Gündem

KA.DER ve Eğitim-İş'ten Cumhurbaşkanı Gül'e '4+4+4'ü veto' çağrısı

Zorunlu eğitimi kesintili olarak 12 yıla çıkaran lköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'a tepkiler sürüyor

04 Nisan 2012 19:02

 

KA.DER ve Eğitim-İş sendikası Meclis Genel Kurulu'nda yasalaşan "4+4+4"ün veto edilmesini isteyerek Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e çağrıda bulundu.
 
KA.DER'in çağrısı şöyle:
 
"Kamuoyunda 4+4+4 olarak bilinen ve TBMM’de kabul edilen yasayı yayımlamanız ya da tekrar görüşülmek üzere Meclis’e göndermeniz için Anayasa’da öngörülen süre hızla azalıyor. 
 
Şimdi önünüzde iki seçenek var, 
 
Ya bu yasayı onaylayacaksınız ve,
 
- Okul öncesi eğitimin zorunlu olmaktan çıkarılmasına,  60-72 ay yaş grubu çocuklar için % 67’ye ulaşan okullulaşma oranının sıfırlanmasına, UNESCO’nun tavsiye kararlarını hiçe saymaya,
 
- 5 yaşında henüz kişisel bakımını dahi yapamayan, yeterli bilişsel, duygusal, sosyal ve fiziksel gelişimi sağlayamadan oyun yaşındaki çocukların okula başlamasına, okul korkusu gibi psikolojik sorunları yaşamalarına, Türkiye’nin 1983-1985 eğitim ve öğretim döneminde, 5 yaşında çocukları okula alma deneyimi sonrası yaşadığı başarısızlığın göz göre göre bile isteye tekrarlanmasına, 
 
- İlk 8 yıllık dönemde farklı programlardaki okul türlerinin olmasına, seçme yeterliliği olmayan 10 yaşında bir çocuktan, ömür boyu çalışacağı alanı seçmesine ve hata yapmasına, böyle bir seçimin, öğrenme güçlüğü yaşayan, engelli ve dezavantajlı çocuklar arasında var olan eşitsizlikleri arttırmasına,  
 
- Farklı okul türlerinin ve programlarının var olduğu bir sistemde, merkezi sınav sistemi ve dershanelerin kaçınılmaz bir sonuç olarak varlığını devam ettirmesine, sosyo-ekonomik eşitsizlikleri derinleşmesine, 
 
- Kız çocukların ikinci dönemde okuldan alınarak kaderlerine terk edilmesine,  
 
- Uluslararası sözleşmelere, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına açıkça aykırı olan, din dersinin zorunlu olmaya devam etmesine, 
 
- Seçimlik Kuran dersleri ile farklı din ve mezhepler arasında eşitsizlik yaratılmasına, 
imza atacaksınız; 
 
Ya da bu yasayı tekrar TBMM’ye gönderecek ve,
 
- 1998’de başlayan 8 yıllık zorunlu eğitim sayesinde, 2000 yılında 15-19 yaş arasındaki kadınların ortalama eğitimi 4,4 yılken, 2010’da bu sürenin 5,2 yıla çıkmasından hareketle, kız çocukların okullaşma oranının devam eden yıllarda artmasına,
 
- Bunun sonucu olarak, kızların 16 yaşında evlenme ihtimalinin % 44; 17 yaşında doğum yapma ihtimalinin % 36 azalması verilerinden hareketle, çocuk gelinler ve çocuk anneler sorununun azalmasına, 
 
- Yasanın tekrar tüm ilgili taraflarıyla kamuoyunda tartışılmasının, eğitimin niteliğinin arttırılması yönündeki bilimsel çalışma ve verilere dayalı yeni yaklaşımların önünün açılmasına imza atacaksınız.
 
Ülkemizin geleceği için süre azalıyor… Yukarıdaki iki seçeneği, partiler üstü bir mesele olarak, çocukların üstün yararını gözeterek değerlendirmenizi bekliyoruz.
 
Devletin uluslararası sözleşmelerdeki yükümlülüklerine, Anayasa’daki sosyal devlet ilkesine, insan haklarına, toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı, eğitimin zorunlu ve kesintisiz olarak bir yıl okul öncesi, 8 yıl ilköğretim ve 4 yıl ortaöğretim şeklinde düzenlenmesi gerektiği yönündeki düşüncelerimizi sizinle paylaşıyoruz.
 
Köklü sistem değişikliği yerine, eğitimin içeriğinin ve tüm unsurlarında niteliğinin arttırılması, okullar arasındaki kalite farkının ortadan kaldırılması, alt yapı eksikliklerinin giderilmesi, çocukların okula devamsızlığının ve terkinin önlenmesi, eksik ve aksayan yönlerin giderilmesi yönünde çalışmalar yapılarak, kamuoyunca etraflıca tartışılıp, toplumsal mutabakatın sağlanması gerektiğine inanıyoruz.
 
Kanunlaştırma sürecinde gerek Meclis’te gerekse kamuoyunda muhalif sesler şiddetle bastırılmış, siyasi teamüllere, demokrasi geleneğine aykırı biçimde ve yeterince tartışılmadan Meclis’ten geçen yasayı tekrar görüşülmek üzere TBMM'ye göndermenizi, imzalamamanızı istiyoruz."
 

Eğitim-İş'ten 4+4+4'ün Meclis'e iadesi için dilekçe

 
Eğitim-İş sendikası, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e Türkiye genelinden gönderilen fakslarla yaptığı çağrıda 4+4+4'ü veto etmesini talep etti.
 
Dilekçede şöyle denildi:
 
"Yasama, yürütme ve yargı erklerinin tek elde toplandığı günümüzün tüm otoriter rejimleri, türlü siyasi manüplasyonlarla şekillendirilen sandık sonuçlarına atıf yaparak rejimlerinin adının demokrasi olduğunu iddia ederler. Yasama, yürütme ve yargı erklerinin tek elde toplandığı ülkemizde de “ileri demokrasi” yalanıyla her geçen gün daha da koyulaşan otoriter bir yönetim biçimi hüküm sürmektedir. Sekiz yıllık kesintisiz eğitim sistemini parçalara bölerek işlevsiz hale getiren düzenleme işte böyle bir siyasal iklimde onay için huzurunuza geldi.
 
Milli Eğitim Bakanlığı da devre dışı bırakılarak, eğitim bilimi yok sayılarak 5 adet AKP milletvekili tarafından sunulan,  bilimsel ve pedagojik kaygılardan daha çok ideolojik kaygılarla hazırlanmış olan 4+4+4 Zorunlu Kesintili Eğitim Yasa Teklifi, kamuoyunun, bilim insanlarının, demokratik kitle örgütlerinin ve eğitim işkolundaki sendikaların tepkilerine rağmen sayın başbakanın “Kore’den veya İran’dan sizden hayırlı haberler bekliyorum; Salıdan pazara bu iş biter.” buyruğu ile yoğun bir mesai harcanarak kabul edilmiştir.  Eğitim İş Sendikası olarak teklifin bilimsel niteliğini ortaya koyan raporumuzu ve görüşlerimizi basın yayın kuruluşları ile ve TBMM Eğitim Komisyonu üyeleri ile paylaşmış olsak da, iktidar partisinin eğitim bilimini dışlayan dayatmacı tutumu nedeniyle girişimimiz sonuçsuz kalmıştır.
 
Şahsınıza düzenlemenin çağdaş eğitim bilimiyle örtüşmeyen sakatlıklarından bahsetmek anlamsız olacaktır. Zira Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı makamının huzuruna gelen eğitim sisteminin bilimsel değerini tespit ettirebilme yeteneğine sahip olduğuna kuşku yoktur.
 
4+4+4 olarak ifade edilen kesintili eğitim sistemi toplumsal huzurumuzu ve uygarlık mücadelemizi paramparça edecektir. Teknik olarak tüm ulusun birlik ve bütünlüğünü gözetmekle yükümlü olduğunuz düşünüldüğünde, eğitim sistemimize yıkım getiren,  ulusumuza ve ülkemize hiçbir katkısı olmayan, Fatih projesini Kamu İhale Yasasının dışında bırakarak birilerine rant sağlayan, eğitimi piyasalaştıran bu yasanın tarafınızca meclise iade edilmesi olağan dışı bir görüntü ortaya koymayacaktır. Ancak huzurunuzdaki düzenlemeyi veto etmeyeceğinize yönelik kesinlik düzeyindeki genel kabul yaşananların en trajik yanlarından bir tanesini oluşturmaktadır."