Sıralarını bekleyen kadınlar gerçekten de samimi. Ama çıplak değiller.
Yumiko Fujie "Zamanın nihayet değiştiğini hissediyorum" diyor. "Ama aynı zamanda bir sorumluluk duygusu da var."
Geleneği canlı tutmak
Bu kadınlar katılımlarıyla sadece cinsiyet engellerini aşmakla kalmıyor, bir geleneği de canlı tutuyorlar.
Bu hafta, Japonya'nın kuzeyindeki Kokuseki Tapınağı'nda düzenlenen bir başka çıplaklık festivali, bunun düzenleyecekleri son festival olacağını söyledi. Festivali devam ettirmek için yeterli sayıda genç insan yok.
Japonya dünyanın en hızlı yaşlanan nüfuslarından birine sahip. Geçen yıl ilk kez her 10 kişiden biri 80 yaş ve üzerindeydi. Bu arada, doğum oranı kadın başına sadece 1.3 ve geçen yıl sadece 800.000 bebek doğdu.
Kadınların tapınağa doğru ilerleme vakti geldi.
İki paralel sıra halinde duruyorlar ve iç içe geçmiş kırmızı ve beyaz kurdelelere sarılı uzun bambu çubukları taşıyorlar.
Atsuko Tamakoshi önden gidiyor; düdüğünü çalarak erkeklerin onlarca yıldır söylediğini duydukları ritmik ilahiyi başlatıyor.
"Washoi Washoi," diye bağırıyor kadınlar.
Kadınlar haftalardır çalıştıkları hareketlere odaklanıyor. Bunu doğru yapmaları gerektiğini biliyorlar.
Medyanın ve seyircilerin gözlerinin üzerlerinde olduğunun farkında ve heyecan içindeler.
Dondurucu soğukta ilerlerken onları izleyen kalabalıktan destek çığlıkları yükseliyor, bazıları "Gambatte" ("Devam et!") diye bağırıyor.
Konomiya Şinto tapınağının avlusuna giriyorlar ve tıpkı erkekler gibi üzerlerine soğuk su püskürtülüyor. Bu onlara daha da enerji veriyor sanki.
Adakları kabul edildikten sonra kadınlar töreni iki selam, iki alkış ve son bir selamdan oluşan geleneksel selamlama ile bitiriyor.
Kadınlar sevinç çığlıkları atıyor ve ağlayarak birbirlerine sarılıyorlar.
Kalabalık şimdi onları alkışlıyor.
Michiko Ikai, "Çok ağladım," diyor. "Katılabileceğimden emin değildim ama şimdi bir başarı duygusu hissediyorum."
Tapınaktan çıkarken kadınlar, kendileriyle fotoğraf çektirmek isteyen halk ve röportaj yapmak isteyen medya mensupları tarafından durduruluyor. Onlar da memnuniyetle kabul ediyorlar.
"Başardım. Çok mutluyum," diyor Mineko Akahori. "Bir kadın olarak ilk kez katılabildiğim için gerçekten minnettarım."
Hiromo Maeda "Zaman değişiyor" diyor. "Bence dualarımız ve dileklerimiz aynı. Kadın ya da erkek olması fark etmiyor."
Bu günün organizasyonunda önemli bir rol oynayan Atsuko Tamakoshi hem duygusal hem de rahatlamış bir şekilde ekliyor:
"Kocam her zaman bu festivalde yer aldı. Ben ise her zaman izleyiciydim. Şimdi minnettarlık ve mutlulukla doluyum."