-KARABULUT: 700 BİN AVRO'YA NE OLDU? İSTANBUL (A.A) - 14.02.2011 - Münevver Karabulut'un öldürülmesiyle ilgili olarak tutuklu yargılanan Cem Garipoğlu'nun evinde cinayet günü bulunan para miktarını tutanağa geçirmediği ve güvenlik kamerası görüntülerini yeterince incelemediği iddiasıyla haklarında dava açılan 6 polis memuru ile görüntüleri sildiği öne sürülen 3 site görevlisinin yargılanmasına devam edildi. Küçükçekmece 5. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuksuz sanıklar katılmadı. Münevver Karabulut'un babası Süreyya Karabulut, dayısı Hasan Hüseyin Akdoğan ve tarafların avukatları duruşmada hazır bulundu. Duruşmada diyecekleri sorulan müşteki Süreyya Karabulut, kasten hiçbir görevliyi suçlamadığını, sadece karşılaştığı, gördüğü durumları gerçeğin ortaya çıkarılması için bildirdiğini söyledi. 700 bin avronun ne olduğunu merak ettiğini, kanaatince bu paranın olay mahallindeki kişilerce yani memurlar arasında ya pay edildiğini veya üstlerine gittiğini tahmin ettiğini ifade eden Karabulut, şöyle konuştu: ''Amacım bu paranın nerede olduğunun ortaya çıkarılmasıdır. Pasaport ve kimliklerin de ne olduğunu merak ediyorum. Bu durumlar ortaya çıkarsa olayın diğer kısımlarının aydınlanmasına yardımcı olacağını düşünüyorum. İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Mustafa Köse, olaydan yaklaşık 10 gün sonra Nişantaşı'ndaki evime gelip başsağlığı diledi. Bana 'basına çıkma, senin için iyi olmaz, kötü olur' dedi, olay gecesi olay yerine giden memurların bir sürü hatası olduğunu, zanlıyı 3-5 dakika arayla kaçırdıklarını söyledi.'' Jandarmanın cinayetin işlendiği adresi açıkça bildiğini ve buna rağmen gelen polislerin bir şekilde oyalandığını, bu nedenle kaybolan para ve kimliklerini de önemsemediklerini belirten Karabulut, ''Kızımın kanından her kim nemalanıyorsa, nemalandıysa, hepsinden şikayetçiyim, cezalandırılmalarını istiyorum'' dedi. -İDDİANAMEDEN- Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 3 Mart 2009'da Münevver Karabulut'un öldürülmesinin ardından sanık polis memurları Mustafa Taştepe, Tayfun Kayın, İhsan Körpınar, Murat Dönmez, Sami Avcı ve Ahmet Burak Demirbaş'ın cinayetin şüphelisi Cem Garipoğlu'nun ailesiyle kaldığı villada arama yaptığı ifade ediliyor. İddianamede, polis memuru sanıkların bu aramalar sırasında miktarı net olarak tespit edilemeyen ancak yüklü miktarda olduğu belirtilen yabancı parayı tutanağa geçirmediği belirtiliyor. Arama yapılan villanın güvenlik kameralarının olay tarihinde kayıt yaptığı ancak bunların 7 Mart 2009'da silindiği, görüntülerin CD veya DVD'ye aktarılmaya çalışıldığı, bir kısmının geri dönüşüm kutusuna atıldığı ifade edilen iddianamede, polis memurlarının villaya ait kamera kayıtlarını yeterince incelemediği, kameraların çalışmadığı yönünde Sami Avcı ve Gökmen Karadağ tarafından tutanak düzenlendiği, güzergahtaki kameralarda da görüntü olmadığına dair ikinci bir tutanak hazırlandığı kaydediliyor. Villaların yöneticiliğini yapan Ufuk Yemişci ile site görevlileri Yusuf Palta ve Refik İmamoğlu'nun da görüntüleri silerek yok ettiği belirtilen iddianamede, polis memuru sanıkların ''görevi kötüye kullanma'' suçlamasıyla 1 ile 3'er yıl arasında, diğer 3 sanığın da 6 ay ile 5'er yıl arasında hapis cezasına çarptırılması isteniyor.