-KADINLAR EN ÇOK ''YAKININDAN'' ŞİDDET GÖRÜYOR ANTALYA (A.A) - 24.11.2010 - Türkiye'de kadınlar en çok ''yakınından'' şiddet görüyor. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Gününde sivil toplum kuruluşları etkinliklerini sürdürüyor. Başbakanlık Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü ve AB'nin desteği ile Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsünce 24 bin 48 hane ziyareti ve 12 binden fazla kadınla yüz yüze görüşmelerle gerçekleştirilen ve bir bölümü daha önce kamuoyuyla paylaşılan Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması özellikle bu özel günde ilginç sonuçlarıyla dikkati çekiyor. Türkiye'de kadına yönelik aile içi şiddetin sürdüğünü gösteren araştırmaya göre, evlenmiş ve bekar kadınların tümü dikkate alındığında, kadınların yüzde 36'sı, yaşamlarının herhangi bir döneminde yakın ilişkide oldukları erkeklerin fiziksel şiddetine maruz kalıyor. Medeni durumları değerlendirildiğinde araştırmadaki en çarpıcı sonuç ise, boşanmış veya ayrı yaşayan kadınların belirttiği şiddet oranının yüzde 73 olması. Başka bir deyişle, Türkiye'de boşanmış veya ayrı yaşayan 10 kadından 7'si yaşamlarının herhangi bir döneminde şiddet görüyor. Eşi ölmüş kadınların yüzde 49'u, halen evli kadınların yüzde 38'i, bekar kadınların ise yüzde 9'u fiziksel şiddete maruz kalıyor. Araştırma, eğitimli kadınların da şiddetten kaçamadığını ortaya koyuyor. Lise ve üzeri eğitimi olan her 10 kadından 3'üne, hayatlarının herhangi bir döneminde yakın ilişki içinde olduğu erkek tarafından fiziksel veya cinsel şiddet uygulanıyor. Erkekler birlikte oldukları kadınların hayatını kontrol etmek için kadınların yüzde 68'inin her zaman nerede olduğunu bilmek istediğini ortaya koyan araştırmaya göre, erkeklerin yüzde 34.8'i eşlerinin veya birlikte oldukları kadınların kıyafetlerine karışırken, yüzde 44'ü başka bir erkekle konuşunca sinirleniyor. Kadınların yüzde 30.8'i ise eşinden veya birlikte olduğu kişiden izin almadan sağlık kuruluşuna gitmiyor. Araştırma, en az bir kez şiddet yaşamış kadınların yüzde 37'sinin annesinin de şiddete maruz kaldığını ortaya koyuyor. Şiddet yaşamış kadınlardan yüzde 33'üünün hayatına son vermeyi düşündüğünü dile getirdiği araştırma sonuçları, kadınların yüzde 11.9'unun bunu denediğini ortaya koyuyor. Sonuçlara göre, fiziksel veya cinsel şiddet sonucu evi terk eden kadınların yüzde 51'i çocuklarla ilgili nedenlerden, yüzde 30'u erkek istedi diye geri dönerken, yüzde 28.4'ü de sevdiği erkeğin değişeceğini düşündüğü için ona yeni bir şans veriyor. Fiziksel veya cinsel şiddet gören kadınlardan evlerini terk etmeyenlerin yüzde 59.7'si ise yaşadıklarını 'çok ciddi bir sorun olarak' görmüyor. -BABADAN DAYAK- Araştırma, Türkiye genelinde 15 yaşından sonra her 100 kadından 17'sinin yakın ilişkide oldukları erkekler dışındakilerden de fiziksel şiddet gördüklerini ortaya koyuyor. Eş veya birlikte olunan kişi dışında kadınlara fiziksel şiddet uygulayanlar arasında ilk sırayı yüzde 41 ile babalar, yüzde 32 ile anneler, yüzde 16 ile ağabeyler ve yüzde 8 ile öğretmenler oluşturuyor. Yani 15 yaşından sonra kadınların eşleri ya da birlikte oldukları kişiler dışındakilerden maruz kaldıkları şiddet daha çok kendi ailelerinden geliyor. Türkiye genelindeki her 100 kadından 3'ü, yakın ilişkide oldukları erkekler dışındakilerden cinsel şiddete maruz kalıyor. Bu kişilerin yüzde 52'si yaşadıkları cinsel istismarın tanımadıkları kişiler tarafından gerçekleştiğini belirtiyor. -ŞİDDET SONUCU YARALANMALAR- Türkiye genelinde en az bir kez gebe kalmış her 10 kadından biri gebeliği sırasında eşi veya birlikte olduğu kişi tarafından fiziksel şiddet yaşadığını vurguluyor. Araştırmada, Türkiye'de eşi veya birlikte olduğu kişi tarafından gördüğü şiddet sonucu yaralanmış kadınların yüzde 57.6'sı, üç veya daha fazla kez yaralandığını ifade ederken, şiddet sonucu yaralanan her 10 kadından dördü, en az bir kez tedavi olmasını gerektirecek kadar şiddetli derecede yaralandıklarını bildirdi. Araştırma, bu yaralanmaların yüzde 66'sının ''Çizik, sıyrık, bere'', yüzde 60'ının ''kulak zarı patlaması, göz yaralanması veya morarması'', yüzde 17'sinin ''kesik veya sıyrık'', ''burkulma çıkık'' ve ''kemiklerde çatlak veya kesik'' şeklinde görüldüğünü ortaya koydu. -DSP GENEL BAŞKANI TÜRKER- DSP Genel Başkanı Masum Türker, kadınların siyasette, bürokraside ve karar mekanizmalarında etkin olduklarında, çağ dışı yaklaşımlara maruz kalmayacaklarını belirterek, bunun için gerek Siyasi Partiler Kanunu'nda gerekse İş Kanunu'nda kadın kotası zorunlu olması gerektiğini bildirdi. Türker, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Mesajında bu günün dikkatle üzerinde durulması gereken özel öneme sahip bir gün olduğunu vurgulayan Türker, Türkiye'nin, ''kadına şiddet'' konusunda ilk akla gelen ülkeler arasında olmaktan kendini kurtarması gerektiğini ifade etti.