Spor

Kadıköy’deki finalde bu top kullanılacak

09 Mayıs 2009 03:00


UEFA Kupası’nın çeyrek ve yarı finallerinde de sahada gördüğümüz Conquest 09 adlı bu top, şişirilmesinde kullanılan özel içerikli hava sayesinde ise yoldan sapmadan hedefe gidiyor. Topun tasarımını Todd Smith yaptı.


Nike, 20 Mayıs’ta Şükrü Saracoğlu Stadı’nda oynanacak UEFA Kupası final maçı için özel bir top tasarladı. Topun baş tasarımcısı Todd Smith, “Mavi İstanbul Boğazı’nı temsil ediyor” diyor

Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı 20 Mayıs’ta çok büyük bir organizasyona, UEFA Kupası final maçına ev sahipliği yapacak. Kelimenin tam anlamıyla “ev sahibiyiz”; Fenerbahçe’nin haftalar önce elenmesiyle, Galatasaray’ın ise son anda Hamburg’tan üç gol yemesiyle bu sefer tribünde seyirciyiz çünkü. Her ne kadar Kadıköy’de bizden birini alkışlayamayacak olsak da dünya çapında tüm futbolseverlerin gözlerinin üzerimizde olması yine de güzel. Ayrıca böylesine dev bir organizasyonun bir parçası olmak da Türkiye’nin tanıtımı açısından önemli. Televizyonlarda, gazetelerde, afişlerde, biletlerde, her yerde İstanbul var.

UEFA Marka Müdürü Dan O’Toole’nin İstanbul Boğazı’ndan esinlenerek tasarladığı o rengarenk UEFA biletinden sonra, şimdi de Nike imzalı, final maçında kullanılacak top da İstanbul’un izlerini taşıyor.

Tasarımcının anlattığına göre bu topla hızlı ve keskin şutlar atabiliyorsunuz çünkü topun geometrik yapısı sayesinde içerisindeki hava her tarafa eşit bir şekilde yayılarak topun, hangi yöne doğru giderse gitsin, gücünden, etkinliğinden ve çizdiği dengeli yoldan sapmamasını sağlıyor. İçerisindeki nitrojenle genişletilmiş sünger sayesinde ise top esnek kalıyor ve yaylanıyor. Bu da her türlü hava koşuluna uygun olduğu anlamına geliyor. Zarif tasarım ise İstanbul’un izlerini taşıyor. UEFA Kupası için üretilen bu “Conquest 09” marka futbol topunun tasarımından sorumlu kişi ise Todd Smith. Nike’ın futbol malzemeleri baş tasarımcısı olan Todd Smith topla ilgili Milliyet'ten Bade Gürleyen'in sorularını yanıtladı...

Tasarım konusunda kaç kişi çalıştı?

Bu topu iki kişi tasarladık. Baş tasarımcı olarak ben ve tasarım direktorümüz Tom De Blasis. Final tasarımın seçiminde de UEFA tabii ki çok önemli bir rol üstlendi.

Topun tasarımı ne kadar sürdü?

2008’de UEFA Kupası’nda kullanılan ilk topun tasarımı yaklaşık dokuz ayımızı almıştı. Bu sürece detayları sonlandırmak için UEFA’ya yapılan birkaç sunum süresi de dahil. 2009 versiyonunda görsel olarak sadece renk farkı var. Yeni topumuz Conquest 09 geçen yılki topun biraz daha geliştirilmiş ve renkleri farklılaştırılmış hali.

Tasarımda nelere dikkat edildi?

Tasarımda UEFA Kupası ve bu kupanın tarihçesi ön planda. Conquest’in üzerindeki grafik desenler, kupaya daha önce ev sahipliği yapmış şehirlerden izler taşıyor. Bu seneki ev sahibi de İstanbul olduğu için grafiğe “İstanbul 2009” yazısını ekledik. UEFA kupası, ilham aldığımız temel ikon tabii ki. Dolayısıyla topun üstündeki grafik, şampiyonluk kupasının bazı elementlerini içeriyor.

“Sert şutlar çekilmesini sağlayacak bir tasarım”

Topun en önemli özellikleri ne?

Conquest 09’un geometrik yapısı, içerisindeki havanın her tarafa eşit olarak yayılmasını sağlıyor. Bu da topun, ne tarafa giderse gitsin, gücünden, dengesinden hiçbir şey kaybetmemesini sağlıyor. Conquest 09’u hızlı ve keskin şutlar attıracak şekilde tasarladık. Coquest’in içindeki nitrojenle genişletilen sünger de topun esnek kalmasını ve yaylanmasını sağlıyor.

İstanbul konsepti topa nasıl yansıtıldı? “İstanbul çizgileri var” deniyor? Nasıl çizgiler bunlar? Topu tasarlarken İstanbul’un nesinden ilham alındı?

Her yıl UEFA Kupası final maçının gerçekleştiği şehrin adı topun üstünde yer alır. Conquest 09’un üzerinde de bu sene final maçı İstanbul’da oynanacağı için “İstanbul 2009” yazılı. Geçen yıl mor olan renk bu sene mavi. Mavi renk İstanbul Boğazı’nı temsil ediyor.

“İstanbul’dan ilham almak için şehri gezmek şart değil”

Tasarım ekibi “ilham almak” için İstanbul’da bulundu mu? İstanbul’un belli bölgelerini gezdiler mesela?

İstanbul’da kalmadık ama İstanbul tüm dünyanın çok yakından tanıdığı ve hayran olduğu bir şehir. Doğal güzellikleri, mimarisi, tarihi... İstanbul’a gelmeden de hayran olabilir ve şehrin etkilerini hissedebilirsiniz.