Turcell Süper Lig'de 6. hafta kapanış maçında G.Saray, Kasımpaşa'yı 3-1'le geçti. Aslan bu sonuçla 6'da 6 yaparak yeniden zirveye tırmanırken Kasımpaşa ligin tek puansız takımı olmaya devam etti.
Rijkaard: Rekorlara fazla takılmam
Nonda: Yapmamız gerekeni yaptık
Galatasaray önüne geleni devirerek geldi 6. haftaya. Hele hele Panathinaikos önünde hem de Atina'da alınan 3-1'lik galibiyet ağızları sulandırdı. Kimi ağabeyler, “Bu Galatasaray'a biri bir gün öyle bir ders verecek ki” diyorlar ama taraftarın pek umurunda değildi. Ligin dibindeki Kasımpaşa'nın Başbakan'ın adını taşıyan stadında puan kaybı pek de öyle yakın ihtimal gibi görünmüyordu.
Rotasyon seven Rijkaard, Arda, Kewell, Elano ve Baros'tan oluşan sihirli dörtlüye kıyamamıştı. Kasımpaşa ise bir zamanlar Benfica'da oynayan Azar'la renklenen kadrosu ve tabii ki tecrübe abidesi Yılmaz Vural'ın yönetimiyle sürpriz peşindeydi.
Daha 1. dakikada Moritz'in topla hareketlenişi ve uzaktan sert şutuyla heyecanlı başladı maç. Leo Franco, topu çelmeyi başardı. 8'de herhalde uzun yıllar unutulmayacak bir an yaşandı. Panathinaikos maçındaki ilk golün benzeri bir atak yaptı Galatasaray. Baros sağdan geldi. Kaleciyi çalımlayıp sıfıra indi. Topu bomboş bekleyen Elano'nun önüne bıraktı. Brezilyalı'nın vuruşunu engellemek için kale çizgisinde Ali Güneş bekliyordu. Ali kafayı vuramayınca ellerini kullandı. Tanrı'nın elinden yıllar sonra Güneş'in eli devreye girmişti. Ne hakem İlker Meral ne de yardımcıları herkesin gördüğü bu durumu çözebildi. Korner kararı geldi bir anda.
Bu pozisyondan sonra Kasımpaşa akıllı toplarla Galatasaray savunmasını soldan ve ortadan delmeye başladı. 18'de Azar'ın şutunu Leo Franco kurtardı. 26'da soldan Sancak atağa kalktı. Ortasında Moritz'in peşinde Galatasaraylı yoktu. O da rahatça fileleri havalandırdı: 1-0.
Galatasaray'ın istediği futbolu oynayamadığı bir gerçekti. Savunmada da bir uyumsuzluk fark ediliyordu. Uzatmanın ikinci dakikasında Baros'un pasında Arda, kaleciyle karşı karşıya kaldı. Kaptanın klasına yakışmayan bir vuruş, topu auta gönderdi.
İkinci yarıya Keita ve Nonda ile girdi Galatasaray. 50'de kornerden gelen topa Arda'nın kafası üst ve yan direklerde dans ederek oyun alanına geri döndü.53'te Koray'ın ıskası Nonda'yı Tolga ile baş başa bıraktı. Koca Kongolu nasıl oldu anlayamadık ama topu dışarıya attı.
Ali Güneş'in o malum pozisyonda atılması gerekiyordu. Keza gole giden Kewell'ı düşürdüğünde de. İşin ilginç yanı 62'de Ali'nin sakatlık nedeniyle tedavi gördüğü ve takımı 10 kişi bıraktığı sırada Galatasaray beraberliği buldu. Keita'nın ara pasında Nonda, kaleciyi geçip boş kaleye topu bıraktı: 1-1.
79'da Kewell'ın indirdiği topu alan Arda vurdu; kaleciden döndü. Bir daha vurdu Arda. Hem de kalenin önünden. Yine Tolga. 89'da Shabani Nonda, Arda'nın ortasına doğru kafayla 3 puanı getirdi: 1-2. Uzatmanın 3. dakikasında Nonda, bu kez boş kaleye topu gönderdi: 1-3.
Şimdi maçın başındaki hadisenin ötesine geçerek bir şeyler yazmak gerek. Tamam o penaltı ve kırmızı kart olsa muhtemelen Galatasaray farklı bir galibiyet alırdı. Ama özellikle savunmadaki sıkıntılar ve yaratıcı futbolcuların varlığına rağmen oyunda yaşanan kopukluklar bu kadar ortaya çıkmayacaktı. Galatasaray teknik yönetiminin, idari yönetimin yapacağı açıklamalardan bağımsız, bu konuların üzerine gitmesi gerek.