Yeni Akit gazetesi Genel Koordinatörü Hasan Karakaya, "İETT otobüslerinde yaşanan gecikmelerin paralel yapı yüzünden gerçekleştiğini" iddia etti. Karakaya, kendisine gelen bir telefondaki ihbar iddiasına dayandırdığı olay üzerinden "Bu Paralelci hainler; bırakın Müslüman olmayı, insan bile olamaz" ifadesini kullandı.
Karakaya'nın Akit'te "Paralel’in vukuatları... Hem zalim, hem Ocak gaspçı, hem de saldırgan!" başlığıyla yayımlanan (18 Ocak 2015) yazısından ilgili bölümler şöyle:
“Adı ve telefonu” bende saklı bir vatandaş, “başına gelenleri” şöyle anlatıyor:
“Tarih 27 Aralık 2014...
Saat, tam 17.35
Kayaşehir Akik Sitesi durağında 79E hatlı otobüsü, Eminönü istikametine gitmek için eşim ve 6 aylık kız çocuğumla, rüzgâr ve yağmur altında beklemeye başladık.
17.45’de Kayabaşı Kiptaş durağından hareket edip 17.50’de Akik Sitesi’nde olması gereken araç gelmedi.
Gecikme olmuştur ihtimaline karşı, 18.00’e kadar bekledik.
Otobüs gelmeyince, 153 numaralı hattı arayıp, aracın gelmediğini söyledim ve şu cevabı aldım:
‘Bize online olarak gönderilen maili okuyorum. 79E hatlı araç arıza yapmış. Bir sonraki sefer 18.20’de yapılacak.’
İnanmadım çünkü araçlar hep yeni, yani arıza ihtimali çok az ama yapılacak bir şey olmadığı için beklemeye devam ettik.
Saat 18.05’de bizim beklediğimiz yönün ters istikametinde yani Kayabaşı Kiptaş isimli Son Durakistikametine 79E aracı geçiş yaptı... Bu aracın 18.20’de döneceği kanaati ile rahatladık. Ancak saat 18.30’a kadar bekledik ve araç gelmeyince tekrar 153 numaralı telefonu arayarak, 18.20 seferinin de yapılmadığını söyledim ve şu cevabı aldım:
‘Bize online olarak gönderilen maili okuyorum. Aşırı trafikten dolayı aracın seferinde aksama yaşandığı, bir sonraki seferin 19.10’da yapılacağını bildiririz.’
Yalan söylüyorsunuz diye çıkıştım.
Önümden aracın son durak istikametine geçtiğini, asla trafik sorunu olmadığını söyledim.
Hatta eşim ve kızım o kadar çok üşümüşlerdi ki, dayanamadım; kuruma, sorumlulara sert sözler sarf ettim.
Hatta ‘Allah belanızı versin’ dedim.
Telefonu kapattım.
Eşime dedim ki; 19.10 seferini de bekleyelim.
Eşim ve kızım soğuktan dondukları halde, bekleyelim dedi...
Saat 18.50’de gene ters istikametten bir araç geldi... Bu aracın 19.10’da geleceğini düşünüyordum ki; şoför camını açarak, bana; ‘Selamunaleyküm... Ne tarafa gidiyorsun Hacı Abi’ diye seslendi.
Eminönü istikametine gideceğimizi söyledim... ‘Çocukları al gel’ dedi.
Ne olduğunu anlamadım ama, eşim ve kızımla otobüse bindik.
Yaklaşık 10 kişi vardı otobüste.
Bebek arabası ile olduğumuz için orta kapıdan bindik... Akbilleri çıkarttım ve kart basmak için ön tarafa geçtim... Normalde çok sinirliydim, ancak olayı anlamak için sakinmiş gibi davranıyordum.
Şoföre sordum;
‘Niye bizi ters istikamete götürüyorsun?’
Dedi ki;
‘Hacı abi yolcuları indirelim, izah edeyim... Ben sizi direkt Eminönü’ne götüreceğim, hızlı bir şekilde.’
Pekala dedim...
Yolcular son durakta inince, şoför bana şunları söyledi:
‘Hacı abi, sizin yaklaşık bir saattir durakta beklediğinizi biliyorum. Benden önceki 3 araç gelmedi. Ben ve benden sonra da hiç araç gelmeyecek!.. Ancak sizin bebeği görünce acıdım ve işten atılma pahasına sizi aldım!.. Bugün filo başında bulunan Paralelci şahıslar biz şoförler ve yolcuları bezdirdiler. Aslında bunu çok zaman yapıyorlar. İnsanları İstanbul Büyükşehir ve AK Parti Hükümeti’ne karşı kışkırtmak istiyorlar. Hatta biz şoförleri bezdirmek için ellerinden geleni yapıyorlar.
Bak, bu olayın izahını sana yapayım...
Her araçta bulunan ve aracın durum bilgisinin anlık olarak paylaşıldığı, şoförlerle irtibatın sağlandığı bir ekran var. O ekranda şu mesaj yazıyordu:
‘Son durakta yolcular indikten sonra tabelayı kapatıp çevreden gelinecek!’
Bu mesaj nedir dedim; filo ekibinin araçlara gönderdiği mesaj dedi.
Yani şimdi senden önceki araçlar son durağa gelip, Çevre Yolu’ndan Eminönü’ne yolcu almadan mı gittiler dedim?
Evet, dedi; ‘Ben 8-9 saattir otobüs üzerindeyim... İkindi namazımı bile büyük zorlukla sadece farzını kıldım. Sizi almam suç olduğu halde bebeğinize ve sizin halinize acıdım aldım. Bu otobüsteki kameralar kayıt ediyor, bunu görseler beni kesinlikle işten atarlar’ dedi.
Ben, kendisine bu ekranda yazan mesajın resmini çekmek istediğimi, bu işi planlayanların planını bozmak istediğimi söyledim... ‘Benim işten atılmamı istemiyorsan, bunu yapma’ dedi.
Şikâyetini et ama bu araç ve benimle ilgili bilgi verme dedi.
Ben de kendisine acıdım ne aracın ne de şoförün bilgisini paylaşmıyorum. Bu olayın yaşandığı tarih ve saat bellidir. O saatlerde çalışan araçlar ve şoförler ve FİLO sorumlusu Paralelciler bellidir!
Bu olayın Başkan Kadir Topbaş’ın dikkatini çekmek için haber yapılmasını arz ederim. Paralellerin yakın zamanda yaptıklarını ve gelecekte neler planladıklarını biliyoruz. Bu olay da o planların bir parçası. ‘Toplumu Belediye’ye karşı kışkırtmak ve şoförleri bezdirmek’istiyorlar.”
Vatandaşın bu satırlarına herhangi bir söz ilâve etmeye gerek var mı?..
Manzara ortada...
O “Soğuk ve yağmurlu” havada bir vatandaş, eşi ve 6 aylık kız çocuğunu “saatlerce” durakta bekletiyorlar!..
Niye?..
“Soğuktan donan vatandaş İETT’ye, Kadir Topbaş’a ve Hükümet’e küfretsin” diye!..
Bu “Paralelci” hainler; bırakın “Müslüman” olmayı, “insan” bile olamaz!..
İşte “hümanistlik”leri!..
İşte “insancıl”lıkları!..
Tek bildikleri “işkence”, tek yaptıkları “zulüm!”
Fazla söze hacet yok!..