Karar yazarı Ahmet Taşgetiren, medyada dijitalleşme sorunu üzerine değerlendirmede bulundu. Taşgetiren medyadaki sorunlar hakkında "iktidar – medya ilişkileri dışında değerlendirmek mümkün değil" dedi.
Taşgetiren, Ekim 2017'de 4 yıldır yazarlığını sürdürdüğü Star'dan ayrılmıştı. Eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın ABD'de yürütülen "Reza Zarrab" davasına dahil edilmesi sonrası köşe komşusu Ahmet Kekeç ile görüş ayrılığına düşen Taşgetiren, gazete yönetiminin söz konusu tartışmada "yanlı" davrandığını savunmuştu.
Karar gazetesindeki ilk yazısı 8 Kasım 2018'de yayımlanan Taşgetiren medyanın dijitalleşme sorunu üzerine bugün "Medya sorunu" başlıklı bir yazı kaleme aldı. Taşgetiren yazısının ilgili bölümünde şunları kaydetti:
Ak Parti iktidarı döneminin medya açısından ilginç gelişmelere sahne olduğu açık. Ak Parti’nin merkez medyaya rağmen iktidar olduğu, medya – asker - yargı işbirliğine rağmen iktidarını sürdürdüğü, Ergenekon davaları sürecinde alternatif bir medya ile birlikte hareket ederek mesafe aldığı, sonra o medya yapısı ile karşı karşıya geldiği, ve o süreçte başka bir medyanın yardımını gördüğü,.... bugün gelinen noktada medyanın ağırlıklı bir alanı üzerinde etkinlik sağladığı bir gerçek.
İktidarın gücünü kabul etmiş genel bir medya ortamı, buna karşılık çekingen bir muhalif alan.
Bugün medya bu platform içinde “sorun”u konuşuyor. Son günlerde yazısına en çok atıf yapılan kişi, Demirören medyasının kumanda mevkiindeki isim Mehmet Soysal konuyu “Uçurumların kıyılarında” başlığı ile değerlendiriyor. Ben, sorunun tespiti adına yazısındaki şu ifadenin altını çizdim: “Medyaya karşı ciddi bir güvensizleşme süreciyle başlayan okuyucu ve seyirci kaçışı hızla önlenmeli... Yoksa geleneksel medya kuruluşları krizlerin eşiklerinde gün saymaya devam edecek...” (13 Kasım 2018)
Güvensizleşme. Okuyucu kaçışı. Ve krizlerin eşiğinde gün saymak...
Mehmet Soysal’ın bu tesbiti, herhangi bir reklam ambargosu veya dağıtım problemi yaşamayan medya dünyası için yaptığı söylenebilir. Diyelim muhalif medya için muhalefet yapmak sorun olabilir, muhalif olmayan için sorun nedir? Güvensizleşme, okuyucu kaçışı neden kaynaklanıyor?
Kemal Öztürk dünkü Yeni Şafak’taki yazısında bunun, gazetelerin haberlerde yüzde 95 oranında devletin resmi ajansını kullanıyor olmasıyla bağlantılı olabileceğine işaret ediyor. O da “adil” bir haber – yorum sorununa dikkat çekiyor.
Bütün bunları iktidar – medya ilişkileri dışında değerlendirmek mümkün değil.
-Daha bağımsız bir medya ya da bağımlı – daha bağımlı bir medya.
Acaba hangisi bir siyasi iktidarın toplumla ilişkileri ve ülke çıkarları açısından sağlık alametidir? Cevaplanması gereken hayati soru bu.
Yazının tamamı için tıklayın