Gündem

İzmir’de STK’ler ve gençlik örgütlerinden kadın ve çocuk cinayetlerini protesto: “Hep birlikte ‘dur’ demek zorundayız”

09 Ekim 2024 22:14

T24 Haber Merkezi

İzmir'de kadın ve çocuk cinayetlerini protesto eden sivil toplum kuruluşları ve gençlik örgütleri, şiddete karşı dayanışma ve mücadeleyi sürdüreceklerini kaydetti.

İzmir'de sivil toplum kuruluşları ve gençlik örgütleri, kadın ve çocuk cinayetlerini protesto etti. Konak ilçesinde Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi üzerinde toplan grup, “Kadın, yaşam, özgürlük”, “Asla yalnız yürümeyeceksin”, “Her yer kadın her yer direniş”, “Kadına, çocuğa dokunma”, “Erkek adalet değil, gerçek adalet”, “Kadınlar yaşasın şiddet sona ersin”, “Bu daha başlangıç mücadeleye devam”, “Hükümet halka hesap verecek” sloganları atarak ellerinde taşıdıkları dövizlerle Türkan Saylan Kültür Merkezi önüne yürüyerek basın açıklaması yaptı.

“Hep birlikte ‘dur’ demek zorundayız”

Üniversite öğrencileri Batuhan Çiftçi ve Buket Dinç tarafından okunan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

Son yıllarda ülkemizde ve dünyada artan kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet, toplumun tüm kesimlerini derinden sarsan bir insanlık sorunu haline gelmiştir. Her geçen gün bir başka kadın, en temel hakkı olan yaşama hakkı elinden alınarak cinayete kurban gitmektedir. Bu kabul edilemez duruma artık hep birlikte ‘dur’ demek zorundayız. Kadına yönelik şiddet, yalnızca bireysel bir sorun değil, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden beslenen sistematik bir insan hakları ihlalidir. Şiddet gören her kadın, hepimizin vicdanında bir yara açmakta, toplumumuzu geriye götüren karanlık bir tablo çizmektedir. Cinayetlerle sonuçlanan bu şiddet sarmalı, toplumun her kesiminde köklü bir zihniyet değişikliğini zorunlu kılmaktadır. Bizler her daim, her alanda toplumun tüm kesimleri ile birlikte hareket etmeliyiz ki bu değişimi sağlayabilelim. İstatistikler kadına yönelik şiddetin sadece fiziksel değil, ekonomik, psikolojik ve cinsel boyutlarıyla da kadınların hayatlarını şekillendirdiğini gözler önüne sermektedir. Bu şiddetin önlenebilmesi için yasal düzenlemeler kadar, eğitimden kültüre, medyadan aile yapısına her alanda toplumsal farkındalığın artırılması gerektiği açıktır. Unutulmamalıdır ki, kadına yönelik şiddet kader değil, bir insan hakları ihlalidir ve bunu sona erdirmek için hepimize düşen sorumluluklar vardır. Bu sorumluluklara sahip çıkarak ve ortak akılla geliştirerek ilerlemeye ve büyümeye devam edeceğimize inancımız tamdır.

“Kadın cinayetlerine karşı mevcut yasalar tavizsiz bir şekilde uygulanmalı”

Bizler şunları talep ediyor ve öneriyoruz: Kadın cinayetlerine karşı mevcut yasalar tavizsiz bir şekilde uygulanmalı ve ceza süreci içerisinde herhangi bir af uygulamasına tabi tutulmamalıdır. Şiddet uygulayan suçlular yasalara göre en ağır şekilde cezalandırılmalıdır. Ceza süresince erkeklerin şiddet davranışlarını sorgulamaları ve daha sağlıklı ilişkiler kurmalarına yönelik eğitimler verilmeli ve rehabilitasyon sürecine sokulmalıdır. Kadına şiddetin önlenmesine yönelik eğitim ve bilinçlendirme kampanyaları yaygınlaştırılmalı ve toplumun bu konuda daha özverili davranması sağlanmalıdır. Şiddet mağduru kadınların korunması için sığınma evlerinin, destek hizmetlerinin sayısı ve niteliği arttırılmalıdır. Toplumun her kesiminden kadının erişebileceği, ücretsiz psikolojik ve hukuki destek hizmetleri sunulmalıdır. Kadınların ekonomik bağımsızlıklarını kazanabilecekleri, sosyal yaşamda daha güçlü rol oynayabilecekleri politikalar geliştirilmelidir. Medyada kadınları hedef alan olumsuz ve cinsiyetçi söylemlerin sonlandırılması için denetim mekanizmaları güçlendirilmelidir.

Ayşenur Halil için arkadaşlarından eylem: Hikâyesi yarım kalan herkes için!

“Sessiz kalmak, suça ortak olmak demektir”

Çalışma yapılacak alanlarda daha fazla sivil toplum kuruluşu yer almalı ve desteklenmelidir. Okullarda toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi verilerek, cinsiyet eşitliği erken yaşlardan itibaren öğretilmeli, şiddetin normalleştirilmesi kuşaklarca engellenmelidir. Bizler bugün burada bunların faaliyete geçmesini talep ediyor ve öneriyoruz. Her bir kadın cinayeti, bir toplumun adalet ve eşitlik anlayışının sınandığı acı bir kayıptır. Artık bu kayıpların durması için toplum olarak harekete geçmeliyiz. Sessiz kalmak, suça ortak olmak demektir.

Bilgi Üniversitesi öğrencilerinden Ayşenur ve İkbal için eylem: "Düzeniniz batsın, kadınlar yaşasın!"

“Şiddet türünün her türlüsüne karşı çıkacak ve tepki göstereceğiz”

Kadınlar eşit haklara ve güvenli bir yaşama sahip olana dek bu mücadeleden asla ve asla vazgeçmeyeceğiz. Bununla beraber değinmek istediğimiz son nokta ise şiddet sadece kadına yönelik değil toplumun her kesimine etki eden bir hal almıştır. Sağlıkta şiddet, çocuklara yönelik şiddet, hayvana karşı şiddet ve sayamayacağımız onca alanda hayatımızı etkileyen şiddet türünün her türlüsüne karşı çıkacak ve tepki göstereceğiz. Şiddete karşı dayanışma ve mücadelemizi her zaman sürdüreceğiz" (ANKA)

Hacettepe’de Ayşenur ve İkbal için yapılan eylemde gerginlik: Öğrenciler "politik eylem" çağrısıyla suçlandı


 

"Yunanistan’da Müslüman, Türkiye’de gavur tohumu"; Kayıp bir kuşağın hikâyesi 'Mübadele'