Fehmi Koru
Ben düşündüklerimi genişçe bir okur kitlesiyle her gün paylaşıyorum, adımın önüne bir sıfat konulması gerekirse ‘yazar’ olduğum söylenebilir; ancak ondan önce profesyonel sayılabilecek derecede bir başka sıfatım daha var: Ben bir ‘okurum’ aynı zamanda…
İşte o sıfatımla şu günlerde takip ettiğim bazı gazeteleri anlamakta zorlanıyorum.
Örnek mi istiyorsunuz; işte size örnek:
Ak Parti yerine size CHP verelim
Hürriyet yazarı Fatih Çekirge gazeteciliğe ilk İzmir’de başladığı için benim doğup büyüdüğüm ilimizi iyi tanır. Seçim kampanyası kapsamında ilk mitinglerden birini İzmir’de yapan AK Parti’nin durumunu ondan izlemeye çalıştım.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan önce Başbakan Binali Yıldırım’ın ön hazırlıklar için bir gün önce geldiği İzmir’de ilk CHP cephesinden mesajlar verdi; hem de isim de anarak Hürriyet yazarı…
Ozan Uyan CHP il gençlik kolları başkanı imiş; ona bir ara partisinin aday olarak desteklemeyi düşündüğü Abdullah Gül’ü sormuş, olumsuz cevap almış… CHP milletvekili olan ve her tarafa sıcak görünebileceği için adaylığı düşünülen İlhan Kesici’yi sormuş; Ozankardeşimiz birkaç fırça darbesiyle onu da harcamış. Hatta Muharrem İnce ve YılmazBüyükerşen için bile birer kulp bulmuş…
‘‘İçimizden biri olmalı, genç biri’’ demiş aday namzeti için Ozan Uyan…
Fatih Çekirge, ‘‘Sohbet buraya kadar’’ dedikten sonra şu notu onun anlattıklarına ekliyor:
‘‘Ozan’la konuşurken bu ‘sağ seçmenden oy olma’ arayışı konusundaki uyarısı dikkatimi çekti.
Ozan ısrarla bunun yanlış olduğunu, teşkilatı tükettiğini söyledi.
Gerçekten de bir siyasi parti;
Kendini anlatmak için kendisinden uzakta olan kişilerin peşine niye düşer ki..’’
Yani?
CHP kendi seçmeni dışındaki yüzde 75’e ulaşan kesimden oy almayı hiç düşünmeyerek yoluna devam etmeliymiş…
Size de güzel, akıllı, mantıklı bir tavsiye gibi görünüyor mu?
Bu önemli değil, benim esas takıldığım, Hürriyet yazarının, biz okurlara aynı yazıda verdiği vaadi ertesi gün tutmaması…
İlk günü AK Parti kongresi için geldiği İzmir’den CHP izlenimi yazarak değerlendiren FatihÇekirge, o yazısının sonuna şu notu iliştirmişti:
İzmir ve AK Parti kongresi
Hiç tartışmayın.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İzmir’e gelişi müthiş bir ilgi yarattı.
Milletin merakı…
Kim ne derse desin…
Lider olma ve karizma her zaman etki yaratıyor.
Erdoğan’ın karizması İzmir’e yine böyle yansıdı..
Ve İzmir’de verdiği mesajlar.
Ardından Ticaret Odası’na yaptığı ziyaret ve mesajlar..
Bütün bunlara bir de yıllardır İzmir’e hizmet eden gönül veren Başbakan Binali Yıldırım eklenince.
AK Parti İzmir’de hareketleniyor.
AK Parti gençliği İzmir’de ne düşünüyor.
O da yarın…’’
‘Yarın’ dediği bugün.
İzmir yerine size İstanbul verelim
İlk işim merakla bugün yazdıklarını okumak oldu.
Birlikte okuyalım:
‘‘Önceki gün İzmir’de CHP gençliğini yazdım.
Dün AK Parti gençliğinden izlenim yazacaktım.
Ama tesadüf…
İstanbul’daki AK Parti gençlik kongresinin enerjisi her şeyi anlattı.
Cumhurbaşkanı, Başbakan konuşurken onlar gönüllerinden slogan patlatıyordu. Ki…
Dün sözünü ettiğim enerji işte budur.
Siyasetin heyecanı o gençlikten geliyor.’’
Ardından da, ‘‘Yalnız AK Parti de değil; tüm partilerin gençlik enerjisi bu defa çok yüksekten geliyor’’ deyip lafı başka yöne çekiyor.
Kendisi İzmir’de, verdiği beklenti, İzmir’deki AK Partili gençleri yazacağı… Ama o İstanbul’un uzaktan keşfettiği ‘enerjisini’ aktarmakla yetiniyor.
Gazetesinin okuru olarak beni hayal kırıklığına uğratmak pahasına…
İzmir’den bir gün önce yapılacağı haftalar öncesinden belirlenmiş olan İstanbul kongresi için ‘tesadüf’ demesini çok hoş buldum.
Sayfayı çevirip Hürriyet’in okur temsilcisi Faruk Bildirici’nin yazdıklarına göz atınca neye uğradığımı şaşırdığımı itiraf ediyorum.
Bakın gazetesinin siyasete yaklaşımı konusunda neler yazmış okur temsilcisi:
‘‘Tarafsızlık ve bağımsızlık ilkesinin tavizsiz uygulanması yeni seçimler yaklaşırken daha da önem kazanıyor. Biz gazetecilerin görevi, partilerin daha çok oy almasını ve propaganda yapmasını sağlamak değil. Türkiye’nin gelecek rotasını belirleyecek seçimlerde insanların doğru karar verebilmesine yardımcı olmak, toplumu aydınlatmak, bilgilendirmek.’’
Hani bu iki yazı aynı gün (bugün) yayımlanmış olmasa, Bildirici bu satırların da içinde yer aldığı yazısındaki dokundurmaları Çekirge için yazmış diyeceğim…
Öyle olmadığı belli de..
Acaba Fatih Çekirge İzmir’deki AK Parti gençliğini yazısına konu edecek kadar ‘enerjik’ mi bulmadı da lâfı İstanbul’a getirip ortalıktan çekildi?
Bir ihtimal de, Başbakan Yıldırım ile birlikte kentten erken ayrılması gerektiği için isim vererek yazabileceği İzmirli bir AK Partili gençle konuşma imkanı bulamaması olabilir.
Yoksa.. burası İzmir.. gençleri beklenen cevapları mı vermedi?
Hangisi acaba?
Bu yazı ilk kez fehmikoru.com adresinde yayınlanmıştır