-Karaman: Hayaller gerçek oluyor ESKİŞEHİR (A.A) - 04.10.2011 - TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman, Yüksek Hızlı Tren (YHT) teknolojisi ile dünyada 8'inci, Avrupa'da 6'ncı ülke haline gelen Türkiye'nin 2023 yılında 10 bin kilometre yeni YHT, 4 bin kilometre de konvansiyonel hattın inşasının hayal değil gerçeğe dönüştüğünü söyledi. Karaman, 155 yıllık köklü geçmişe sahip TCDD tarafından Osmanlı döneminde birçoğu yabancı şirketler eliyle yaklaşık 8 bin 500 kilometrelik demiryolu yapıldığını hatırlattı. Bunun 4 bin kilometrelik bölümünün Misak'ı Milli sınırları içinde kaldığını anlatan Karaman, şöyle konuştu: ''Kurtuluş Savaşı'nda demiryollarının önemini anlayan Ulu Önder Atatürk, demiryolu seferberliği başlattı. 1926–1946 yılları arasındaki 20 yılda 4 bin kilometrelik demiryolu hattı inşa edildi. Bu hatların yüzde 80'i coğrafik koşulların çetin olduğu doğu bölgemizde gerçekleştirildi. Bu demiryolu rüzgarı ne yazık ki 1950'li yıllardan sonra ters esmeye başladı. Dünyadaki gelişmelere paralel olarak karayolu yatırımları ön plana geçti. 1950–2003 yılları arasındaki dönemde sadece 1700 kilometre demiryolu yapıldı. Demiryolları adeta unutuldu. 2003 yılı ise demiryollarımız için bir milat oldu. Hükümetlerin siyasi ve mali desteği sonucu YHT projeleri, mevcut sistemin modernizasyonu, ileri demiryolu sanayisinin geliştirilmesi ve daha dinamik bir kurum için yeniden yapılanma temelinde, 8 yılda 80 proje üretilerek, demiryolları büyük bir değişim ve gelişim süreci içine girdi.'' Karaman, 2003 yılından bu yana demiryollarının KİT'ler içinde öncelikli sektör olarak en yüksek ödenekleri aldığını ifade ederek, ''Kısaca kuruluşumuzun kara tren imajı yıkılırken, YHT çağına girildi'' dedi. İlk YHT hattı olan Ankara-Eskişehir'in ileri demiryolunun keşfedilmesini sağladığına dikkati çeken Karaman, şunları söyledi: ''13 Mart 2009'dan beri başarıyla hizmet veren YHT'ler sadece Ankara, Eskişehir'e değil, İstanbul, Kütahya, Bursa, Afyonkarahisar başta olmak üzere birçok kentimize, ilçemize ulaşımı kolaylaştırdı, zamanı kısalttı. Öğrenciler başta olmak üzere 7'den 70'e herkesin yaşamını değiştirdi. Bugün Türkiye'nin dört bir köşesinden herkes YHT talep eder duruma geldi. Ankara-Konya YHT hattı da 23 Ağustos'tan itibaren işletmeye açıldı. Eskişehir-Ankara-Konya YHT üçgeni ile yakın kentlerde ekonomik, sosyal ve kültürel yaşam daha dinamik hale gelirken, turizm de canlanıyor. Halen, YHT Ankara-İstanbul YHT Projesi'nin 2. etabı olan Eskişehir-İstanbul ve Ankara-Sivas YHT hatlarının inşası devam ediyor. Her iki etap bittiğinde Ankara-İstanbul 3 saate iniyor. İnşası devam eden diğer YHT hattımız Ankara-Sivas'ı ise 2014 yılında tamamlamayı hedefliyoruz. Ankara-Sivas da 3 saate düşüyor. Bunun yanı sıra, Ankara-İzmir, Sivas-Erzincan ve Bursa-Bilecik arasında çift hatlı, elektrikli ve sinyalli 250 kilometre hıza uygun YHT projelerinin ihale süreçleri de devam ediyor.'' -''Türkiye demiryolu sektöründe bölgesinde itici güç oluyor''- Karaman, Uluslararası 10. Ulaştırma Şurası'nda Türkiye'nin ulaşım sisteminin vizyonunun belirlendiğine de değinerek, ''Demiryolları için çok önemli kararlar alındı. Ulaşım sisteminin haritası çizildi. Bu kararlar bağlamında, 2023 yılına kadar ulaştırma sektörüne 14 yılda yapılacak 350 milyar dolarlık yatırımın 45 milyar dolarlık kısmı demiryollarına tahsis edilecek. Bu çerçevede, yapımları devam eden 2 bin 622 kilometre YHT ağının 2012 yılına kadar tamamlanması, 2023 yılına kadar 10 bin kilometre hızlı tren ağı ile 4 bin kilometre konvansiyonel yeni hat inşa edilmesi hedefleniyor'' diye konuştu. Ayrıca ''Türk Demiryolu Sektörünün Yeniden Yapılandırılması ve Güçlendirilmesi'' projesi kapsamında Türk demiryolu sektörünün yasal ve yapısal çerçevesinin AB mevzuatına uygun bir şekilde oluşturulmasını sağlayacak ''Genel Demiryolu Çerçeve Kanunu'' ve ''TCDD Kanunu Taslakları''nın hazırlandığını ifade eden Karaman, şunları bildirdi: ''Paydaşlarımızın da görüşlerini alarak, Bakanlığımıza gönderdik. Genel Demiryolu Çerçeve Kanunu taslağı, altyapı ile işletmeciliğin ayrılarak demiryolu sektörünün serbest ve adil şartlarda rekabete açılmasını, daha kaliteli ve emniyetli demiryolu hizmetinin daha uygun ücretle kullanıcılara sunulmasını sağlıyor. Yani Türkiye, demiryolu sektöründe bölgesinde itici güç oluyor. Avrupa ile Asya kıtaları arasında köprü işlevini görebilmesinin başlıca koşullarından biri sağlıklı, dengeli bir ulaşım sistemine sahip olmaktır. Demiryolu olmadan ise bu başarılamaz. Türkiye bu bilinç içinde, bu yolda kararlılıkla ilerliyor.'' -''Türkiye'nin ufku açık''- Karaman, göreve geldiği 2003 yılında 60 yıl ihmal edilmiş bir kurumla karşılaştığını belirterek, şöyle devam etti: ''İtiraf etmeliyim ki hayal kırıklığı yaşamıştım. 155 yıllık demiryolu birikimini tanıdıkça ülkemizin ekonomik, sosyal ve kültürel hayatında ne denli önemli olduğunu anladım. Cumhuriyet döneminde, çetin coğrafik koşulları dize getiren köprüler, tüneller kısıtlı imkanlar ve yetersiz teknolojiye karşın yapılmıştı. 21. yüzyılda sahip olduğumuz imkanlar göz önüne alındığında, çok güzel şeyler başaracağımıza inandık. Çünkü hükümetimizin siyasi ve mali desteği tamdı. YHT teknolojisi ile dünyada 8'inci, Avrupa'da 6'ncı ülke haline gelen Türkiye'nin ufku açıktır. 2023 yılında 10 bin kilometre yeni YHT, 4 bin kilometre konvansiyonel hattın inşası hayal değil, gerçeğe dönüşmektedir. Dolayısıyla, hayallerin gerçek olduğu bir süreç yaşıyoruz.'' -''Lojistik merkezler sektöre yıllık 40 milyar dolar katkı sağlayacak''- TCDD Genel Müdürü Karaman, Türkiye'de kent merkezi içinde kalmış yük garlarının, Avrupa ülkelerinde olduğu gibi etkin karayolu ulaşımı olan ve müşteriler tarafından tercih edilebilir bir alanda, yük lojistik ihtiyaçlarına cevap verebilecek özellikte, teknolojik ve ekonomik gelişmelere uygun olarak kurulması amacıyla 16 noktada lojistik merkezlerinin kurulmaya başlandığını söyledi. Özellikle organize sanayi bölgelerine yakın ve yük potansiyeli yüksek olan İstanbul, İzmit (Köseköy), Samsun (Gelemen), Eskişehir (Hasanbey), Kayseri(Boğazköprü), Balıkesir (Gökköy), Mersin(Yenice), Uşak, Erzurum(Palandöken), Konya(Kayacık), Denizli (Kaklık) ve Bilecik (Bozüyük) olmak üzere 12 noktada kurulmaya başlanan lojistik merkezlerinin sayısının 2011 yılı yatırım programına alınan Kahramanmaraş (Türkoğlu), Mardin, Kars ve Sivas lojistik merkezleriyle birlikte 16'ya çıkarıldığını ifade eden Karaman, şunları belirtti: ''Türkiye tarihinde ilk lojistik merkez TCDD tarafından, Samsun Gelemen'de 6 Temmuz 2007 tarihinde açıldı. Birinci etabı tamamlanan Gelemen'in ardından Denizli (Kaklık), İzmit (Köseköy), Eskişehir (Hasanbey), Kayseri (Boğazköprü) inşaat çalışmalarının 1. etabı tamamlanmış, Eskişehir (Hasanbey) ve Kayseri'nin (Boğazköprü) 2. etap işleri ile Erzurum (Palandöken) ve Balıkesir'in (Gökköy) inşaat işlerine başlandı. Modern taşımanın merkezi olan lojistik merkezlerde, taşımacılıktan sosyal ve kültürel ihtiyaçlara kadar tüm birimler yer alıyor. Lojistik merkezlerde, konteyner yükleme, boşaltma ve stok alanları, her türlü gümrük hizmetleri, tehlikeli ve özel eşya yükleme, boşaltma, stok alanları, dökme yük boşaltma alanları, sosyal ve idari tesisler, genel hizmet tesisleri, bankalar, restoranlar, oteller, bakım onarım ve yıkama tesisleri, akaryakıt istasyonları, büfeler, depo ve antrepolar, iletişim ve gönderi merkezleri, tren teşkil kabul ve sevk yolları bulunuyor.'' Karaman, lojistik merkezler faaliyete alındıklarında, yük taşımacılığıyla ilgili hizmetlerin en iyi şekilde verilmesi, müşterilerin idari, teknik ve sosyal tüm ihtiyaçlarının karşılanabilmesi, taşımaların ve taşıma kalitesinin artırılarak müşteri memnuniyetinin sağlanmasının yanı sıra bulundukları bölgenin ticari potansiyeline ve ekonomik gelişimine katkı sağlayacaklarını belirtti. Yaklaşık 430 milyon dolara mal olması beklenen lojistik merkezlerin Türk lojistik sektörüne yıllık 40 milyar dolar katkı sağlayacağını anlatarak, ''Bunun yanında lojistik merkezler, 26 milyon ton ilave taşıma imkanı ile 10 milyon metrekare konteyner stok ve elleçleme sahası da kazandıracak'' dedi.