmuş. Ama Vired, yavaş yavaş yaygınlaşacağı umudunda.

Vakıfta görevli Dan Abuto, "seks karşılığında balık geleneği çok tehlikeli, hergün insanların HIV'den, AIDS'den öldüğünü görüyoruz. Bu kadınlara cesaret vermek lazım. Kendi kaderlerini kendilerinin belirleyebilmesi için onları güçlendirmemiz gerekli. Proje olumlu etki yarattığı için, çok büyük gurur duyuyoruz" diyor.

'Utanıyorum'

 

Ama burası, "jaboya"nın yaygın olduğu bölgelerden sadece biri.

Ve üstelik burada bile, ödemenin cinsel ilişkiyle yapılmasından memnun pek çok balıkçı var.

26 yaşındaki Felix Ochieng'le tanışıyorum. Evli ama buna rağmen haftada üç ayrı kadınla ilişkiye giriyor, karşılığını balıkla ödüyor.

Kadın müşterilerin bazen 500 Kenya şilini (6 ABD doları) nakit ödeme yaptığını, bazen 500 şilini bedenleriyle ödediklerini anlatıyor.

"Babamdan geçti bana bu. O da aynı şeyi yapardı" diyor, bir yandan da prezervatif kullandığını söylüyor.
Yaptığından utanıp utanmadığını soruyorum; "Evet utanıyorum" diyor göle bakarak, "Kötü birşey bu. Ama kadınlar da çok cezbediyor" diye devam ediyor.

Kenya'daki bu tehlikeli ve yerleşik uygulamayı ortadan kaldırmak için, daha epey yol alınması gerek.
Ama azar azar da olsa, bu ticarete karışanların sayısı azalıyor; Victoria Gölü kıyılarında yaşayan kadınlar karşılaştıkları tehlikeyi daha iyi anlıyor.

"Seks karşılığında balık" ticaretinin tamamiyle yol edilmesi için, toplumun içinde cinsiyete bakışın ve kafa yapısının değiştirilmesi gerek.

Buysa, çok daha çetin bir iş.