T24 - 2005 yılında Telekomünikasyon İletişim Başkanlığını'nın kurulmasından önce 2005 yılında MİT ile jandarma arasında yaşanan gelişmeleri, Radikal gazetesi yazarı Murat Yetkin köşesine taşıdı. Yetkin, MİT'in teknik bölümünün Müsteşar Şenkal Atasagun'u dinleme şüphesinden dolayı uyardığı ve yapılan araştırmalar üzere tepsit edilen bazı numaraların jandarmaya ait olduğunu uzmanların hazırladığı raporda yer aldığını aktardı.
Murat Yetkin'in "Jandarma MİT'i dinlemeye kalkışınca" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
Bugüne dek gizli kalan gelişmeler telefon dinlemelerin merkezi denetiminde dönüm noktasıydı
Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) kimilerine göre bir korku şatosu; Türkiye’deki bütün telefon ve internet hatlarına Ankara, Balgat’taki mütevazı binadan gizlice kulak kabartılıyor.
İzlenme endişesi öyle bir paranoyaya dönüştü ki, geçenlerde Eczacılar Kongresi’nde “Kim dinlendiğine inanıyor?” sorusunu sorduğum Türkiye’nin dört yanından gelmiş sekiz yüz küsur eczacı temsilcisinin, yani yerel kanaat sahiplerinin dörtte üçü bir anda elini kaldırdı.
Emekli Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt dahi dün sorulunca “muhtemelen dinlenmişimdir” dedi.
Çok değil dört buçuk yıl önce, 2005’te kurulan TİB, bütün bu dinleme faaliyetinin tamamından sorumlu tutulur hale geldi.
TİB Başkanı Fethi Şimşek’in, TİB’in kapılarını Radikal’e açmayı kabul etmesi ve Radikal Ankara İstihbarat Şefi Deniz Zeyrek’e konuşmasının ardında biraz da orada gerçekten neleri yapıp, neleri de yapmadıklarını anlatma ihtiyacı var.
Çünkü TİB son dönemde adından en çok söz edilen devlet kurumu haline geldi. Ama işler bu noktaya kolay gelmedi.
Şimdi ilk defa burada anlatacağımız olayın, Ankara’da dinlemeler konusunda filmin koptuğu ve yalnız Başbakan Tayyip Erdoğan değil, Cumhurbaşkanlığı ve Genelkurmay’ın da elektronik haberleşme izlemesinin kontrol edilebilir yasal zemine kavuşturulması kanısına vardığı gelişmelerden biri olduğu söylenebilir.
MİT’in iddia edilen Ergenekon örgütü konusunda kendisine 2002’de gelen bir dosyayı, içindeki bilgilerin doğruluğunu filtrelemeden bir yıl gecikmeyle 2003’te önce dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, sonra da Başbakan Tayyip Erdoğan’a ilettiğini, MİT’in Ergenekon davasına gönderdiği yazıdan biliyoruz.
Anlatacağımız olay bu gelişmeleri izleyen dönemde yaşanmış. O dönem gelişmeleri iyi bilen kaynaklara göre, MİT’in teknik bölümü Müsteşar Şenkal Atasagun’a dinleme amaçlı elektronik saldırı altında oldukları şüphesini iletiyor. Talimat üzerine araştırma yapılıyor ve kimin MİT’i dinlemek istediği hayretler içinde tespit ediliyor.
Devlet birbirini mi dinledi?
Uzmanlar, MİT’in Jandarmaya kayıtlı bazı numaralar tarafından dinlenmeye çalışıldığı saptamasını rapor ediyor. Bunun üzerine MİT soluğu doğrudan bağlı olduğu Başbakanlık’ta alıyor.
Şunu hatırlatmak gerekiyor ki, bu olay o dönem yaşanan ilk örnek değil; ama bardağı taşıran damlalardan biri oluyor. Erdoğan, PKK başta olmak üzere yasadışı örgütler, kaçakçılık, terörizm ve dış istihbarat örgütleri gibi hedeflerle mücadele için ayrılan kaynakların, devlet kurumlarının birbirini izlemesi amacıyla kullanıldığı ve güven bunalımı anlamına gelen iddiaların üzerine gidiyor.
Genelkurmay Başkanı Özkök ve bazılarına Jandarma Komutanı Şener Eruygur ve MİT Müsteşarı Atasagun’un da katıldığı bir dizi dar katılımlı toplantıda bu konu ele alınıyor.
Telefon (ve diğer elektronik haberleşmenin) izlenmesinin tek bir merkezde toplanması ve bu merkezin başında da bir hukuk adamı, tercihen bir hâkimin bulunması fikri, ilk olarak MİT’ten çıkıyor. Hatta MİT bu konuda hükümete sunulmak üzer bir yasa taslağı dahi hazırlıyor.
Şenkal Atasagun yerini 11 Haziran 2005’te Emre Taner’e bırakıp emekli oluyor.
Aradan bir ay geçmeden 3 Temmuz 2005’te, TİB yasası Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giriyor. Şimşek ekibini kuruyor ve ekim ayında da kapılarını (Savcı aramaları ve denetimler dışında) gerçek anlamda Radikal’e açan Balgat’taki binaya yerleşiyorlar. Son vermeden bir de bilgi paylaşalım. TİB yakında gerçek anlamda bir ‘dijital kaleye’ yerleşme hazırlığında hem de çok yakında.