Galatasaray, UEFA Kupası 4. tur rövanş maçında Almanya’nın Hamburg takımını konuk etti.Galatasaray sahasında Hamburg'a 3-2 yenilerek UEFA Kupası'ndan elendi.
Kewell'ın defansta görev almasıyla ilgili yapılan değerlendirmelerde, hatta Alman
ya'daki maçın ardından
Bülent Korkmaz'ın ifadelerinde (genç takımda stoperde görev almış) bir eksiklik hissediyordum: Evet belki Kewell, defansta Emre ve Servet'in eksikliğini kapatıyordu...
Bu açıdan ne kadar
'çok yönlü', 'fedakar', 'görev adamı', 'takım oyuncusu' olduğunu da görüyorduk, tanıyorduk, hayranlığımız bir kat daha artıyordu... Peki ama
hücum hatının süper starı Kewell'ın yerini kim dolduracaktı? Böylesine yetenekli bir oyuncuyu kaybetmek, onu oyunun en gerisine, rakibin kalesinin en uzağına göndermek...
Sorunlu Lincoln, yaralı Arda, sinirli Ayhan ve Barış'tan oluşan orta alan
ne kadar yaratıcı olabilirdi? Baros ileride yalnız kalmaz mıydı?
Tamam maç 0-0 gittiği sürece her şey yolundaydı da, ya yenilecek bir gol bütün planları alt-üst etmez miydi?
Maç öncesi şablona ilişkin düşünceler bunlardı ama Galatasaray'ın Avrupa Kupaları'nda ayrı bir havasının olduğu, kıyasıya mücadele ettiği
, sahaya ruhunu verdiğini de biliyorduk...
Çeyrek finale çıkma coşkusunu, mutluluğunu hep birlikte yaşamanın arzusu içeisindeydik...
İlgili haberler
Alman basını: Guerrero İstanbul kahramanı
Maçın golleri - VİDEO
Abdurrahim Albayrak'ın gözyaşları - VİDEO
Maçtan Kareler - FOTOGALERİ
Spor yazarları G. Saray için ne yazdı?Gazetelerin spor sayfalarıArda'dan imalı sözler!Lincoln'e tribünlerden tepki!Korkmaz: Gollerin arka arkaya gelmesi bizi yıktı
Başbakan Erdoğan'a 'marşlı' mesajJol: Kalbimizi sıkıştırdıArda ilk 11'de sahaya çıktıMaçın tüm istatistikleriKewell stoperde görev aldıBaros formasına kavuştuMaçtan dakikalar: G.Saray-HamburgHamburg 17 kişiyle çıktıTaraftar büyük ilgi gösterdiProtokol tıklım tıklım dolduFinalistler maçtaydıVe maç başladı...Hakemin ilk düdüğüyle birlikte ortaya şöyle bir tablo çıktı: Galatasaray oyunu geride kabul ediyor, skoru lehine çevirmek için hücum eden Hamburg'un arka alanında boşluk bulmanın planını yapıyordu...
Bu
Ali Sami Yen'de tribünlerin pek de alışık olmadığı bir tabloydu...
Aslında savunma hattındaki eksiklikleri de düşününce eldeki malzemeyle bu şekilde hareket etmek maçın ilerleyen dakikalarında başa büyük işler de açabilirdi...
Nitekim Hamburg ilk dakikadan itibaren sarı kırmızılı takımın ceza sahasını
ahtapot sıcaklığıyla sarıp sarmaladı... İş bu samimiyetin bir şefkat gösterisi olmadığı, aksine maçın havasını
büyük balık-küçük balık hallerine getirdiği de söylenebilirdi...
En büyük korkumuz, büyük balığın küçük balığı yemesiydi...
Bu akvaryumun suyunun değişmesi, Galatasaray'ın alışık olduğumuz '
yırtıcı' kimliğine geri dönmesi beklentisiyle 20. dakikayı devirdik...
Bu dakikaya kadar rakip kalecisine bir ya da iki top gelmiş olması, oyunun daha çok ev sahibinin yarı alanında geçmiş olması pek endişe vericiydi ama Alman ekibinde de son noktayı koyacak isimler pek formda görünmüyordu...
30'da Sabri'yle gole yaklaşan Galatasaraylı futbolcular, tribünlerin kaçan pozisyondan sonra nasıl bir reaksiyon göstereceğine de tanık oldular...
Vay efendim bu da kaçar mıydı?Tabi 30 dakikada bir pozisyon yakalanacaksa kaçmaması en keyiflisiydi ama
yemedikçe sorun olmadığının da bilincindeydik...
Dakikalar 42'yi gösterdiğinde sahneye önce Baros çıktı, topula birlikte hızlandığı, ceza sahasına girdiği sırada rakibin müdahalesiyle yerde kaldı ve hakem tereddütsüz penaltı noktasını gösterdi..
Çocukluğumuzda bizde şöyle bi muhabbet olurdu,
kaleye geçerim ama penaltı olursa ben kullanırım... Kewell da, defansa geçerim ama penaltı olursa ben kullanırım dercesine geldi topun başına... Ve
öylesine güzel vurdu ki topa....: 1-0
Baros farkını ortaya koydu
İkinci yarıda bizleri neler beklediğini düşünüyorduk...
Ama sarı kırmızılar maçın bu ikinci bölümüne öyle bir başladılar ki, bu akvaryumun büyük balığının kim olduğunu,
görenler görmeyenlere, duyanlar duymayanlara anlattılar...
Milan Baros, ilk golde penaltıyı yaratan Çek futbolcu, takımını rahatlatan, rakibi çökerten golü bulduğunda dakikalar 47'yi gösteriyordu
: 2-0
Bu statta
bir oynarım, bir de oynamam diyenden korkacaksın...
Oynayıp oynamayacağı son ana kadar belirsiz olan Arda, muhteşem bir pasla Çek futbolcunun golünün mimarı oldu...
İki dakikada sular çekildi
57'de maçın seyri bir kez daha değişti...: 2-1
Maç belki de hiç bu kadar sıkıntılı bir hal almamıştı...
Tam bunları yazıyordum, ikinci gol başımıza büyük iş açar diyecektim 59'da Guerrero hem kendisinin hem de takımının ikinci golünü atarak hesapları alt-üst etti...
Düğün evi şenliği yaşayan tiribünler birden cenaze evi sessizliğine büründü: 2-2
Tamam balık büyüktü ama iki dakikada yenilen bu iki golle
sudan çıkmış balık şaşkınlığı sarmıştı futbolcuların ayaklarını...
Bülent Korkmaz'ın Hamburg'da
skoru korumak için oyundan aldığı Lincoln'ü bu kez skoru değiştirmek için çıkarttı...
Brezilyalı futbolcunun maç boyunca katkısı yok gibiydi..
Alkışlarla karşılandığı bu statta ıslıklarla da tanışmış oldu...
Lincoln Almanya'da tepki vermişti oyundan alınışına ama burada
pek bir derya kuzusu hallerdeydi...
Sarı kırmızılı takım skoru kendi lehine çevirmenin telaşına bir de bir gol daha yememenin kavgasını da vermeye başladı...
Çünkü artık dönülmez akşamın ufkuna gelinmişti ve yenilecek bir gol atılması gereken iki gol anlamına gelecekti...
Son 10 dakikaya gelindiğinde sarı kırmızılı futbolcular en iyi yaptıkları işi hücümu düşünmeye başladılar, mecbur kaldılar..
Geride
verecekleri açıkların da artık bir önemi yoktu, riske girmekse mesele, cümbür cemaat girmenin vakti gelmişti...
81'de Hamburg'un topu direkten dönünce, şunu düşündük: "
maçın döndüğü an mı acaba?"
82'de bu kez Pitroipa
boş kaleye topu gönderemedi...
84'te Olic'in bomboş poziyondaki şutu
yan ağlarda kalıyordu...
89'da Olic bu kez affetmedi ve skoru takımının lehşine çevirdi: 3-2
Artık iki gol gerekiyordu, ama zaman yeterli görünmüyordu...
2-0 öne geçtikten sonra elenmiş olmak oldukça dramatik...
Maçın başında taşıdığımız endişelerle açıklanamayacak bir maçtı...
İki maçlık büyük heyecan, iki dakikada sona erdi...
Kadıköy rüyası, Ali Sami Yen çimlerinde kabusa döndü...GALATASARAY: 2 - HAMBURG: 3 Stat: Ali Sami Yen
Hakemler: Pedro Proenca Oliveira Alves Garcia, Jose Tiago Garcias Bolinhas Trigo, Sergio Manuel Lacroix Pimenta (Portekiz)
Galatasaray: De Sanctis, Serkan Kurtuluş, Hakan, Kewell, Volkan, Sabri, Barış, Ayhan, Arda, Lincoln, Baros
Hamburg: Rost, Boateng, Alex Silva, Mathijsen, Aogo, Pitroipa, Jarolim, Benjamin, Jansen, Olic, Guerrero
Gol: Dk. 42 Kewell (penaltıdan) 47 Baros (Galatasaray) Dk 57, Dk 59 Guerero, Dk 90 Olic (Hamburg)
Sarı Kart: Dk. 41 Boateng (Hamburg)
|
Toplu Sonuçlar |
|
|
|
|
|
Metalist Kharkov |
|
(0) 3 - 2 (1) |
|
Dinamo Kiev |
|
Shakhtar Donetsk |
|
(0) 2 - 0 (1) |
|
CSKA Moskova |
|
Zenit St. Petersburg |
|
(0) 1 - 0 (2) |
|
Udinese |
|
Galatasaray |
|
(1) 2 - 3 (1) |
|
Hamburg Sv |
|
Aalborg |
|
(0) 0 - 0 (2) |
|
Manchester City |
|
Braga |
|
(0) 0 - 0 (0) |
|
Paris S.G. |