Gündem

"Kayseri'de bombalı aracı fark eden askerler ihbarda bulundu"

Abdulkadir Selvi: Neden acil önlem alınmıyor?

19 Aralık 2016 11:26

Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, 14 askerin şehit olduğu Kayseri'de saldırıda bombalı aracın servisi takip ettiği askerler tarafından farkedildiğini ve ihbarda edildiği iddia edildi. "Takibi fark eden askerlerin ihbarda bulunduğu belirtiliyor" diyen Selvi, "Doğruysa neden acil önlem alınmıyor? Elbette ki bunlar soruşturma sonucunda tespit edilecek. Ancak Komando Tugayı’nın hedef alındığının bilinmesine ve artan terör saldırılarına rağmen güvenlik önleminin alınmaması üzücü" diye yazdı.

Abdulkadir Selvi'nin Hürriyet gazetesinin bugünkü (19 Aralık 2016) nüshasında yayımlanan 'Yeni sürecin yeni stratejisi' başlıklı yazısı şöyle:

Kahramanmaraş'ta Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak'la birlikteydik.

Suriyelilerin yaralarını sarmak için kurulan konteyner kentin açılışına gidiyorduk ki, Kayseri’deki patlama haberi geldi. Yara sarmak bir yana, biz yaralandık.

Az sonra Başbakan Binali Yıldırım geldi. Başbakan’la sıcağı sıcağına Kayseri’deki saldırıyı konuştuk. Çok önemli bir işaret verdi. “Fırat Kalkanı, DAEŞ tehdidini sınırladı. Benzerini güney sınırımızda yapacağız" dedi. Bunun üzerine, "Ne yapacaksınız" diye sorduk. Başbakan, "Bu konuda bu kadar" karşılığını verdi. Bu aşamada bu kadarla yetineceğim. Ama zamanı gelince yazacağım. İşin sırrı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlığında yapılan güvenlik toplantısında gizli.

PKK’nın bombalı araçla saldırdığı Kayseri 1. Komanda Tugayı, sancağında iki üstün cesaret madalyası taşıyor. Biri Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan. Diğeri sınır ötesi operasyonlardan. Son olarak şehir savaşlarında PKK’yı diz çöktürmüşlerdi. Bu yüzden PKK’lılar sosyal medya üzerinden intikam yeminleri içmişlerdi. Alçak emellerini önceki gün gerçekleştirdiler. Kayseri 1. Komando Tugayı’na yakında yeni görevler çıkacak. Bu saldırının bedeli ödetilecek.

Türkiye, 20 Temmuz 2015 tarihinden bu yana, canlı bomba eylemleri, şehir savaşları, darbe girişimi ve bombalı araç eylemleriyle sistematik bir saldırı ile karşı karşıya. Hedef; Türkiye’ye diz çöktürmek.

10 Aralık’ta başkanlık sistemini esas alan Anayasa değişikliği Meclis’e sunuldu; PKK Beşiktaş’ta polislerimize saldırdı.

Cumhurbaşkanı milli seferberlik ilan etti PKK bu kez Kayseri’de askerlerimizi şehit etti. Bunlar rastlantısal olaylar değil, terör üzerinden bir mesaj veriliyor.

Büyük fotoğrafı ortaya koyarken, diğer yandan da Kayseri’deki olayın detaylarını incelemekte yarar var.

Şanlıurfa’dan çalıntı bir araçla Kayseri’ye gelip, araca Pınarbaşı mevkisinde Kırıkkale plakasının takıldığı biliniyor. PKK sık sık taktik değiştiriyor. PKK bir süredir araç kiralıyor ya da satın alıyordu, tekrar çalıntı araca ve ikiz plaka yöntemine döndü. Bu eylemde sadece plaka değil, eylemin kendisi de ikiz. Merasim Sokak, Kızılay ve Beşiktaş saldırılarını andırıyor. Bir farkı PKK, ABD ve Batı dünyasının sivil ölümlerindeki hassasiyetini dikkate alarak Beşiktaş’ta polise, Kayseri’de askere saldırdı.

Merasim Sokak’taki saldırıdan sonra askeri servis araçlarıyla ilgi bir düzenleme yapılmıştı. Servis araçlarının zırhlı plakalarla güçlendirilmeleri, araçların aynı anda değil belirli aralıklarla hareket etmeleri, servislere silahlı eskortların tahsis edilmesi, geçiş güzergâhlarında güvenlik önlemlerinin alınması gibi. Kayseri’deki askerlerimizi taşıyan servis aracı değil, halk otobüsü. Askerlerin çarşı izni nedeniyle sadece cumartesi ve pazar günleri kullanılıyor. Saldırı ilk araca yapılıyor. Bir askerin tıp fakültesi hastanesinde hasta ziyareti için inmek istemesi üzerine durakta durduğu anda bombalı araç, halk otobüsünün ortasına girip kendini patlatıyor.

Yaralıların beyanlarına ve görgü tanıklarının anlattığına göre, aracın takip ettiği bir süre sonra fark ediliyor. Takibi fark eden askerlerin ihbarda bulunduğu belirtiliyor. Doğruysa neden acil önlem alınmıyor? Elbette ki bunlar soruşturma sonucunda tespit edilecek. Ancak Komando Tugayı’nın hedef alındığının bilinmesine ve artan terör saldırılarına rağmen güvenlik önleminin alınmaması üzücü.

PKK’nın son saldırılardaki hedefi üzerine Ankara’da yapılan değerlendirmeleri yansıtmak istiyorum.

- Terörle mücadelede kararlılık politikalarının sorgulanması, işe yaramaz gösterilmesi.

- Devleti yönetenlere karşı güveni azaltma.

- Terörle mücadeledeki başarıları gölgeleme.

- İktidarın devleti yönetemediği algısı oluşturma.

PKK’nın bu tuzağına düşmemek için, her türlü provokasyona karşı uyanık olmalıyız. Parti binalarına saldırı, Kürt kardeşlerimize yönelik eylemler, PKK’nın kurduğu tuzağa düşmek olur. Ortaya koyacağımız birlik ve beraberlik tablosu bu planları bozacak.

Üst akıl PKK üzerinden bir stratejiyi uygulamaya soktu. Türkiye’yi yönetilemez hale getirmek istiyorlar. 12 Eylül’den sonra Demirel, “Devlet kilitlenmişti” demişti. Şimdi Türkiye’yi kilitlemek istiyorlar.

Ama Türkiye, 12 Eylül Türkiye’si değil.

Bu oyunu da bozacağız.