Karar yazarı Akif Beki, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun Adana'da Furkan Vakfı üyelerine şiddet uygulayan polislere yönelik eleştirileri "bot hesap, muhalif grup ve FETÖ’cü olarak" tanımladığını söylerken, "Sanki eleştirenlerin kimliği ve niyeti; polisi haklı, eleştirileri haksız çıkarırmış gibi. 28 Şubatçıların da başvurduğu tipik bir yöntem bu. Karşıtlarını karalayarak, kendilerini akladıklarını zannederlerdi" dedi.
Beki, Soylu'nun “Alparslan Kuytul, kökü dışarda bir adamdır. Karşımızda hakikaten bir şaklaban var. Başka yerlerden talimat alan bir adam var” dediğini hatırlatarak, "Sanki Kuytul’un yanlış olması, polisin göstericileri meydan dayağından geçirmesini doğru yaparmış gibi" eleştirisi yaptı.
Beki, şu ifadeleri kullandı:
"İrticanın kökü dışardaydı. Gericilik, devleti ele geçirmeye, karşı devrim yapmaya çalışıyordu. Arkalarında terör örgütleri, devlet ve millet düşmanları vardı.
Başörtüsü yasağı, bu yaftalamalarla güya haklılaştırılmıyor muydu?
28 Şubatçıların baskı, dayatma ve antidemokratik müdahaleleri meşrulaştırma gerekçeleri, ne çabuk unutuldu?
Bakan Soylu’nun, 28 Şubatçılara benzetilmekten rahatsızlık duyması, sevindirici.
Şu sözleri, duyarlılığını yansıtıyor:
'Sosyal medyada bu son olayı 28 Şubat’a benzetenler var. Beni bağışlayın, bu doğru bir yaklaşım değil. 28 Şubat’taki yaklaşımın asaletine, insanların hakkını savunmasına halel getirir bu. Bu yaklaşıma izin vermeyiz.'
Fakat söyleminde, 28 Şubatçılardan kalma argümanlara rastlanması, bir o kadar talihsiz ve ironik değil mi?
Benzetilmemek için benzememek, 28 Şubatçılarla en ufak bir benzerliğe ve kıyaslamaya sebebiyet vermemek gerekmez mi!"
Yazının tamamı için tıklayın.