İzmir Valiliği, il sınırları içinde, kamu ve parti binaları yakınında basın açıklaması yasağı uygulamasına son verdiğini açıkladı.
İzmir Valisi Mustafa Toprak imzasıyla 3 Mart tarihinde alınan kararla, geçtiğimiz günlerde kent genelinde siyasi partilerin, derneklerin, STK'ların başka parti, dernek ve STK önünde, kamu kurumları yakınında basın açıklaması, protesto gösterileri ve yürüyüşü yapmaları yasaklamıştı.
Valilik, dikkat çeken bir yazılı açıklama yaparak uygulamanın sona erdiğini duyurdu. Valiliğin, "Düzenlemeye yönelik olarak yapılan eleştiriler; makul sınırlar içerisinde yapılan eleştiri ve demokratik hak kullanımı olmaktan daha çok kişilik haklarına ve Valilik Makamına yönelik tezyiflere, karalama ve itibarsızlaştırma kampanyalarına ve son olarak da ahlak ve edep sınırlarını aşarak kişisel hakaretlere dönüşmüş bulunmaktadır" ifadeleri dikkat çekti.
Valiliğin açıklaması
İzmir ilimiz sınırları içerisinde basın açıklamaları ile benzer yapıdaki etkinliklerin daha rahat ve özgür bir ortamda yapılmasına açıklık getiren bir düzenleme Valiliğimiz tarafından yapılmış bulunmaktadır. Yapılan bu düzenlemede temel amaç; tüm bireylerin temel hak ve özgürlüklerinin korunması, basın açıklamalarının düzenlenmesinde yeknesaklığın sağlanması ve hayatın doğal ve rutin akışının devam ettirilmesidir. Farklı fikir, düşünce, görüş, öneri ve tepkilerin basın açıklamaları yolu ile toplumdaki diğer bireyler ile paylaşılmasının kültürel ve sosyal zenginlik olarak görüldüğü bu düzenlemede basın açıklamalarının yasaklanması ya da engellenmesi gibi bir durum kesinlikle söz konusu değildir.
"KARALAMA VE İTİBARSIZLAŞTIRMA ÇABASI"
Basın açıklamaları ve benzeri yapıdaki her türlü toplumsal etkinlik ilimizde dün olduğu gibi bugün de aynı kolaylık ve rahatlıkta düzenlenmeye devam etmektedir. Ancak, yapılan düzenlemenin hemen ardından bir kısım çevrelerce adeta bir tür karalama ve itibarsızlaştırma kampanyaları başlatılmış olduğu da açıkça görülmektedir. Bu çerçevede, yapılan bu düzenleme ile bireylerin temel hak ve özgürlüklerinin elinden alındığı ve bu haliyle kanunları ve hatta uluslararası sözleşmeleri ihlal ettiği ileri sürülmektedir. Hâlbuki bu düzenleme; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin ‘düşünceyi ve kanaati açıklama ve yayma’ hakkındaki ilgili Maddesi ile Anayasamızın 25, 26 ve 34. Maddeleri, 5442 sayılı İller İdaresi Kanununun, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun ve İçişleri Bakanlığının 2012 tarih ve 64 sayılı Genelgesinin ilgili hükümleri esas alınarak yapılmış bulunmaktadır.
"AHLAK VE EDEP SINIRLARINI AŞARAK..."
Basın açıklamalarına katılanların olduğu kadar, toplumdaki diğer bireylerin de haklarının korunmasını ve hayatın doğal ve günlük akışının sağlanmasını temin eden bu düzenlemeye yönelik olarak yapılan eleştiriler; makul sınırlar içerisinde yapılan eleştiri ve demokratik hak kullanımı olmaktan daha çok kişilik haklarına ve Valilik Makamına yönelik tezyiflere, karalama ve itibarsızlaştırma kampanyalarına ve son olarak da ahlak ve edep sınırlarını aşarak kişisel hakaretlere dönüşmüş bulunmaktadır. Düzenlemenin bu haliyle kamuoyunda ve medyada bolca tartışılmasının gündemi son derece meşgul ettiği, halkı yanlış bilgilendirdiği ve yönlendirdiği açıkça görülmektedir.
"KONUNUN DAHA FAZLA İSTİSMAR EDİLMEMESİ İÇİN"
Söz konusu bu nedenlerden ötürüdür ki; yapılan düzenlemenin daha fazla siyasi karalama kampanyalarına feda edilmemesi, konunun farklı mecralara çekilerek daha fazla istismar edilmemesi ve halkımızın daha fazla yanlış yönlendirilmemesi adına yürürlükten kaldırılmasına karar verilmiştir. Bu anlamda, söz konusu düzenleme ile basın açıklamalarının daha rahat bir ortamda yapılmasını temin etmesi hedeflenen çerçeve, düzenlemeye yasal dayanak oluşturan mevcut kanunlarımız ve Bakanlık genelgelerimiz üzerinden sağlanacaktır. Bundan böyle de her bir alanda olduğu gibi bu konuda da hukuk devleti ve mer’i mevzuatın hükümleri çerçevesinde vatandaşlarımızın temel hak ve hürriyetlerinin korunması ile genel kamu düzeni ve asayişin eksiksiz sağlanmasına devam edilecektir. İzmir halkımıza ve kamuoyuna saygı ile duyurulur.