Gündem

Karabulut'un kardeşi, Garipoğlu'na saldırdı

Münevver Karabulut'un başını keserek öldürdüğü iddia edilen ve olaydan 197 gün sonra yakalanan Cem Garipoğlu'nun yargılandığı dava olaylı başladı.

11 Şubat 2010 02:00

T24 - İstanbul Etiler'de başı kesik halde bir çöp konteynırında bulunan Münevver Karabulut'un katil zanlısı Cem Garipoğlu, bugün ilk kez hakim karşısına çıktı. Duruşma sırasında Münevver'in kardeşi Enver Karabulut, Cem Garipoğlu'na içinde kezzap bulunduğu öğrenilen bir cam tüple saldırdı. Garipoğlu'na gelmeyen cam tüp duvarda patlayınca duruşma salonunda nefesleri kesen bir kokuya neden oldu. Polis memurları ve bazı gazeteciler tüpten gelen sıvıdan yaralandı.


ŞIRINGALI SALDIRIDAN İLK GÖRÜNTÜLER

KARDEŞTEN ŞIRINGALI SALDIRI


Enver Karabulut, Cem Garipoğlu'na şırınga ve yumruk ile saldırmaya çalışmasının ardından gözaltına alındı. Salondan çıkarılan Cem Garipoğlu'nun ise yaralanıp yaralanmadığı bilinmiyor.

CHP'li Vekil olayı şöyle anlattı:

Münevver Karabulut cinayetinin davasını izleyenler arasında yer alan CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal, duruşma salonunda çıkan olayları anlattı. Soysal, "İçeride Münevver'in erkek kardeşi bir müdahalede bulundu. Şırınga ile müdahale bulundu. Şırıngayı sıktı, içinde ne olduğunu bilmiyoruz. Güvenlik vardı isabet etmedi. Cem Garipoğlu'na isabet etmedi. Çok önemli birşey yok. Şu an emniyette ifadesi sürüyor" dedi. Olayın Cem Garipoğlu'nun savunmasını yaptığı sırada gerçekleştiğnii belirten Soysal, "'Erkekliğime hakaret etti' diye bir sözü var. O açıklamanın ardından saldırı gerçekleşti. Psikolojileri çok bozuk" diye konuştu. 

 SEVGİLİSİ Münevver Karabulut’u canlıyken kafasını kesip parçaladıktan sonra cesedini Etiler'de çöp konteynerine atmakla suçlanan Cem Garipoğlu, hakim karşısına çıktı. Münevver Karabulut'un kardeşi İbrahim Enver Karabulut, içi sıvı dolu şırıngayı Cem Garipoğlu'nun üzerine attı. Cem'in kafasını sıyıran şırınga duvara çarptı. Duvarda patlayan şırınganın içinde nitrik asit (kezzap) olduğu ileri sürüldü. Duvardan sıçrayan sıvı salonda bulunanlardan bazılarının üzerine sıçradı. Salonu keskin bir koku kapladı. Sıvının ne olduğu henüz belirlenemedi. Salondan çıkarılan İbrahim Enver Karabulut, polis merkezine götürüldü.





ADALET PARAYLA SATIN ALINAMAZ

Saat 10.20’de cezaevi aracıyla adliyeye getirilen Cem Garipoğlu, basın mensuplarına gösterilmeden içeri alındı. Basın mensupları ilk defa yapılan bir uygulamayla adliye sarayının bahçesinin dışına çıkartıldı. Talimatı Bakırköy Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Adagül’ün verdiği belirtildi. Cem Garipoğlu’nun içeri girmesinin hemen ardından Münevver Karabulut’un annesi Nagihan Karabulut, babası Süreyya Karabulut, avukatları Rezan Epözdemir ve CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal birlikte Adliye Sarayı’na geldiler. Ön kapıda açıklama yapan Süreyya Karabulut, Cem’in kayıp olduğu 197 günü ve bunların arkasındaki güçlerin ortaya çıkarılmasını istedi. Nagihan Karabulut ise "Kızımın katilinin hakettiği cezayı almasını istiyorum" dedi.

Bakırköy 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkan Cem Garipoğlu’nun avukatı Aytekin Kaya protesto edildi. Cem Garipoğlu’nun avukatı Aytekin Kaya saat 09.30’da Bakırköy Adliye Sarayı’na geldi. Girişte Münevver Karabulut’un arkadaşları tarafından, "Adalet parayla satın alınmaz" sloganlarıyla protesto edildi. Protestolara aldırmayan Aytekin Kaya binaya girdi.

BU YOLU İNSANLIKTAN GEÇEN HERKESİN DAVASI

Karabulut Ailesi’nin avukatı Rezan Epözdemir, bu cinayetten sonra üç benzer cinayetin işlenidiğini belirtti. Rezan Epözdemir şunları söyledi:

"İlgili, benzer cinayetler. Bu bile toplumsal anlamda durumun vehametini ortaya koymaya yeterli. Hal böyle iken basın mensuplarından da objektif, duyarlı ve hassas davranmalarını bekliyoruz. Meseleye sahip çıkmalarını istiyoruz. Çünkü bu artık bireysel olmaktan öte toplumsal bir mesele haline gelmiştir. Nagehan Karabulutlar yandı, Süreyya Karabulutlar yandı diğer anne babalar yanmasın. Hunharça, vahşice işlenmiş bir cinayet. Hiç kimenin sahip çıkamayacağı, insanın insan olması vasfına aykırı bir cinayet. Bu gün ilk duruşma sanığın sorgusu yapılacak. Sanığa sorular soracağız. Ben özellikle ailenin gelmemesini rica ettim. Onlar sonuna kadar takip etmek istediklerini söylediler. Sancılı, sinirli bir duruşma olacak. Bu yolu insanlıktan geçen herkesin davasıdır. Dolayısıyla herkesin bu sürece sahip çıkmasını bekliyoruz. Sağolsun Milletvekilimiz Çetin Soysal ilk günden beri meseleye sahip çıktı, bize yardımcı oldu. Bizi aileyle bir araya getirdi. Manevi desteklerini verdi. Bu gün de hem parlamentoyu hem de kişisel anlamda kendisini temsilen burada bulunuyor. Onun da bu sürece olan katkıları yatsınamaz."

YOLUMUZ UZUN

Münevver'in babası Süreyya Karabulut ise davanın ilk duruşması olduğunu belirterek, "Henüz bir şey söyleyemiyoruz. Süreci takip edeceğiz. Yolumuz uzun. Bayağı uzun bir yoldayız. İnşallah suçlular, katiller, hak ettikleri cezayı alır da biraz olsun vicdanlarımız rahatlar" dedi. Bir gazetecinin "En çok hangi sorunun cevabını merak ediyorsunuz?" sorusuna Sürreyya Karabulut, “Cinayetin nedeni, niçini ve sanığın 197 gün ortalıktan nasıl kaybolduğunun yanıtını merak ediyorum. 197 gün kimler tarafından saklandı. Kimler tarafından kol kanat gerildi. Hangi güçler kol kanat gerdi ben bunun peşindeyim. Kımızın öldürülmesinin bir nedeni olamaz" dedi.

Süreyya Karabulut daha önce yaptığı açıklamalarda bahsettiği cinayetin arka bahçesi yönündeki sorulara da “Ona daha zaman var. İlerleyen süreçte onu da açıklayacağız" dedi.

Münevver'in annesi Nagihan Karabulut da "Şu anda bir şey söyleyemiyorum. Adalet er geç yerini bulacaktır. Bekleyip göreceğiz. Fazla bir şey söyleyemiyorum" dedi.

ARKADAŞLARI DESTEK VERDİ

Münevver Karabulut’un arkadaşları ellerinde büyük boy Münevver Karabulut'un fotoğraflarıyla Bakırköy Adalet Sarayı’nın önünde beklediler. Bir süre sessizce bekleyen arkadaşları daha sonra slogan atmaya başlayınca polis tarafından bahçe duvarının dışına çıkarıldı.

Duruşma için Adalet Sarayı’na gelen Emekçi Hareket Partili kadınlar da "Münevver için Adalet için" sloganları atarak basın açıklaması yaptı. Açıklamada erkek egemenliğinin vahşetini, Münevver Karabulut cinayetinde gördüklerini belirttiler. Katledilen tüm kadınların ortak yanının erkek vahşetinin kurbanı olduğunu belirten grup sözcüsü, "Kadın olmak, erkek egemen kapitalist sistem tarafından sistematik olarak şiddete, tacize, tecavüze ve işkenceye uğramak, katledilmek için yeterli bir sebep olarak görülmektedir" dedi.

İDDİANAMEDEN AYRINTILAR

İstanbul Cumhuriyet savcıları Faruk Erşen Yılmaz ve Mustafa Öztürk’ün hazırladığı iddianamede, Cem Garipoğlu’nun cinayeti tasarlayarak işlediği, Münevver’i canavarca bir hisle ve eziyet çektirerek öldürdüğü ileri sürüldü. Olay tarihinde 18 yaşından küçük olduğu gerekçesiyle ağırlaştırılmış müebbet hapisten kurtulan Cem Garipoğlu için 18 yıldan 24 yıla kadar hapis cezası istendi. Garipoğlu hakkındaki iddianame onaylanarak İstanbul 1. Çocuk Ağır Mahkemesi’ne gönderildi. Mahkeme dosyayı Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi. Bakırköy 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi dosyayı kabul etti. İddianamede Münevver’in babası Süreyya, annesi Nagihan ile kardeşi İbrahim Enver Karabulut şikâyetçi olarak yer aldı. Ailenin avukatlığını Rezan Epözdemir yapacak. Garipoğlu’nu ise Aytekin Kaya savunacak.Ailesiyle yargılanabilirGaripoğlu, soruşturma sürerken 18 yaşından küçük olduğu için diğer sanıklardan ayrı yargılanacak. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Garipoğlu’nun annesi, babası ve amcasının da aralarında bulunduğu 6 şüpheli hakkında ayrı bir iddianame de hazırlandı. Bu iddianamede baba Mehmet Nida Garipoğlu’nun “tasarlayarak, canavar hisle veya eziyet çektirerek, çocuğu öldürmek”ten, anne Tülay Makbule Garipoğlu’nun “suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirmek”ten, diğer şüpheliler Mehmet Karakayalı, Habib Kurt, amca Hayyam Garipoğlu ve Ahmet Batur’un ise “suçluyu kayırmak”tan cezalandırılmaları istendi.Baba Garipoğlu hakkında ağırlaştırılmış müebbet, Tülay Makbule Garipoğlu hakkında 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezaları istendi. Bu dosya da Bakırköy Adliyesi’ne gönderildi. Dosya Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ne verildi. Cem Garipoğlu’nun avukatı Aytekin Kaya, 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nin dosyayı 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderebileceğini ileri sürdü. Aytekin Kaya “Cem 18 yaşına girdiği için dosyalar birleştirilebilir” dedi.

Bu arada adliye çevresindeki yoğun güvenlik önlemleri dikkat çekiyor. Bazı gruplar da protesto için adliye çevresinde toplanmaya başladı. 

CEM'E İLK SORU: İLK CİNAYETİN Mİ?

Garipoğlu’na mahkemede 10 soru yönelteceğini söyleyen Karabulut ailesinin avukatı Rezzan Epözdemir “İlk sorum ‘Cinayet çok profesyonel işlenmiş. İlk cinayetin mi’ olacak” dedi. Cinayet tarihinde 18 yaşından küçük olduğu gerekçesiyle ağırlaştırılmış müebbetten kurtulan Cem, 24 yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyor. Oğluna yardım ettiği öne sürülen baba Nida Garipoğlu da ağırlaştırılmış müebbet istemiyle hakim karşısına çıkacak. Anne Tülay Garipoğlu’nun delillerini yok etmekten, Mehmet Karakayalı, Habib Kurt, Hayyam Garipoğlu ve Ahmet Batur’un ise suçluyu kayırmaktan cezalandırılmaları isteniyor.





Olay

4 Mart 2009 tarihinde Etiler'de bir çöp konteynerinde, gövdesi gitar çantasına, başı ise çöp poşetine konulmuş halde bulunan kadın cesedinin, 18 yaşındaki Münevver Karabulut'a ait olduğu tespit edildi.

Yapılan incelemelerde Karabulut ile son görüşen kişi olduğu belirlenen erkek arkadaşı Cem Garipoğlu'nun evine gece polis ekiplerince baskın düzenlendi, ancak gece geç saatlerde evinden ayrıldığı anlaşıldı.

Emniyet görevlilerince, cinayetle ilgili soruşturma genişletilirken, üniversite sınavına hazırlandığı öğrenilen Karabulut'un cenazesi ise Bolu'nun Mengen ilçesine bağlı Kayabaşı köyünde toprağa verildi.

Cinayet Büro Amirliği ekipleri, 7 Mart 2009 tarihinde de katil zanlısı Cem Garipoğlu'nun annesi Tülay Makbule Garipoğlu ile babası Mehmet Nida Garipoğlu ve korsan taksicilik yaptığı öğrenilen M.C.B'yi olayla ilgili olarak gözaltına alındı.

Sultanahmet'teki İstanbul Adliye Sarayı'nda Cumhuriyet Savcısı Faruk Erşen Yılmaz tarafından sorgulanan 3 kişi, daha sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Cinayetle ilgili çok sayıda kişinin ifadesine başvurarak, gelen ihbarları değerlendiren polis ekipleri, 27 Nisan 2009 tarihinde baba Mehmet Nida Garipoğlu'nu yeniden gözaltına aldı.

Emniyetteki işlemlerin ardından adliyeye sevk edilen baba Garipoğlu, "cinayete iştirak" suçlamasıyla çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Cinayetten yaklaşık 90 gün sonra ise 186 ülkede aranması için Interpol tarafından Cem Garipoğlu hakkında kırmızı bülten çıkarılarak, 6 farklı dilde özel bir video hazırlatıldı.

Kamuoyunun yakından takip ettiği bu süreçte, Karabulut'un ailesi ve bazı sivil toplum kuruluşları öncülüğünde katil zanlısının yakalanması için yürüyüşler düzenlendi. Bu dönemde katil zanlısı Cem Garipoğlu'nun Rusya ya da Kanada'ya kaçtığı, Türkiye'nin Moskova Büyükelçiliğinde ve Moskova'daki bir alışveriş merkezinde görüldüğü iddia edildi.

Medyada, kızının katilinin yakalanması için yaptığı eylem ve açıklamalarla sık sık gündeme gelen Münevver Karabulut'un babası Süreyya Karabulut da 3 Eylül 2009'da Garipoğlu Şirketler Grubuna ait binanın önüne testere ve siyah çelenk bıraktı.


197 gün sonra teslim edildi


İstanbul Valisi Muammer Güler'in "Devletin verdiği bir söz var, o söz yerine getirilecek", Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ise "Çember daralıyor" açıklamalarının ardından 17 Eylül 2009 tarihinde cinayet zanlısı Cem Garipoğlu, avukatı Aytekin Kaya tarafından Bahçelievler'de polise teslim edildi.

Cinayetten 197 gün sonra yakalanabilen Garipoğlu, Asayiş Şube Müdürlüğü'ndeki Emniyet görevlileriyle sohbeti sırasında, firari olduğu süre içerisinde hiç yurtdışına çıkmadığını, bilmediği bir yere tanımadığı bir kişi tarafından götürüldüğünü ve olaydan pişmanlık duyduğunu söylediği ifade edildi.