Karar gazetesi yazarı İbrahim Kahveci, memurlar vb. çalışanların Cumhurbaşkanlığı'nın "Biz bize yeteriz Türkiyem" sloganıyla başlattıkları bağış kampanyası için maaşlarından kesinti yapılacağı haberlerini bugünkü köşesine taşıdı. Kahveci, "Böyle bir yöntem bağış olamaz. Bu yöntem vergi salmanın bir başka yoludur. Bugün de bir vergi çıkartılacaksa bu vergi servet üzerinden geçici ve/veya bir seferlik olabilir. Ama unutmayalım ki, her vergi bir kaynak kullanımı sorununu gündeme getirir. Mesela vergi toplamak kadar vergiyi harcamanın da toplumsal karşılığı olmalıdır." düşüncesini dile getirdi.
Kahveci, "Vergiler her zaman süreklilik arz etmez. Mesela 2003 yılında ek MTV taksiti de bir vergiydi.
O nedenle bugün bir vergisel zorlama olacaksa bu hakkaniyet içerisinde olmalıdır. Geçmişte ülkemizde de benzer dönemlerde benzer vergiler salınmış ve toplumsal yaralar sarılmaya çalışılmıştır. Mesela 1999 depremi sonrası çıkartılan haberleşme vergisi gibi. Bugün de bir vergi çıkartılacaksa bu vergi servet üzerinden geçici ve/veya bir seferlik olabilir. Ama unutmayalım ki, her vergi bir kaynak kullanımı sorununu gündeme getirir. Mesela vergi toplamak kadar vergiyi harcamanın da toplumsal karşılığı olmalıdır." görüşünü savundu.
Kahveci, "Bugün gelir, yani akım olarak sermayeden elde edilen kaynaklar çok sınırlıdır. Ama kilit nokta servettir. Bu tür durumlarda servetler üzerinden sorgulama yapılır ve kaynak teminine gidilir.
Zaten ülkemizde de gelir dağılımı bozukluğundan daha üst düzeyde servet dağılımı bozukluğu vardır. O nedenle toplumsal kaynaşma anlamında asıl sorun servet etkisidir.
Ama burada bir başka sorun daha vardır. Servet etkisi veya kullanımı kamu üst düzeyde çok daha yüksektir. O nedenle bir servet vergisi düşünülecekse, öncelikle bunun kamu üst düzeyden başlaması gerekmektedir." ifadesini kullandı.
Yazının devamı için tıklayın