Gündem

Kentsel dönüşümde sosyal boyut ihmal ediliyor

Yaklaşık 7 milyon konutun yıkılıp tekrar yapılmasını sağlayacak Kentsel Dönüşüm Yasası önceki gün Meclis’ten geçti

19 Mayıs 2012 19:45

Merakla beklenen kentsel dönüşüm yasası Meclis’ten geçti. Mimarlar ve şehir plancılarına göre sosyal yönü zayıf olan yasa müteahhitlerin işini kolaylaştıracak.

Yaklaşık 7 milyon konutun yıkılıp tekrar yapılmasını sağlayacak Kentsel Dönüşüm Yasası önceki gün Meclis’ten geçti. Yasa en çok mega kent İstanbul’u ilgilendiriyor. Yasa kapsamında İstanbul’da 2 milyona yakın konutun dönüştürüleceği ifade ediliyor. Konuyu Taraf’a değerlendiren uzmanlar yasa hakkında farklı görüşlere sahip olsa da yasanın uygulanması sırasında mülkiyet hakkının göz ardı edilmemesi konusunda hemfikir. Deprem Uzmanı Ahmet Ercan ise “İstanbul’un yıkılması gerekiyor. Bunu biz yapmazsak deprem yapacak. O zaman bize maliyeti 250 milyar dolar olacak” dedi. Uzmanların görüşleri şöyle:

 

Müteahhite kalmamalı

 

Korhan Gümüş (Mimar): Bu yasanın hukuk devleti normuna uygun olmadığını düşünüyorum. Çünkü insanların yaşama çevresi sadece bir inşaat mantığıyla dönüştürülemez. Bu yasa totaliter devletlerde görülen yasalara benziyor. Ancak şu da var ki kentsel planlama ve yönetim modeli çok sorunlu. Bunu değiştirmek lazım. Uygulanacak yeni çözümün insanları yerinden etmeyen sosyal boyutlar içeren bir çözüm olması gerekir. Şehir planlamacıları olarak bu yasanın Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmamasını talep ediyoruz. Sorunu çözmek için anayasa meselesinde olduğu gibi bir toplumsal seferberlik yaratılması gerekir. Sulukule, Tarlabaşı gibi yerlerde olumsuz sonuçlar ortaya çıktı. Dolayısıyla bu işi sadece yatırımcılar ve müteahhitler yapmamalı.

 

Dönüşüm inşaat demek değil

 

Erhan Demirdizen (Şehir Planlamacıları Odası Eski Başkanı): Deprem nedeniyle kentsel dönüşüme ihtiyaç vardır. Çünkü mevcut yasalarla riskli, dayanıksız yapı stokunu yenilemek mümkün değil. Ancak bu yenilemeler için iki türlü sıkıntı var. İlki bu yenilemelerin kentin değeri yüksek olan yerlerde yapılması, ikincisi de çok uzun vadeye yayılması. Bu olası bir deprem senaryosu göz önüne alındığında bu yolla yapı stokunun yenilenmesi mümkün görünmüyor. Ayrıca yasa tamamen müteahhit mantığıyla oluşturulmuş. Müteahhitlerin arsa sahipleriyle çok hızlı bir şekilde anlaşma yapmasını ve yıkıp tekrar yapmasını teminat altına almaya çalışan bir yasa.

» Erbatur Çavuşoğlu (Şehir Plancısı): Yasa uygulanırsa İstanbul’da özellikle 1-2 milyon kişi yerinden edilebilir. Yasanın böyle bir riski var. Mevcut yasada çözümler şöyle sıralanıyor: Yerinizde kalmak istiyorsanız mevcut projeden pay alabilirsiniz. Bu da yüklü bir borçlanma getiriyor. Diğeri de ödeyebileceğiniz eve taşının önerisi. Dolayısıyla bu çok acımasızca bir durum. Yasayla beraber İstanbul’da yeni bir sınıfsal kesim yaratılmaya çalışılıyor.

» Mete Tapan (Koruma Kurulu Başkanı): Bu yasayı depreme karşı alınmış en önemli önlem olarak değerlendiriyorum. Ancak yasa içinde bir takım mülkiyet ve onay olmadan yıkma durumu gibi problemler var. Ben bunların hepsine katılıyorum. Deprem gibi riskli bir durum varken burada vatandaşların isteklerine, direktiflerine bakamayız. İlk defa deprem için bu kadar kapsamlı ve hassasiyetle riskleri önlemek için böyle bir adım atılıyor. Olayın ranta dönüştürüleceği ile ilgili söylentilere de katılmıyorum.

 

Geç bile kalındı

 

Ahmet Ercan (Deprem Uzmanı): Bana göre çok gecikmiş bir yasa. Bir kişinin depremde ölmesinin bize maliyeti 1 milyon 250 bin dolar. Ama deprem öncesi bir kişi için yapılması gereken yatırım 5 bin dolar. Burada benim tek kaygım yeni bir kent yapacağız diye orman alanları, su havzaları yok edilmemeli. Dönüşüm yerinden yapılmalı. İstanbul’un yıkılması gerekir. Yoksa bunu deprem yapacak. Deprem yaptığı zaman bize maliyeti 250 milyar dolar olacak. Bu göz ardı edilemez.”

 

Kentsel dönüşüm devlet eliyle olacak

 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘iktidarı kaybetme pahasına yıkacağız’ dediği yasa kabul edildi. Riskli yapıların yıkılmasını öngören yasada, vatandaş binasını en az 60 gün içinde yıktırmazsa devlet eliyle yıkılacak. Yasaya göre, riskli yapıların tesbiti, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanacak yönetmelikte belirlenecek. Bakanlık, riskli yapıların tesbitini süre vererek, sahiplerinden de isteyebilecek. Tesbitler, verilen sürede yaptırılmazsa, bakanlık veya belediyeler ile il özel idareleri tarafından yapılacak. Bu tesbitlere karşı ev sahiplerinin, 15 günlük itiraz hakkı bulunuyor. Yasa, gecekondu sahiplerinin de tedirginliğini alacak gibi. Çünkü gecekondu sahiplerinin, gecekondusuna karşılık konut, nakit veya konut yapmak üzere arsa tahsisi yapılıncaya kadar gecekondusu yıktırılamayacak.