Radikal gazetesinin haberine göre, Danıştay’a saldırı davasıyla birleştirilen 1. Ergenekon davasında, Alparslan Arslan’ın 15-16 Mayıs 2006’da Danıştay’da keşif yaptığı iki günkü kamera kayıtlarının büyük kısmının, saldırıdan bir gün önce 16 Mayıs günü geri döndürülemez şekilde silindiği ortaya çıktı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’de görülen davanın dünkü duruşmasına emekli Tuğgeneral Veli Küçük, Alparslan Arslan ve Osman Yıldırım’ın da aralarında bulunduğu tutuklu 21 sanık katıldı. Duruşmada, mahkeme başkanı hâkim Hasan Hüseyin Özese, ara kararlar doğrultusunda dosyaya gelen evrakı okudu.
Bunlardan biri mahkemenin istediği 3 Mayıs 2006- 17 Mayıs 2006 arasında Danıştay binasının güvenliğiyle ilgili kameraların arıza nedenlerinin, hangi tarihlerde OYAK Savunma ve Güvenlik Sistemleri’ne bildirildiği ve bu tarihler dışında arıza yapıp yapmadığına ilişkin talebe gelen cevaptı.
Ankara’ya yanlış bilgi
Danıştay saldırısıyla ilgili ilk davanın görüldüğü Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi de daha önce Danıştay’ın güvenlik kameralarının kayıtlarını istemişti. Ancak mahkemeye güvenlik şirketinden gönderilen yanıtta, kameraların 3-17 Mayıs 2006 tarihlerinde arızalı olduğu bildirilmişti.
O dönem ortaya ilginç bilgiler de çıkmıştı. OYAK Savunma ve Güvenlik Sistemleri’nin müdürlüğünü eski Özel Harekâtçı ve MİT elemanı emekli Albay Orhan Çoban’ın yaptığı belirlenmiş ve eski MİT Müsteşarı Mehmet Eymür kayıtların Çoban tarafından silinmiş olduğunu iddia etmişti. Kameraların saldırıdan bir gün önce tamir amacıyla OYAK’a gönderildiği ortaya çıkmıştı. Kameralar cinayetten hemen sonra da polisçe incelemeye alınmıştı.
Danıştay davası Ergenekon dosyasıyla birleştirilince de İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi kamera kayıtlarının akıbetini araştırma kararı aldı. Bu kapsamda daha önce 3 Mayıs 2006-17 Mayıs 2006 arasında arızalı olduğu söylenen kameraların neden arızalandığı, bu tarihler dışında arıza yapıp yapmadığı soruldu. Bu inceleme için bir hâkimce atanan TÜBİTAK’ta görevli bilirkişi Hayrettin Bahşi rapor hazırladı. Rapor, saldırıdan önceki iki güne ait kayıtların silindiğini ortaya çıkardı.
Rapordaki önemli bilgiler
Bilirkişi raporunun dikkat çeken noktalarından biri şu: Ankara’daki mahkeme kayıtları istediğinde şirket, ‘Arızalıydı, 3-17 Mayıs arasında kayıt yapmadı’ demişti. Oysa TÜBİTAK’ın raporu bu bilgiyi yalanlıyor. Rapora göre kameralar 15-16 Mayıs hariç diğer günlerde kayıt yaptı. Asıl sorun ise cinayetten önceki son iki günün kayıtlarında. Saldırganların keşif yaptığı öne sürülen bu iki günün kamera kayıtları rapora göre ‘bilinçli olarak’ silindi. Bazı görüntülerin silindiği belli olmasın diye dosya adları değiştirildi.
Rapora göre, iki günün silinen kayıtlarından bazıları kurtarılabildi.
Üç dakikada silindi
Ancak saldırı günü 17 Mayıs 2006’dan bir gün önce yani 16 Mayıs’ta, iki günkü keşif kayıtlarının büyük bölümünün, saat 19.47 ile 19. 50 arasındaki üç dakika içinde geri döndürülemez şekilde silindiği ortaya çıktı. Yani sonuçta, birileri saldırıdan iki gün önceki kayıtları tamamen yok etmek istedi. Raporda şöyle denildi:
“15 Mayıs 2006 tarihinde Danıştay binasında bulunan 1, 2, 3, 4, 5 ve 7 nolu kameralara, 16 Mayıs 2006 tarihindeki 1, 4, 5 ve 8 nolu kameralara ait herhangi bir dosya yok. Bu tarihlere ait bir görüntü bulunmuyor. Teslim edilen DVD’de olup da hard diskte aynı isimle geri döndürülemez şekilde silinmiş olarak bulunan söz konusu dosyaların silinme tarihleri ve silinme zamanları 000.00.00 ve 00.00.00 olarak tespit edildi. Bu işlem, bilinçli bir silme olabileceği ve silme tarihlerini de saklamaya yönelik olabileceği şeklinde değerlendirilmektedir. DVD’de olup da hard diskte silinmiş olarak bulunan dosyaların iki ayrı şekilde oluşabileceği değerlendirilmektedir. Birincisi DVD’ye sonradan yaratılmış dosyaların konmasıdır. İkincisi ve daha muhtemel olanı ise 6 Haziran 2006 tarihinde oluşturulması dikkate alınırsa, bu işlemden sonraki gün olan 7 Haziran 2006 tarihinde dosyaların silinmesidir.”
Başka bir hard disk mi?
Raporda ayrıca “Firmadan istenen orijinal hard diskin verilmeyip, başka bir yerde kullanılan hard diskin üzerine ilgili dosyaların kopyalanması ve üzerinde silme işleminin yapılmış olması ihtimali de vardır” denildi.
Kararı Yargıtay bozmuştu
Danıştay’a saldırı, önce Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmüştü. Mahkeme 2008 yılında sonuçlanan davada sanık Alparslan Arslan’ı ‘cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya ve yerine yeni bir düzen getirmeye teşebbüs’ ile ‘Danıştay 2. Dairesi Üyesi Mustafa Yücel Özbilgin’i öldürmek’ suçundan iki kez müebbet hapisle cezalandırmıştı. Mahkeme, Arslan’ı, Danıştay 2. Dairesi Başkanı Mustafa Birden, üyeler Ayfer Özdemir ve Ayla Gönenç ile Tetkik Hâkimi Ahmet Çobanoğlu’nu öldürmeye teşebbüs suçuyla birlikte Cumhuriyet Gazetesi’ni bombalama suçlardan da toplam 68 yıl 9 ay hapis cezasına mahkûm etmişti. Diğer sanıklar Osman Yıldırım, İsmail Sağır ve Erhan Timuroğlu da birer kez müebbet hapis ile 43’er yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Diğer sanıklardan Süleyman Esen ile Tekin İrşi 10’ar yıl ceza almıştı.
Ancak Yargıtay 9. Ceza Dairesi ‘Ergenekon davasıyla birleştirilmesinde zorunluluk bulunduğuna’ işaret ederek bozma kararı verince dava geçen yıl İstanbul’da süren Ergenekon davasıyla birleştirilmişti.
Cihaner’in dosyası geldi
Ergenekon mahkemesine ayrıca sanık Kemal Kerinçsiz’in talebi üzerine, İlhan Cihaner’in sanık olarak yer aldığı Erzincan 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dava dosyası da gönderildi. Sanıklardan Zekeriya Öztürk’ün talebi üzerine Zirve Yayınevi cinayeti dosyasında yer alan 32 sayfalık rapor ve İstanbul Emniyeti raporu da ulaştı. Mahkemenin yazısı üzerne Emniyet Genel Müdürlüğü, MİT ve Genelkurmay’dan gönderilen cevapta ise Cumuriyet’e bomba ve Danıştay’a saldırı öncesi bir bilgiye rastlanılmadığı kaydedildi.