Karar gazetesi yazarı İbrahim Kahveci, İstanbul’da beklenen büyük depreme ilişkin, “Kanal İstanbul bunun bir örneğidir. Güvenlik ve deprem odaklı çalışan bir zihniyet enerjisini ve parasını buraya vermez. Oluşacak ek riskler dahi sorun azaltmayıp, artıracaktır. Mesela depremde en hassas olan köprü ve viyadükler meselesi. Kanal ile Boğaz arasında mahsur kalacak 8 milyon insan ne olacak?” diye sordu.
Kahveci, “Elazığ ve Malatya depreminde 4-5 katın üzerinden yıkılan bina sayısı 8-10 adet. Bütün Türkiye buraya odaklanmış durumda ve kurtarma ekiplerinin hepsi çalışıyor. Buna rağmen daha dün ulaşılamayan insanlar var. Oysa İstanbul için durum çok farklı. 30 bin 50 bin binanın doğrudan yıkılacağını söyleyen uzmanlar var. Bir de hasar görecek binalar tabii.. 8-10 binada bu kurtarma sıkıntısı yaşanıyorsa, 30-50 bin binada ne olacak? Kim canını kurtaracak, kim enkaz kaldıracak? Ya da enkaz altında kalanlar ne olacak?” ifadesini kullandı.
Kahveci, “Neden İstanbul önemli? Çünkü burası kendi başına kalacak, birçok mahalleye bile belki girilemeyecek. 82 milyon nüfusun kayıtlı 15 milyonu İstanbul’da. Çevre ile (Bursa, Yalova, İzmit, Tekirdağ) bu nüfus 26 milyon kişiye çıkıyor. Yani ülkemizde her 4 kişiden 1’i burada. Gereken kurtarma ekibi sayısının bile en az 1 milyonu bulması gerekiyor. Diğer illerde deprem olduğunda gidilen yardım, İstanbul söz konusu olduğunda çok daha dar imkânlarda kalacak.” düşüncelerini dile getirdi.
Yazının devamı için tıklayın