Gündem

Kanadoğlu: İktidar bağımlı yargı istiyor

Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Kanadoğlu, siyasi iktidarın kendisine bağımlı bir yargı yaratma peşinde olduğunu söyledi.

15 Kasım 2009 02:00

T24 - Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, "Siyasi iktidar bugün ödüllendirme ve cezalandırma ilkelerini kullanarak kendisine bağımlı bir yargı yaratma peşindedir" dedi.

YARSAV 2. Olağan Genel Kurulu'na katılan Kanadoğlu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

"Dinlendiğiniz kuşkusunu taşıyor musunuz?" sorusu üzerine Kanadoğlu, "Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayan her vatandaş dinlendiği kuşkusuna kapılıyor ise o zaman bu sorunun tek muhatabı ben değilim. Dışarıdaki her vatandaşa sorsanız bu kuşkuyu tespit edersiniz" diye konuştu.

"Konuşurken kelimeleri özenle mi seçmeye başladınız?" sorusuna Kanadoğlu, "Ben her konuşmamda o seçme özelliğini kullanırım. Bundan önce de böyleydi, şimdi de böyle" yanıtını verdi.

Yargıdaki dinleme iddialarıyla ilgili sorular üzerine de Kanadoğlu, "Türkiye Cumhuriyeti insan haklarına saygılı, laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletidir. Eğer insan haklarına saygılıysa zaten 70 milyonun 'acaba dinleniyor muyum?' kuşkusu içinde yaşamamasını sağlamak lazım. Eğer hukuk devletiyseniz mutlaka, kesin olarak yargı bağımsızlığını yaşatılması lazım ki siz hukuk devleti olabilesiniz. Eğer demokratik bir rejim yaşamak istiyorsanız o halde her şeyin çağdaş demokrasi koşullarına uygun olması lazım" dedi.

"Eğer bunlar teker teker ortadan kaldırılıyor ise siyasi partiler uymaları lazım gelen ilkelerin dışına çıkıyor demektir, aykırı eylemler içine giriyor demektir" diyen Kanadoğlu, "Onun için her şeyden önce bizim çağdaş, demokratik bir ülke haline gelmemiz lazım, hukuk devleti olmamız lazım. Her şeyden önce yargı bağımsızlığını zedeleyecek eylemlere izin vermememiz lazım. Onun için 'vazgeçsinler' veya 'artık bu işin çivisi çıktı' diyerek bu işin önüne geçemezsiniz. Vazgeçme, doğrudan doğruya iradi bir eylemdir. 'Vazgeçsinler' değil, 'vazgeçirtilsinler' noktasına gelmiş durumdayız" diye konuştu.

TİB Başkanı'nın açıklaması

Telekomünikasyon İletişim Başkanı (TİB) Fethi Şimşek'in, 'Dinlemelerin mahkeme kararıyla yapıldığı, Yargıtay telefonlarının dinlenmediği' yönündeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine Kanadoğlu, "Adalet müfettişinin konuyla ilgili emniyete yazdığı yazıyı gördüm. Bu yazıda, bu dinleme sonucunda, ki o dinleme yapılan telefon doğrudan doğruya Yargıtay'ın santraline bağlı bir telefon, 'orada yapılan dinlemeleri başka bir veriye geçirip tespit edilenleri imha edin' talimatı var. Bu talimat ancak dinlenme yapıldıysa verilecek bir talimattır. Eğer gerçekten dinlenemediyse müfettişin bu sözü gerçeğe uygun değildir. Eğer öyle yapılmış ise o başkanın beyanı gerçeğe tamamen aykırıdır. Emniyete yazılan yazı gerçekte silindiğini zanneden ve bunun ele geçmeyeceğini hesap eden bir anlayışın ifadesinden öteye gitmez" dedi.

Şimşek'in, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 6 yıl dinlendiğini söylediğinin hatırlatılması üzerine de Kanadoğlu, yasal olmayan dinlemelerin önüne geçmenin bir yolunun bulunması gerektiğini vurguladı.

Kanadoğlu, "Elbette ki bir Başbakan da dinlenememelidir. Dinlemenin yasal olarak yapılmasına kimsenin bir söyleyeceği yok. Ama kanunun dışına çıkarak yasalmış, kanuna uygunmuş gibi yapıldığı iddia edilen bu dinlemeler aslında bir hukuk devletine değil, kanun devletine bile yakışmaz. Bu polis devleti demektir, bunun adı diktadır" dedi.

Yasadışı dinlemenin başka bir olay olduğunu belirten Kanadoğlu, yasaya uygun yapılan dinlemelerin de yasaya uygun kalması gerektiğine işaret etti. Sorular üzerine Kanadoğlu, Yargıtay üyelerinin Birinci Başkanlık Kurulu'nun izniyle dinlenebileceğini anımsatarak, "Siz eğer Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 135. maddesine uygun dinleme yapıyorsanız ve 140. maddeye uygun teknik takip yapıyorsanız size kimsenin bir şey söyleyeceği yok. Ama bunun dışında bir eyleme giriştiğiniz anda hem hukukun dışına çıkarsınız, hukuka uygun olduğu ileri sürülen kanunun da dışına çıkarsınız" ifadelerini kullandı.

Sabih Kanadoğlu, Türkiye'nin bugün bir hukuk devleti olmaktan hızla çıkarıldığını ileri sürerek, "Çünkü yargı bağımsızlığı ortadan kaldırılıyor. Çünkü siyasi iktidar bugün ödüllendirme ve cezalandırma ilkelerini kullanarak kendisine bağımlı bir yargı yaratma peşindedir. Onun için böyle bir teşebbüse girişimin bitirilmesi lazım" diye konuştu.