Beşiktaş'ın iki kaptanı İbrahim Üzülmez ile İbrahim Toraman'ın kavgası hafızalardaki tazeliğini korurken A Milli Takım'da Emre Belözoğlu ile Gökdeniz Karadeniz'in yumruklaştığı iddiaları kaptanlık müessesesini bir kez daha gündeme getirdi.
Futbolcuların abisi, yöneticilerin takım içindeki en büyük destekçi olan kaptanların son günlerde bu tür kavgalarla anılması kaptanların seçimi, görevini uygulama şekli ve yetkileriyle ilgili tartışmaları da peşi sıra getirdi.
Teknik direktörün maç sırasında adeta eli kulağı olan kaptan, futbolcu arkadaşlarının da liderliğini üstleniyor. Hakeme yapılacak itirazlardan takımın taktik anlayışının değişmesine, takım arkadaşlarının sert ya da daha sakin oynamasına kadar birçok önemli görevi de bir maç sırasında yerine getiriyor. Saha dışında takım arkadaşlarına örnek olan, yönlendiren ilk isim de genelde kaptan oluyor.
Futbolcuların idari konulardaki sıkıntılarını yönetime aktarma görevi de yine kaptanın. Takımda bu kadar önemli görevleri üstlenen kaptanlarda aranan özelliklerin başında lider bir kişiliğe sahip olması geliyor. Beşiktaş'ın eski kaptanlarından Mehmet Özdilek, bir oyuncunun pazubandı takabilmesi için şu kriterleri sıralıyor: "Oyuncularla ilişkilerini kontrol etmek zorunda. Camiada saygınlığı bulunmalı, futbolunda istikrar olmalı. Lider özelliklerini takım üzerinde hissettirmeli. En önemlisi de yönetimle takım arasındaki bağı sağlıklı kurmayı becerebilmeli."
Özdilek'in karşı çıktığı bir konu ise kaptanların yabancı futbolculardan seçilmesi. Yabancı kontenjanı 6+2 olduğu için bunun kaçınılmaz olduğunu da belirten Özdilek, yine kaptanların Türk oyunculardan olmasına daha sıcak bakıyor. Galatasaray'ın UEFA Kupası'nı kaldıran kaptanı Bülent Korkmaz'ın yabancılara bakışı ise daha sıcak. Korkmaz, yabancıların performansı artsın diye kaptanlık verilmediğini ifade ediyor. Fenerbahçe formasını en uzun süre ıslatan ve takım kaptanlığı yapan Müjdat Yetkiner de son zamanlarda kaptanlık pazubandının çok kolay elde edildiğinden şikayetçi. Unutulmaz futbolcu, "Artık iki sene oynayana bile kaptanlık veriliyor." diye konuşuyor.
ESKİ KAPTANLAR NE DİYOR?
Mehmet Özdilek (Eski Beşiktaş kaptanı): Takım kaptanları hem takım içerisinde oyuncular arasındaki ilişkileri kontrol etmeli hem de yönetimle diyaloğu kurmalı. Camiada saygınlığı, futbolda istikrarı, sosyal hayatında sorumluk taşımalı. Lider olması lazım. Kaptanlığın en zor yanı yönetimle aradaki bağı kurmak. Bunu da bilgi birikimiyle sağlamalı. Her oyuncunun sırasını beklemesi gerekir. Eskiden takımlar Türk oyunculardan kuruluydu ve üç yabancı vardı. Kaliteli karakterli Türk oyuncular vardı. Bana göre yabancıların kaptan olması doğru değil.
Bülent Korkmaz (Eski G.Saray kaptanı): Kaptan öncelikli olarak yaşantısına dikkat etmeli, çalışmasıyla aile yaşantısıyla örnek olmalı. Arkadaş ilişkileriyle, formsuz oyuncuya sahip çıkmasıyla. Personel arasındaki diyalogları sağlamlı. Teknik direktörün onayı ile ekibi organize eder. Yabancılar kaptan olabilir. Bosna maçı öncesinde kaptanlığı Hakan Şükür'e verin dedim. Dünya Kupası'nda yine bana verdiler kaptanlığı. Genç oyunculara kaptanlık verdiğinizde kendisine çekidüzen vermesi beklenir.
Müjdat Yetkiner (Eski F.Bahçe kaptanı): Eskiden kaptanlık lider oyuncuya, takımın abisine verilirdi. Kaptan sevk ve idareyi bilen kişi olurdu. Kaptan futbolcu, teknik adam ve yönetim arasındaki ilişkiyi iyi kuracak. Şimdi iki sene oynayana kaptanlık veriliyor. Yabancılar kaptanlık yapabilir. Alex yıldız ve takım içinde lider bir oyuncu. Aynı zamanda düzenli aile yaşantısı var. Delgado için bunu söylemek erken olabilir. Yönetim kaptanın arkasında durmalı. Beşiktaş İbrahim Üzülmez'in arkasında durmadı. Kavga olaylarında genel kaptan ve teknik adamların duruşları da önemli.