CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin Avrupa’nın “toplama kampı” olmaması gerektiğini söyleyerek, “AB ülkeleri, “Biz parayı verelim, siz Suriyelileri barındırın” diyor. Bu kabul edilebilir değil” dedi.
Hürriyet yazarı Vahap Munyar’ın sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, Suriyeli mülteciler nedeniyle sosyal dokunun bozulabileceğine işaret ederek “3-4 yıl sonra yer altı dünyası güçlenebilir. Uyuşturucu yaygınlaşabilir” dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu Digiturk’ün de 7 TV kanalını yayın ağından kaldırmasına tepki göstererek, “İyi bir dilekçe ile başvuruda bulunduk. Evdeki Digiturk sistemini söktürdüm” şeklinde konuştu.
Hürriyet’te yayımlanan (26 Ekim 2015) Kemal Kılıçdaroğlu röportajının ilgili bölümleri şöyle:
- Türkiye, Avrupa’nın “toplama kampı” olmamalı. Biz bunu kabul edemeyiz. Bırakın 3 milyar Euro’yu, AB ülkeleri 13 milyar Euro da verseler, Türkiye toplama kampına dönüşmeyi kabul etmemeli. AB ülkeleri, “Biz parayı verelim, siz Suriyelileri barındırın” diyor. Bu kabul edilebilir değil. Ayrıca etik bir öneri de değil.
AB ile vizenin kaldırılması karşılığı imzalanan “Geri Kabul Anlaşması”na değindi:
- AKP, bu konuyu TBMM’ye getirdiğinde de karşı çıkmıştık, engel olamadık.
2 milyon Suriyelinin ölüm korkusuyla çareyi Türkiye’ye sığınmakta bulduğunu anımsattı:
Barışla dönerler
- Biz iktidara gelirsek, önceliğimiz Suriye’de iç barışın sağlanmasına katkıda bulunmak olacak. Barış ortamı sağlandıktan sonra ülkemizdeki Suriyeliler kendiliğinden dönecektir.
Suriyeliler’in Türkiye’ye sığınmasının arkasında hükümetin yanlış dış politikasının yattığını savundu:
- Yanlış dış politika çizgisi, Suriye’de çatışmanın taraflarından birini desteklenmesi bizi Ortadoğu bataklığına sürükledi. Fatura giderek ağırlaştı. İktidara gelirsek ilk işimiz, Suriye’ye Türkiye üzerinden silah gidişini durdurmak olacak. Oradaki radikal örgütlerle ülkemizin bağınız keseceğiz. Ardından barışın sağlanması için çalışacağız.
24 Ağustos 2012’de dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a Suriye mektubu yazdığını belirtti:
- Suriye’de barışın sağlanmasına katkıda bulunulması amacıyla ABD, Rusya, AB, İran, Arap Birliği ve Türkiye’nin bir araya gelmesi için adım atılmasını önermiştim. Bu önerimizi dikkate almadılar. Rusya, aynı çerçevede çağrı yapınca tıpış tıpış Cenevre’ye gittiler.
Sosyal doku bozulur
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Beşar Esad’ı kabul etmesine dikkat çekti:
- Putin’in Esad’ı kabul etmesi, AKP’nin Suriye politikasının çöktüğünün göstergesidir.
Suriyeliler’in Türkiye’de kalış sürelerinin uzamasıyla ilgili endişelerini dile getirdi:
- 3-4 yıl sonra yer altı dünyası güçlenebilir. Uyuşturucu yaygınlaşabilir. Sosyal dokumuz bozulabilir...
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, sıklıkla 2 milyon Suriyeli’nin Türkiye’ye maliyetinin 8 milyar dolara yaklaştığını dile getiriyor...
Fatura bu kadar kabarmışken, AB’nin mali desteğini tümüyle reddetmek doğru olur mu?
Bizim 1500 liralık asgari ücret formülü işverene yük olmaz
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 7 Haziran seçimleri öncesinde gündeme getirdikleri 1500 liralık net asgari ücret formülünü bu kez AKP’nin de kısmen benimsediğini savundu:
- AKP, asgari ücreti 1300 liraya yükseltme vaadi veriyor. Yalnız, onların modelinde yük işverende kalıyor. Biz asgari ücreti vergi ve primden muaf tutacağımızı taahhüt ediyoruz.
- İşverenler net asgari ücretin 1300 veya 1500 liraya yükseltilmesinin çalışma barışını bozacağını savunuyor. Endişelerini, “Asgari ücret artınca, personelin diğer bölümü de zam ister” şeklinde dile getiriyorlar.
- Bizim formülde 1500 lira vergi ve SGK priminden muaf olacak. Bu, yüksek maaş alana da yansıyacak.
Çip üreten yatırımcıya 1 milyar doları verirdik
Kemal Kılıçdaroğlu, iktidara geldiklerinde Türkiye’de katma değeri yüksek üretime dönük yatırımları teşvik edeceklerini vurguladı:
- Kişi başına 25 bin dolarlık milli gelir, 500 milyar dolarlık ihracat, Türkiye’nin dünyada ilk 10 ekonomi arasına girmesi hedefine başka türlü ulaşılmaz.
Teşvik konusuna yaklaşımlarına bir örnek verdi:
- Bir ara Türkiye’de çip üretimine dönük yatırım planı gündeme geldi. Bunun için devletten nakit destek istendi. Biz iktidarda olsaydık 1 milyar doları bu yatırıma teşvik diye verirdik.
8 milyar lirayı 2’ye satan bankalar var, faizi niye silmeyelim
Kemal Kılıçdaroğlu, vatandaşın sırtındaki birikmiş kredi kartı ve tüketici kredisi faizi yükünün en az yüzde 80’ini silme planını bir bankacının önerisiyle gündeme getirdiklerini ifade etti:
- Türkiye’de 8 milyar liralık alacağını varlık yönetim şirketine 2 milyar liraya satan banka var. Bırakın faizi silmeyi, ana parasının da bir bölümünden vazgeçebiliyor bankalar. Hal böyle iken vatandaşın kredi kartı ve tüketici kredisi borcunun faizinin en az yüzde 80’ini neden silmeyelim?
Digiturk’ü bıraktım
Kemal Kılıçdaroğlu, bazı TV kanallarını platform dışına çıkaran Digiturk’e abone olarak da tepkisini gösterdiğini vurguladı:
- İyi bir dilekçe ile başvuruda bulunduk. Evdeki Digiturk sistemini söktürdüm.