Dünya

Kaddafi'nin 'paralı askerleri' anlatıyor

Libya’nın doğusunda, bazılarının “Özgür Libya” dediği bölgede son günlerde yaşanan çatışmalarda okulun farklı bir fonksiyonu daha ortaya çıktı.

26 Şubat 2011 02:00

T24 - Akdeniz’in kıyı kasabası Şehat’ta bulunan Aruba Okulu’nda, Albay Muammer Kaddafi’nin resmi paspas olarak kullanılıyor. Okul şu an kullanılmıyor. Ancak Libya’nın doğusunda, bazılarının “Özgür Libya” dediği bölgede son günlerde yaşanan çatışmalarda okulun farklı bir fonksiyonu daha ortaya çıktı. Kaddafi rejimi için çalıştığından şüphelenilen 200 paralı asker burada hapis tutuluyor. 


Hikayeyi bu kez Kaddafi'nin paralı askerleri anlatıyorYerel halkın ifadelerine göre, Kaddafi rejimini terk eden askerle okulun kapılarında nöbet tutuyor. Ancak amaçları paralı askerlerin kaçmasını önlemek değil, onları korumak. Komşu kasabalardan gelen bir grup sivil, geçtiğimiz hafta ailelerini ve komşularını öldürdükleri söylenen "Afrikalı paralı askerleri" görmeye çalışıyor. Hürriyet gazetesinde yer alan haber şöyle: 

Şiddetli çatışmaların yaşandığı, yağmalanan Labrak Havaalanı'ndaki işçiler, Kaddafi hükümetinin, protestocularla çatışması için Çarşamba günü iki uçak dolusu paralı asker getirdiğini söyledi. 

Protestocular Kaddafi’yi, kendisini destekleyen kimse olmadığı için güneydeki Çad ve Nijer gibi ülkelerden paralı askerler getirmekle suçluyor. Dahası, ellerinde bunu kanıtlayacak kimlik kartları var. 


PARALI ASKERLERİN ÖYKÜSÜ

Aruba Okulu’nun soğuk sınıflarında, yerlere serilmiş minderlerde, örtülerin altında yaklaşık 200 paralı asker yatıyor. İsyancıların sokaklarda ve yakınlarda askerleri üslerde yakalayarak esir aldığı paralı askerler, ilk başta 325 kişi olduklarını ve Libya’nın güney kasabası Sabha’dan getirildiklerini belirtiyor. Geride kalanlar, kendilerini şanslı sayıyor. 

Birçoğu geçen hafta yaşanan şiddetli çatışmalarda esir düşen Afrikalılardan 15’i, Beyda’daki bir mahkeme salonunun önünde idam edildi. Asılmaları planlanmış bir şey değildi ancak insanların öfkesinden kurtulamadılar. Tutuklulardan biri olan Ali Osman, Trablus’ta düzenlenen Kaddafi yanlısı bir gösteriye katılmaları teklifinin kurbanı olduklarını söyledi. Ali,  "Kendimizi Beyda'daki askeri üste bulduk" dedi. 

Bazılarının yakalandığı, bazılarının öldürüldüğü ve diğerlerinin kayıplara karıştığı haftanın ardından, Aruba Okulu’ndaki tutsakların tam olarak kim olduğuna dair tek veya net bir cevap olmayabilir. Okuldaki gardiyanlardan biri, “Aralarında keskin nişancılar var, ama konuşmazlar” diyerek, Ali ve diğer 75 tanesinin bulunduğu odayı işaret etti.


AMAÇLARI SAVAŞMAK DEĞİLDİ

Ali ise masum oldukları konusunda ısrarlı: “Bizi Sabha’daki havaalanına getirdiler ve Trablus’ta Kaddafi yanlısı barışçı gösterilere katılacağımız söylendi.” Ancak geçen hafta yaptıkları 1.5 saatlik uçuşun ardından Labrak’a inince, Ali şaşkınlığını gizleyemedi. O ve diğerleri otobüslere bindirilerek Beyda askeri üssüne götürüldü. Ardından, üssün dışında yaşanan bir protesto gösterisi, üstekilerle dışarıdakiler arasında patlak veren şiddetli bir çatışmaya dönüştü. 

Üsteki askerler, Ali ve diğerlerine silah vermeyi teklif etti. Ali, “Üstekiler bize, dışarıdaki insanların bizi öldürmek istediğini, çünkü aramızda paralı askerlerin bulunduğunu düşündüklerini söyledi” dedi. 

18 Şubat gecesi, askerler taraf değiştirmeye ve devrime katılmaya başladı. Ali ve diğerlerine dönerek, kaçmalarını aksi takdirde öldürülebileceklerini söylediler. Ali, ambulanslarla gelen polisler silahlarını bırakmaları halinde zarar görmeyeceklerini söylediğinde teslim oldu. Bir camiye götürüldüler ve başlarında yaşlılar nöbet tuttu. 


İŞ BULMAK İSTERKEN…

Görevinden istifa ederek devrim hareketine katılan eski Adalet Bakanı Mustafa Muhammed Abdülcelil, Kaddafi’nin kendi halkıyla savaşması için paralı asker tutmuş olmasının halkın yanı sıra ordudaki subaylarda da öfke yarattığını söyledi. Kaddafi'nin eskiden beri bu taktiğe başvurduğu belirtildi.

Dahası, Aruba Okulu’ndaki tutukluların çoğu iki ülke vatandaşı. Hem Libya, hem de Çad veya Nijer kökenlerine sahipler. Aralarında yaşları 18 ve 19 olarak değişen üç tanesi, birkaç hafta önce iş bulabilmek için Çad sınırından Libya’ya girmiş. Üçü de, Sabha’daki bir taksi sürücüsünün, “Trablus’a bedava uçak bulabileceklerini” söylemesinin ardından, kendilerini Aruba’da bulmuş. 

“Hamis’in birliğinden olup olmadıkları” sorulduğunda bazı tutuklular ellerini kaldırıyor. Hamis, Kaddafi’nin oğullarından biri. Abdülcelil, Kaddafi’nin her oğlunun orduda bir birliğin başında olduğunu belirtti. 

Libya’nın doğusundaki halk hala kızgın. Özellikle de, Trablus’ta devam eden katliamları telefonda dinledikçe öfkeleri artıyor. Ancak Aruba Okulu’ndaki gardiyanlar tutukluların zarar görmeyeceğini söylüyor. Kaddafi’nin 41 yıllık rejiminin yıkılmasını bekleyen birçok Libyalı gibi, onların da kaderi belirsiz.