T24 - BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, “Partimiz olmasa ülkenin bir tarafında Türk bayrağı bu kadar özgürce dalgalanamaz. Bir tabur, bir binbaşı dağlarda bayrağı koruyamaz” dedi.
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Haluk Dinçer ve beraberindeki heyet, BDP’yi ziyaret etti. Heyeti BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan kabul etti. Dinçer, BDP’nin yeni Anayasa konusunda görüşlerini öğrenmek ve yapılacak yeni toplumsal sözleşmeye nasıl katkı vereceklerini görmek için bu ziyareti gerçekleştirdiklerini açıkladı.
Doğruları cesaretle daha gür bir şekilde söyledikleri için "En sivri grup" olarak nitelendirildiklerini ancak buna karşın temel kanunlarla en uzlaşıcı yapıcı muhalefeti olduklarını söyleyen Kaplan, "Kırmızı, gri, siyah yeşil çizgilerle yola çıkmadık. Ön şartsız masaya oturduk" dedi. İki yıldır meslek örgütleri, STK’lar, kadın kurumlarıyla bir araya geldiklerini ve nasıl Anayasayı konuştuklarını anlatan Kaplan, en zayıf bağın ise iş çevreleriyle olduğunu söyledi. "İş çevreleri her dönem iktidara yakın olmuştur" diyen Kaplan, "Mecburen yakın oluyorlar. Beraber iş yapıyorlar. Uluslararası ilişkiler, garantiler, krediler? Bunu anlıyoruz" görüşünü dile getirdi. Kaplan, Türkiye’nin müreffeh, çağdaş bir demokrasiye ulaşması, küresel krize karşı dağ gibi durması için çatışma sürecinin bitmesi ve Türkiye’ye barışın gelmesi, silahların susması gerektiğini söyledi.
'Bayrak saldırı aracına dönüştürülmesin'
İş dünyasının 7 bölgeden yürüyelim çağrısıyla ilgili sitemde bulunan Kaplan, barış için, daha demokratik anayasa için neler yapıldığını sordu. Özgürlüklerin olduğu yerde silahı, hak arama arayışı olarak kimsenin görmeyeceğini dile getiren Kaplan, "Bayraklı yürüyüşler yapalım deniliyor. Partimiz olmasa ülkenin bir tarafında Türk bayrağı bu kadar özgürce dalgalanamaz. Açık söylüyorum, bir tabur bir binbaşı dağlarda bayrağı koruyamaz. Bizler koruyoruz, çünkü ortak değerimiz. Ama bunu birileri saldırı arcına dönüştürdüğü zaman Taksim meydanında alıp bayrakla muhaliflerin üzerine saldırmaya başladığı zaman kan nefret ırkçılık karşısında ciddi tepki vermemiz gerekiyor" dedi.
'İstanbul'da Doğu'dan daha çok oy alabilirdik'
"Biz birlikteliğe hazırız ama içinde olmak isteriz" diyen Kaplan, "Bizim için 5 bin Süryani bile önemli. Milletvekilimiz var. Etnik bir parti değiliz. Her bölgeden insan var. Oy aldığımız en çok bölge doğu güneydoğu ise bu seçim barajından kaynaklanıyor. Eğer öyle olmasaydı İstanbul’da, İzmir’de doğu güneydoğudan daha çok oy alır milletvekili çıkartırdık. O zaman Türkiye’nin birlik bütünlüğü çok daha kolay sağlanırdı" dedi.
Demokratik özerklik projesinin, "Bunlar ülkeyi bölecek" şeklinde yansıtılmasına tepki gösteren Kaplan, "Ortak dil Türkçe olacak, ama anadilin eğitim öğretimine engel olmayacak. Etnisite olmayacak herkes eşit olacak" dedi.
'KCK'lılar kravatlı terörist değil'
Şırnak’ta tutuklanmayan seçilmiş tek kendisinin kaldığını anlatan Kaplan, KCK operasyonlarını eleştirdi. Kaplan, "Seçilmiş, cüzdanını vermiş, Vali ile çalışıyor. Kim şehir eşkıyası, kravatlı terörist? Bu nedenle Çin’den fazla çıkıyor terörist sayısı. Bu düşünce özgürlüğüdür" dedi.
‘Müzakereler yeniden başlamalı'
Müzakere, diyalog süreçlerinden bugüne gelinmesini eleştiren Kaplan her gün yüze yakın insanın hayatını kaybettiğini belirterek, "Asker ölümlerine isyan etmeyen vicdan insanlık değildir. Polis emekçi yoksul olmasa oralarda görev yapmaz. İktidarların siyasetin tıkanıklığını onlar ve gençler çekiyor. Onların da aileleri var. Bir tarafta ‘Şehitler ölmez’ sloganı atılıyor, bir tarafta ‘Şehit Namırın’ sloganı atılıyor. Bir tarafta da on binler yürüyor, diğer tarafta da on binler yürüyor. Gelin bu çatışma ortamını bitirelim. Tekrar müzakere ve silahların susması gerek" dedi.