Gündem

Kadir Topbaş: Kendi evimizde çeşme suyu kullanıyoruz

'Melen’den getirdiğimiz suyu İstanbulluların gerçekten sağlıklı kaliteli ve güvenle içebileceği bir seviyeye getiriyoruz. Hiçbir problem yok sadece kendi tesisatlarını gözden geçirsinler derim'

31 Temmuz 2012 19:37

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, A Haber canlı yayınına konuk oldu. İstanbul’da çeşme suyunun temizliğine dikkat çeken Topbaş, evinde çeşme suyu kullandığını söyledi. Kentin trafik sorunu ile ilgili de konuşan Kadir Topbaş, 2016 yılında bireysel araç kullanımına gerek kalmayacağını dile getirerek, amaçlarının İstanbul’un trafiğini çözmek olduğunu da belirtti.


'Kendi evimizde çeşme suyu kullanıyoruz'


Bizim temel yaşam kaynağımız su ve hava. Özellikle de su. Trafik sıkıntılarını yaşayabilir, öfkelenebiliriz, trafikteki zorluğu çeker, öfkemizi bir müddet sonra dindirebiliriz. Ama sağlıklı su olmazsa yaşam olmaz. Biliyoruz ki Afrika’da 0-5 yaş arasında çocuklarda ölüm oranı sağlıklı suya erişemedikleri için %55-60’larda. Su hayattır diyoruz. Bizim su medeniyetinden geldiğimiz gerçeği var. Selçuklu ve Osmanlı suya çok önem vererek, adeta bir su medeniyeti kurmuşlar. Bahsedilen çeşmeler, bizim İSKİ tarafından ve İSKİ’nin kurduğu su vakfı tarafından onarılan, düzenlenen ve halkımıza hizmet veren alanlar. Asırlık kaynaklar var ve bunlar kullanılıyor. Şehir şebeke suyumuz Avrupa Birliği standartlarının üzerinde, İstanbul’da günde 300-400 noktadan numuneler alınarak sürekli tahliller yapılıyor ve Avrupa standartlarının üzerinde laboratuarımız var. Bu kadar iddialı ve net konuşuyorum. Kaliteli suyu evlerde
kullanmanın ön şartı depoların temiz olması hatta depodan geçmemesi. Eski binalarda bilhassa tesisat ve taşıyıcı hatların temiz olması gerekiyor. Bunlar sağlıklı ve doğruysa su kesinlikle çok temiz. Biz tüm analizlerimizde bunu görmekteyiz. Biz kendi evimizde musluk suyunu kullanıyoruz. İçmede de ben Hamidiye’yi tavsiye ediyorum. Musluktan da içilebilir, hiçbir problem yok. Eğer bir pet şişe alınacaksa Hamidiye şu anda 14 ülkeye ihracatını yaptığımız çok kaliteli bir su. Abdülhamit döneminden gelen çok kaliteli ve nitelik olarak çok farklı.


'Firmaların markalarını korumaları gerekiyor'


Sular menşeinde fabrikasında dolum tesislerinde tertemiz şişelere doldurulsa bile eğer bu götürülürken veya satış noktalarında gün ışığını ve özellikle güneşi görüyorsa onun içilmesi mahsurlu. Çünkü bakteri üremeye başlıyor. Suların, sadece üretim safhası değil, onun pet şişelerinin ve damacanalarının temizliği değil, satış noktaları da önemli. Marka değerleri olan bu kadar firma, çok kaliteli sun kaynaklarına sahip olup da bunları insanlarımıza satışını yapanların, markalarını korumak adına satış noktalarını denetlemeleri gerekiyor. Bakkal ve market önlerine yığılan ürünler gün ışığı görüyor mu? Markam kirleniyor mu diye kontrol etmeleri lazım. Bir müddet sonra bunlar deşifre olunca gayet iyi ve modern bir üretim tesisi kurmuş olmasına rağmen, ismi rencide olacak. İsmi listede çıktığını zaman da ciddi bir kayba uğrayacak. Buna uğramamsı için de, markasını korumak adına satış noktalarına dikkat etmesi gerekli.


'Kente verdiğimiz su çok kaliteli'


İstanbul’a 180 km.den su getiriyoruz. Bu getirdiğimiz suyu en iyi işleyecek hale getiriyoruz, içme kalitesinde olan bir su çok kötü de kullanılmaması lazım. Bonkörce de kullanılmaması lazım. Suyun bize maliyetinin %85’i enerji, elektrik. ciddi bir maliyet. Barajlarımızın doluluk oranı %75, bir problem yok. Ama bu yıl bu sıcaklar sebebiyle günde 2 milyon 800 bin m3 sarfiyat oluştu. Elimizde suyumuz var. Bir problem yok ama israftan kaçınmak gerekiyor, sadece suda değil akaryakıtta, doğalgazda, elektrikte. Her şeyde israftan kaçınmak lazım. Melen’den getirdiğimiz suyun biz İstanbulluların gerçekten sağlıklı kaliteli ve güvenle içebileceği bir seviyeye getiriyoruz. Hiçbir problem yok sadece kendi tesisatlarını gözden geçirsinler derim.


'İstanbul'un trafiğini çözeceğiz'


Kadıköy- Kartal hattı, dünyada 3-4 şehirde olan ileri bir metro, sürücüsü, makinisti olmadan çalışabilecek bir sistem var. Bu konuda çok dikkatli hareket etmemiz gerekiyor. Düşünün ki açtınız, 6 ay sonra iki ay kapatacaksınız. Ne kadar sıkıntı verir. Günde 1 milyon yolcu taşıyacak Kadıköy- Kartal hattı. Test sürüşleri yapılıyor, bir takım sorunlar çıkıyor, onlar izole ediliyor. Aksaklıklar olmasın diye test sürüşleri yapılıyor. Şu anda toparlanıyor. Bayrama yetiştirmek istiyoruz. Esas arzumu o. Çok uzadı. Bölgenin de önemli ihtiyacını karşılayacak. Çok kısa sürede 29 dakikada Kartal’dan Kadıköy’e geleceksiniz. Marmaray bittiği zaman aktarmayla Yenikapı’ya, Taksim’e. İstanbul’un yer altı ulaşımı hızlı bir b,içimde yoğunlaşıyor. Şunları yaptık demeyeceğim. Bizim hedefimize koyduğumuz bir şey var, bunu daha önce de söyledim. İstanbul’un trafiğini çözeceğiz. Tüm sistemleri buna göre kurguluyoruz. Nerede nasıl bir hat lazım onları gözden geçiriyoruz. Bu metro önemli bir aks. O bölgede önemli bir yoğunluğu alacak ve gayet konforlu, kaliteli ve çok modern. dünyada tüm metro yapanlar, metro yapan diğerlerini takip ediyor. Biz de diyoruz. Londra ne yapıyor, New York ne yapıyor. En son yapılan metrolar diğerlerinde kalitelidir, dünyada Böyledir. Biz de İstanbul’a en kalitelileri getirmiş oluyoruz. Yer altını demir ağlarla örüyoruz.


'2016’da bireysel araç kullanma ihtiyacı kalmayacak'


2016 İstanbul’da insanlarımızın bireysel araç kullanma ihtiyaçları olmayacak. Rahatlıkla ben niye onu kullanayım diyecek. Bizim önümüze koyduğumuz 2014 - 2016 programlarına baktığımızda o kadar metro hattı var ki. 2020 olimpiyatlara müracaatımızı deklare ettik, dedik ki, olimpiyat köyü oyun alanları arasında irtibat en fazla 27 dakikada sporcular gidebilecek. Bunu biz deklare ettik. 2020 hedefimiz de, 27 dakikada, Maslak’tan Taksim’den, hatta yeni yapılacak şehir dediğim havaalanı noktalarından bir başka noktaya bu kadar kısa sürede erişme imkânı veriyoruz. Sistemi ona göre kurguluyoruz. Açık ve net söyledik. 2016’da çok ciddi anlamda İstanbul’da ulaşımın çok fazla konuşulur olmayacağını düşünüyorum.


'Acemi terzinin biçtiği kumaşı düzenlemeye çalışıyoruz'


Metrobüs’te, Mecidiyeköy’de bir düzenleme yapıyoruz. Biz bu durakları 350-400bin insan taşıyacağız diye tasarladık. Zaten yol bu kadar. E-5 üzerinde yapıyorsunuz. Acemi bir terzinin biçtiği kumaşı usta bir terzide yeniden düzenlemeye çalışıyorsunuz. Zor bir iş kolay bir değil. Burada biz 8. yer yer 6 şeridi 12 şeride çıkardık. Orta noktalara peron yaptık. Ama bazı yerlerde genişliği 3 metre. İnsanlar perona sığamıyor. Ama burası artık bir metro gibi çalıştığına göre çok daha rahat olmalı. En yoğun olan istasyonlarımızdan bir tanesi Mecidiyeköy. Mecidiyeköy’de 5 metrelik durağı 8 metreye çıkartıyoruz. bir de alttan çıkışlar vardı. Oralarda bir düzenleme yapıyoruz. Bir müddet arası kapanıyor, yoksa metrobüs durağı kapanmıyor. Ona üst köprülerle ulaşılacak, ama biz onu bitirdiğimiz zaman da yuürüyen merdivenleri, özürlü asansörleriyle çok daha rahat kullanımlı bir hale gelecek. Beylikdüzü’ne gittik, gecikmeli de olsa giderek artan bir yolcu talebi var. Test sürüşü tarzında yolcu taşıyoruz. Sürücüsü bir kere yola alışacak, yolu kavrayacak. Ona dikkat etmek, dikkatli gitmek zorundayız.


'Metrobüs hattındaki 400 aracı 600'e çıkarırsak sistem kilitlenir'


Klimalardan şikâyet var otobüslerde. İETT Genel Müdürümüze bu konuda hassasiyetlerimizi söyledik. Vatandaşlar ciddi bir sıkıntı yaşıyorlar. Çok yoğun çünkü, kalabalık. Gerekirse yeni otobüs ilaveleri yapacaklar. Metrobüs hattında şu anda 400 tane otobüs var. 600e çıkartamazsınız. 600e çıkarttığınız zaman sistem kilitlenir. Orada çok arabanın olması sistemi kolaylaştırmıyor, büyük arabaların olması gerekiyor. biz yerli üreticilere büyük otobüsler yapın, 300 350 kişi taşıyanlar yapın diye hep ricalarda taleplerde bulunduk. Bunları yapın ki, biz 120 kişilik otobüslerle bunları kaldıramıyoruz diye.