29 Nisan 2018 20:30
Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) kapsamında bulunan ve çeşitli üniversitelerde geçici kadroyla çalışmakta olan yaklaşık 6.000 akademisyen, kazanılmış hakları olan 'daimi kadroya' geçirilmeyi bekliyor.
Bu bekleyişi sürdüren akademisyenlerin birçoğu, farklı üniversitelerin ve hatta bazı üniversitelerde farklı fakültelerin birbiriyle tutarlı olmayan 'keyfi' uygulamalara yönelmesinden şikayetçi.
13.700 ÖYP'li akademisyenin daimi kadrosu, 1 Eylül 2016'da çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile geçici kadroya aktarıldı.
O tarihten bu yana, kadrosunda ÖYP'li akademisyen bulunduran 102 üniversitenin içinde Çanakkale 18 Mart Üniversitesi, Dokuz Eylül Ünversitesi gibi 37 üniversite akademisyenlere daimi kadro haklarını geri verdi. Böylece 7 bin akademisyen üniversitelerinde daimi kadroya geçirildi.
Daimi kadroya alınma hakkı ellerinden alınan yaklaşık 6.000 ÖYP'li akademisyen ise doktorasını tamamladığı andan itibaren üniversitesiyle ilişiğinin kesilmesi riskiyle karşı karşıya kaldı.
Üniversitelerin ÖYP'li akademisyenlere karşı tutumları ise birbirinden farklılık gösteriyor.
Kimi üniversitelerde akademisyenlerin daimi kadroya geçebilmek için dilekçe vermesi yeterliyken, en az 21 üniversitede şu ana dek hiçbir ÖYP'li daimi kadroya geçemedi.
ÖYP'lileri tekrar daimi kadroya alma konusunda her üniversitenin kendi kriterlerini belirlemiş olması, akademisyenler arasında hak kayıpları yaşandığı şikayetlerine yol açıyor.
Hatta bu kriterler bazı üniversitelerde fakülteden fakülteye bile farklılık gösteriyor.
Akademisyenlere kazanılmış haklarını iade etme konusunda isteksiz davranmakla suçlanan üniversitelerin başında Adana Çukurova Üniversitesi geliyor.
Doktorası bittiği anda Çukurova Üniversitesi tarafından ilişiği kesilen ve haberde isminin yer almasını istemeyen bir kadın akademisyen yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
"Çukurova benim ilişiğimi kestikten sonra bazı kriterler çerçevesinde ÖYP'liler içinden alım yapmaya karar verdi. Ben bu kriterlerin hepsini sağlıyorum ama ilişiğimin kesilmesi gerekçe gösterilerek başvuru yapamıyorum. Doktorasını bitirmesine rağmen es kaza henüz ilişiği kesilmemiş başka fakültelerdeki ÖYP'li arkadaşlarımdan ne farkım var, bilmiyorum."
Umudunu çoktan kaybettiğini söyleyen genç akademisyen, "Herhalde doktoralı işsiz olarak önüme hangi iş çıkarsa onu yapacağım. Açıkçası bize yapılan haksızlığı düşünmekten geleceğimi düşünmeye halim kalmıyor" diyor.
Çukurova Üniversitesi'yle ilişiği kesilen bir başka ÖYP'li akademisyen ise, "KHK'yı gerekçe göstererek 'Bizim yapabileceğimiz bir şey yok' dediler ama aksine birçok üniversite ÖYP'lileri daimi kadrolara geçirdi. Çukurova ise maalesef sessiz kaldı" diyor ve ekliyor:
"Başka üniversitelerde iş bulmakta zorlanıyorum çünkü artık üniversitelerde kişiye özel açılan şartlı kadrolar karşımıza çıkıyor. Bu kadroların sahipleri hazır olduğu için istesek de başvuramıyoruz. Anlayacağınız Çukurova Üniversitesi tarafından 'doktoralı işsiz' olarak ödüllendirildim."
Çukurova Üniversitesi ise BBC Türkçe'ye yaptığı yazılı açıklamada, 12 Aralık'ta ilan ettikleri kriterleri taşıyan ÖYP'lilerle ilgili daimi kadro sürecinin başladığını, YÖK kararının beklendiğini ve en geç 31 Aralık'ta sürecin tamamlanacağını belirtti.
Kurum içi tutarsız uygulamalara ilişkin eleştiriler ise yanıtsız bırakıldı.
ÖYP'lilerin bir yılı aşkın süredir devam eden kadro çabalarına eğitim sendikalar da destek veriyor. Eğitim Bir Sen konuyla ilgili aylarca sessiz kalmakla eleştirilse de 21 Aralık'ta tüm üniversitelere bir yazı gönderdi ve ÖYP'li akademisyenlerin tekrar daimi kadrolara geçirilmesini talep etti.
Eğitim Bir Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi, sendikanın süreçte oynadığı rolü şöyle anlatıyor:
"YÖK ÖYP'lilerin üniversitelerce incelenerek içlerinden uygun görülenlerin Aralık sonuna kadar daimi kadroya alınmalarını istedi. Fakat malesef son ana kadar adım atan çok fazla üniversite olmadı. Hatta bazı üniversitlerin çözüme gereksiz bir şekilde ayak dirediğine şahit olduk."
"Güvenlik soruşturmalarında bir problem çıkmayan ÖYP'lilerin tamamının daimi kadroya alınmasını istiyoruz. Çünkü bunlar belli sınavlardan geçerek, akademik kariyer yapma amacıyla yetiştiler ve bizim ciddi bir akademisyen açığımız var."
https://twitter.com/_aliyalcin_/status/944132425164214272Öğretim Elemanları Sendikası (ÖGESEN) Başkanı Vahdet Özkoçak ise ÖYP'nin liyakata dayalı öğretim elemanı alan bir sistem olduğunu söylüyor:
"Yaptığımız bütün görüşmelerimizde 'ÖYP sistemini FETÖ'cülerin kurduğu ve FETÖ'cülerin sızdığı algısı var. Fakat KHK'lar ile akademisyen ihraçlarına baktığımızda içlerindeki ÖYP'li oranı sadece yüzde 1,75. Bu orana rağmen bahsettiğim algı kırılamadı."
"ÖYP'de ALES puanı, lisans ortalaması ve varsa yabancı dil sınavı puanı belli oranlarda hesaplanır ve akademisyenler merkezi bir atamayla kazandıkları üniversitelere gönderilir. Dolayısıyla ÖYP'liler üniversitelerinin en iyileridir."
Akademideki geçici kadro meselesinde sadece ÖYP'lileri değil, tüm akademisyenleri ilgilendiren başka bir karar ise 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununda yapılan düzenlemeyle gerçekleşti.
18 Haziran 2017'de kabul edilen yasaya göre, 2018 başından itibaren tüm akademisyenler geçici kadrolarda işe alınacak.
BBC Türkçe'ye konuşan eğitimcilere göre bu değişiklik, ÖYP'lilerin yaşadığı mağduriyetlerin tüm akademiyi kapsayacağı anlamına geliyor.
Eğitimci Yazar Şahin Aybek, "Alınan kararlar üniversiteleri susturmayacak ve sindirmeyecek şekilde tüm akademisyenlerin katılımıyla alınmalıdır" diyor ve üniversiteler arası ÖYP uygulamasındaki farklılıklara işaret ediyor:
"Bir karar alınacaksa herkes için ve tüm üniversiteler için geçerli olmalıdır. Bazı uygulamalar sadece rektörlerin iki dudağının arasına bırakılamaz. Her yerde geçerli bir standart olmak zorundadır."
Eğitim Sen Adana Şubesi Başkanı Seçil Dönmez ise bu uygulamanın ileride akademisyen intiharlarına neden olabileceğini düşünüyor.
Dönmez, Çukurova Üniversitesi'nde öğretim görevlisiyken 'Barış İçin Akademisyenler' bildirisine imza attığı gerekçesiyle sözleşmesi yenilenmediği için intihar eden Mehmet Fatih Tıraş'tan örnekle anlatıyor:
"Tıraş, iş başvurusunda bulunduğu diğer üniversitelere de kabul edilmedi ve en sonunda geride bıraktığı bir mektupla 24 Şubat'ta intihar etti."
"Ocak 2018'den sonra başlayacak olan sistem çok sayıda Mehmet Fatih Tıraş'lar doğuracak. Alanlarında son derece başarılı olmalarına rağmen kendi ülkesinde varlığını sürdüremeyen bu arkadaşlar ne yapacak?"
https://twitter.com/hukukcularder/status/945396830828933124BBC Türkçe'nin konuyla ilgili telefonla ulaştığı üniversite rektörlerinin birçoğu ÖYP kadrolarına ilişkin açıklama yapmayı reddetti.
Eskişehir Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Gündoğan sorularımıza "Ben bu konuya dahil olmak istemiyorum" diyerek açıklama yapmadı.
Sinop Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat Dalgın ise, YÖK'ün ÖYP'liler konusunda inisiyatifi üniversitelere bırakmış olmasına rağmen "Bana sormak yerine YÖK'ten bilgi alabilirsiniz" tavsiyesinde bulundu.
Dumlupınar Üniversitesi bünyesinde yaklaşık 150 ÖYP'li bulunduğu bilgisini paylaşan Rektör Prof. Dr. Remzi Gören ise, bu kişilerin büyük çoğunluğunun daimi kadroya alındığını ifade ediyor:
"ÖYP kadrolarını nicelik olarak değerlendirdik ve daimi kadro talep edilen bölümlerde akademisyene ihtiyaç olup olmadığına baktık. Ayrıca öğrenci-öğretmen ilişkisini göz önünde bulundurduk. Mesela bazı fakültelerimiz akademisyen alımı istemediler, biz de bu kararlarına uyduk. Bunun dışında özel bir kriter söz konusu olmadı."
Gören, ÖYP'lilerin daimi kadrosunun hali hazırda kazanılmış hakları olmasıyla ilgili ise KHK'yı işaret ederek, "O ayrı bir konu, bizim o kararı aşma şansımız yok" yorumunda bulundu ve yaklaşık 40 akademisyenin geçici kadroda kalmak istediğini söyledi.
Bünyesinde akademisyen yetiştirecek teknik imkanlara ve akademik kadroya sahip olmayan Anadolu üniversitelerindeki akademisyen açığının, gelişmiş üniversitelerde yetişen akademisyenlerle giderilmesi için 2010 yılında hayata geçti. KHK'ya kadar bu akademisyenler doktora eğitimlerini başka bir üniversitede tamamlayabiliyor ancak daimi kadrolarını merkezi olarak atandıkları üniversiteden alıyorlardı.
Yıldız Teknik Üniversitesi Prof. Dr. Bahri Şahin ise, Yıldız Teknik gibi gelişmiş üniversitelerin ÖYP'de akademisyen istihdam eden değil, Anadolu'daki üniversitelere öğretim üyesi yetiştiren konumda olduğunu anlatıyor:
"Biz akademisyenleri doktoralarını bitirene kadar yetiştiriyoruz, ama doktoralarını bitirdikten sonra kendi kadrolarının bulunduğu üniversiteye dönmelerini bekliyoruz. Ancak artık kendi kadrolarının bulunduğu üniversiteler onları almamaya başladı."
"Böyle bir durumda karşı üniversitenin rektörünü arıyorum, 'Biz bu akademisyenleri sizin için yetiştirdik, bizim öğretim elemanı kadrosuna ihtiyacımız yok, sizin var' diyorum. Bazılarını ikna ediyoruz, bazılarını edemiyoruz. O durumda doktorasını bitirdiği anda görevine son veriliyor, akademisyen boşta kalıyor."
ÖYP'li akademisyenler, 2018 yılıyla birlikte yeni uygulamaya geçmeden önceki şu dört gün içinde daimi kadrolarına geçmeyi umuyor.
Dolayısıyla 2017'yi 2018'e bağlayan akşam, birçok insanın aksine ÖYP'liler için kadro umutlarını korumaya devam edecekleri son akşam anlamına geliyor.
© Tüm hakları saklıdır.