Kumburgaz’da kiraladıkları deniz bisikletiyle Marmara Denizi’ne açıldıktan sonra kaybolan 5 gencin Büyükçekmece açıklarında İDO feribotundaki yolcular tarafından görüldüğüne ilişkin iddia telsiz görüşmeleriyle de kanıtlandı.
Milliyet gazetesinden Gökhan Karakaş’ın haberine göre, ‘Durup, yardım etmemekle’ suçlanan feribot kaptanı Yavuz Yılmaz, Kıyı Emniyeti’ne bildirimde bulunduğu telsiz konuşmasında, “Benim 4 mil gerimde bir ufak teknede 2 kişi gözükmüş. El sallamışlar, ben göremedim dürbünle. Size iletmek istiyorum bu durumu” diyor.
Pazar günüden beri kayıp olan Şükrü Kahraman (28), Mikail Çelik (30), Yusuf Büyükizgi (29), Serdar Demir (25) ve Doğan Demir’i (21), bulmak için İmralı Adası açıklarında yoğunlaşan çalışmadan da bir sonuç çıkmadı. Arama kurtarma çalışmalarına, 4. gününde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı 3 mayın gemisi de katıldı. Gelişmiş radar ve sonara sahip gemiler, dün sabah saatlerinde Marmara Denizi’nde deniz dibi taramalarına başladı.
Suyun altında aranıyor
Mahalle Afet Gönüllüleri Acil Müdahale Ekibi Türkiye Koordinatörü Hüseyin Karadayı, “Deniz yüzeyinde arama-kurtarma çalışmaları sonuç vermediği için deniz altında arama çalışmalarına başladık. Marmara Denizi’nin yaklaşık 4 de 3’ü üzerinde arama-kurtarma çalışmaları yapıldı. Bugün itibariyle arama çalışmaları 3 de 1’lik bir alana indirildi. Akıntılar ve rüzgar hesap edildiğinde çalışmalar Beylikdüzü-Büyükçekmece-Silivri arasında bir hat üzerinde yoğunlaştı. Ayrıca İmralı Adası ile Kapıdağ Yarımadası arasındaki bir hat arasında da çalışma yapıyoruz” dedi.
Kaptan ihbarı iletti
Milliyet’in gündeme getirdiği iddialar sonrasında bir açıklama yapan İDO, “Kaptan, yolcuların yaptığı ihbarı esas alarak derhal Kıyı Emniyeti’ne bağlı sektör Marmara’yı 14. Kanal’dan aramış, bulundukları koordinatı ve ihbar edilen olayın mevkisini bildirmiştir, ihbarın alındığının teyidini yapmıştır” açıklamasını yaptı. Bu açıklamanın ardından da kaptanın ihbarına ilişkin telsiz kayıtları ortaya çıktı. İDO’dan dün akşam saatlerinde yapılan açıklamada ise şöyle denildi:
“Belirtilen tarihte, seyir esnasında değişen ve ağırlaşan hava koşullarında Avşa-Yenikapı seferini yapmakta olan deniz otobüsümüzün kaptanına personelimiz vasıtası ile kendisinin de kaptan olduğunu ifade eden bir yolcumuz tarafından ‘denizde hareket eden bir motor görüldüğü, içinde iki kişi olabileceği ve yardıma ihtiyacı olabileceği’ şeklinde bir ihbar ulaşmış; ancak kaptanımızın gözle, dürbünle ve radarla yaptığı kontrolde herhangi bir motor görülememiştir. Kaptanımız, yine de donanımlı gemiler tarafından daha detaylı arama yapılabilmesi için ilgili ihbarı dikkate almış, yetkili kuruluş olan Kıyı Emniyeti’ne bağlı Sektör Marmara’ya telsizle kanal 14’ten haber vermiş, koordinatlarını ve ihbarın mevkiini bildirmiştir. Kaptanımız gerekli her türlü kontrol ve ihbarları yapmış ve 450 yolcusuyla fırtınalı ve ağır hava şartlarında seyrini tamamlayarak yolcularını tahliye etmiştir.”
‘Zor duruyorum burada’
Telsiz kayıtlarına göre, feribot kaptanı Yavuz Yılmaz birkaç dakika boyunca Türk Boğazları Gemi Trafik Hizmetleri’ne ulaşmaya çalışıyor. Bir süre anonslarına yanıt bekleyen Yılmaz’a 2 dakika sonra bir Kıyı Emniyeti görevlisi yanıt veriyor. Kaptan şu bildirimde bulunuyor;
Yavuz Yılmaz(Y.Y): - Büyükçekmece açığındayım. Benim 4 mil gerimde bir teknenin içinde 2 kişi gözükmüş. Ben bulamadım. Zaten zor duruyorum burada. Bunu Sektör Marmara’ya iletmek istiyorum.
Kıyı Emniyeti görevlisi(KEG): - Tekrar edin.
Y.Y: - Büyükçekmece açığında Yeşilköy’e doğru ilerliyorum. Beni görebiliyor musunuz?
KEG: - Büyükçekmece açığındasınız. Olay nedir?
Y.Y: - 4 mil gerimde bir ufak teknede 2 kişi gözükmüş. Ben göremedim. Daha sonradan bana yolcularla geldiler. Şu an sallanıyorum da. Bir teknede 2 kişi.
KEG: - Anlaşıldı Kemal Reis 5. Tekne içinde 2 tane yolcu var. Doğru mu?
Y.Y: - Doğru. El sallamışlar ben göremedim dürbünle. Bana geç intikal etti, size iletmek istiyorum bu durumu.
KEG: - Rapor eden deniz otobüsü mü?
Y.Y: - Evet rapor veren deniz otobüsü
KEG: - Tamam anlaşıldı.
‘Karabiga’ya sürüklenmiş olabilirler’
Marmara Denizi’ndeki rüzgar şiddeti ve akıntı sistemleri üzerine çalışmalar yapan Doç. Dr. Edip Müftüoğlu arama kurtarma çalışmalarına ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı; “Olayın meydana geldiği tarihte Marmara’da kuzeyden esen Yıldız ve Poyraz rüzgarları hakimdi. Bu da akıntının şiddetini arttırdı. Kazazedelerden iyi yüzme bilenler dayanma güçleri varsa Karabiga’ya kadar sürüklenir. Deniz bisikleti batsa bile yüzerek ilerleyebilirler. Akıntı yüzebilen birini bugünlerde Karabiga açıklarına getirmiştir. O bölgedeki balıkçıların çok duyarlı olması lazım. Kazazedelerin Karabiga civarında aranması gerekiyor.”
‘Manevra 450 yolcuyu riske sokardı’
Deniz Otobüsleri Kaptan ve Başmühendisleri Derneği Başkanı Kaptan Doğan Doğrusöz: “O geminin o kadar ağır denizde manevra yapması içinde 450 yolcu ile yeni sorunlara neden olur. Rüzgar kafadan geliyor, geri dönmesi tenik olarak risktir ve kaptanın bu riski alması çok büyük hatadır. Orada önemli olan da mesafe değil. 4 mil değil 2 mil de olsa bu önemli değil; ağır deniz var, 2-3 metre dalga var, sert rüzgar var; bahsettiğimiz şey bir deniz otobüsü... Bu deniz otobüsü içerisinde 450 yolcuyla beraber riske girer. BUDO mesela aynı şekilde dönmeye çalışmış ve birçok yaralı olmuştur. Zaten bu gemiler her zaman, her hava koşulunda sefer yapmaz; iptal edilir. Güvenlik adına yetkililere bilgi veriyor. ‘Benim gemim bu hava şartlarında manevra yaparak yardım edebilecek şartta değil, o yüzden oraya acil yardım edin’ diyor Sektör Marmara’ya... Sektör Marmara her yere ulaşabilir. Tüm yardım birimlerine ulaşabilir, Sektör Marmara o civardaki bütün hareketleri en ufak yat bile olsa görebilir.”
Kiralayan tutuklandı
Bu arada, yürütülen soruşturma kapsamında deniz bisikletini kiralayan işletmenin sahibi Sinan Ö., “İhmali davranışla kasten adam öldürmek” suçundan tutuklandı. Sinan Ö, Metris Cezaevi’ne gönderilirken, bir kişinin ise savcılık sorgusunun ardından serbest bırakıldığı öğrenildi.
Kılıçdaroğlu aileleri aradı
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu 5 gencin ailelerini ziyaret etti. Tanrıkulu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile telefonda görüşerek bilgi verdi. Tanrıkulu, CHP liderini ailelerle görüştürdü. Aileler, Kılıçdaroğlu’nda çocuklarının bulunmasını talep etti.