Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) Yürütme Konseyi Eş Başkanlığı, İstabul’daki canlı bomba saldırısını kınadı. KCK açıklamasında, “Kürt Özgürlük Hareketi olarak sivillerin hedef alınmasına karşıyız ve sivillere yönelik eylemleri kınıyoruz. Ölen sivillerin ailelerine başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz” dendi.
KCK'nın "Biz Kürt Özgürlük Hareketi olarak Cenevre Savaş Sözleşmesine uyacağımızı defalarca taahhüt ettik" ifadelerine yer verdiği açıklaması şöyle:
"Basına yansıyanlar ve İstanbul valiliğinin açıklamasına göre Beyoğlu Kaymakamlığı ve Çevik Kuvvet polisinin yakınında bir patlama gerçekleşmiştir. Ölenlerin kimliğini bilmememize rağmen resmi makamlarcabir eylemci ve 4 kişinin öldüğü söylenmektedir.
"Eylemi kim yapmıştır, ölenlerin kimliği nedir hala belli değildir. Ancak şunu belirtmeliyiz ki, Kürt Özgürlük Hareketi olarak sivillerin hedef alınmasına karşıyız ve sivillere yönelik eylemleri kınıyoruz. Ölen sivillerin ailelerine başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz.
"Kürt Özgürlük Hareketi olarak zorunlu olarak 1984 yılından bu yana bir gerilla mücadelesi yürütmekteyiz. Bizim tercihimiz her zaman Kürt sorununun Türkiye'nin demokratikleşmesi temelinde demokratik siyasal çözümden yana olmuştur. Hala bu konudaki ısrarımız sürmektedir. Ancak AKP iktidarı
"Kürt sorununun demokratik çözümü çabalarına tekme vurmuş; Kürt Özgürlük Hareketini şiddetle ezme kararı almıştır. Bugün Kürdistan'da süren kirli savaş, buna karşı Kürt halkının özyönetim direnişi AKP iktidarının demokratik siyasal çözüm çabalarını reddetmesiyle ortaya çıkmıştır. 28 Şubat 2015 tarihinde devlet yetkilileri ile HDP’lilerin birlikte yayınladığı demokratik çözüm deklarasyonu Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından kabul edilmemiş; Önder Apo'nun barış ve demokratik çözüm isteyen Newroz çağrısı reddedilmiş; 5 Nisan 2015 tarihinden bu yana da Türkiye kamuoyunun Kürt sorunun çözümünde en makul siyasal aktör olarak gördüğü Önder Apo üzerinde ağır tecrit uygulanmıştır. Demokrasi güçlerinin başarıyla çıktığı 7 Haziran seçimleri yok sayılmış, 24 Temmuz’da da Kürt halkına yönelik topyekun bir savaş başlatılmıştır. Bu savaşta yüzlerce sivil asker ve polis tarafından katledilmiştir. Kuşkusuz bu çatışmalarda yüzlerce asker ve gerilla da yaşamını yitirmiştir.
"Biz Kürt Özgürlük Hareketi olarak savaşı tercih etmediğimiz gibi, savaş içinde sivillerin ölümüne de şiddetle karşıyız. Savaşta sivillerin katledilmesi suçtur. Biz Kürt Özgürlük Hareketi olarak Cenevre Savaş Sözleşmesine uyacağımızı defalarca taahhüt ettik. 1994 yılında Cenevre savaş sözleşmesine imza attık.
"Bugün de bu taahhüdümüze bağlıyız. Kürt özgürlük mücadelesi yürüten gerilla bundan sonra da bu sözleşmeye uyacaktır. Türk devleti savaş hukukunu çok ağır biçimde çiğnemesine rağmen, özgürlük savaşçıları bundan sonra da savaş içinde sivillerin zarar görmemesi için azami dikkat gösterecektir.
"Sivillerin ölümüne karşı çıkılması gerekmektedir. Kimden gelirse gelsin sivilleri hedef alan eylem ve tutumlara karşı çıkılmalıdır. Ancak Türk basını ve siyasi çevrelerin Türk polisi ve askerinin çocuk, kadın, yaşlı demeden yüzlerce sivili öldürürken bunu gündemleştirip karşı çıkmaması da ahlaksızlıktır. Sivil ölümlere haklı olarak karşı çıkanlar Türk devletinin kadın, çocuk ve yaşlı demeden sivilleri katletmesine ve sivil yerleşim yerlerini bombalamasına da karşı çıkmalıdırlar. Şiddet kullanma tekeli devlete aittir deyip AKP iktidarının yüzlerce sivili katletmesine karşı çıkmamak vicdansızlık ve siyasi ahlaksızlıktır. Hiçbir gerekçeyle sivillerin öldürülmesi normalleştirilemez. Bu açıdan sivillere yönelik saldırıları kim yaparsa yapsın karşı çıkılmalıdır. Uluslararası güçler de sivil ölümler konusunda çifte standartlı davranmadan kim tarafından yapılmış olursa olsun karşı çıkmalıdırlar.
"Kürdistan'da ve Ortadoğu'da Newroz Bayramı kutlanmaktadır. Newroz, zalime karşı halkların direniş ve kardeşçe yaşam günüdür. Türkiye'de sorumlu çevreler ve siyasi güçler bu Newroz vesilesiyle Kürt sorununun çözümü ve Türkiye'nin demokratikleşmesi için bir adım atsınlar; karşılıklı ateşkesle birlikte Önder Apo üzerindeki tecridin kaldırılarak özgür koşullarda müzakerelerle Kürt sorununun demokratik siyasal yöntemlerle çözüleceğini ilan etsinler. Bu yapıldığında Türkiye dünyanın en demokratik ve özgürlükçü ülkesi haline gelerek Newroz ruhunda var olan halklarının kardeşliğine dayalı özgür ve demokratik Ortadoğu ve demokratik Türkiye gerçekleşecektir."