Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) ekim ayı olağan meclis toplantısında konuşan İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Kamil Erkut Güre, Türk yargısının uzun yıllar sorgulanmadığını belirterek, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından öz eleştiri yaptıklarını belirtti.
Güre: Kanuna uyanlar korkmasın
15 Temmuz darbe girişimi sırasında Diyarbakır'da olduğunu söyleyen Güre, o dönemde topyekün mücadele ile üzerlerine düşeni yaptıklarını ve hukuka uygun olarak soruşturma başlattıklarını anlattı. Güre, hukukla ilgili devamlı bir kaygının ön planda olduğunu söyledi. Devletin bir parçası olduklarını ve hukuka bağlı olarak devlete hizmet ettiklerini kaydeden Güre, "Hukuka uygun deliller varsa, o kişinin ya da kurumun sıfatına bakmadan yasal gereğini yaparız. Türkiye dışarda büyük bir beka mücadelesi veriyor. İş dünyası, yargı, emniyet, istihbarat, polis herkesin el ele vermesi gerekir. Adaleti ayakta tutmalıyız. Siyasi iktidarlar değişebilir ama yargıyı ayakta tutamazsak hiçbir şeyin faydası yok. Buna herkes katkı vermeli. Kanunlara uyanlar açısından yargıdan korkulacak bir şey yok. Sermaye, huzurlu ve güvenli bir ortama adaletli bir düzene gelir. Bunu yargı, güvenlik güçleri ve iş dünyası ile birlikte sağlayacağız. Bu bir sac ayağıdır" diye konuştu.
Yargı reformu sürecinden geçildiğini ifade eden İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Kamil Erkut Güre, yeni uyuşmazlıkların ortaya çıktığını ve yargı sisteminin hepsine ayak uydurması gerektiğini savundu. Güre, "Adil yargıyı bütün topluma kabul ettirmeliyiz. Kapımız herkese açık. Meslektaşlara, baroya ve size kapımız açık. Bizden korkmanıza gerek yok. Sizin için, bu şehrin huzuru için hizmet vermeye çalışıyoruz. Diyarbakır'da yaptıklarımız ortada. Bu şehre de güzel şeyler katacağımız konusunda iddialıyım" dedi.
"Yargı ilk kez 15 Temmuz'da darbenin karşısında durdu"
Meclis üyelerinin sorularını yanıtlayan İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Kamil Erkut Güre, 'Türkiye'de adalet yok' eleştirilerine yanıt verdi. Yargının sorgulanabilir hale geldiği sürece gelişebileceğini anlatan Güre, yargının uzun yıllar sorgulamadan uzak tutulduğunu dile getirdi. Güre, "Bu ülkede 15 Temmuz'dan önce de darbe girişimleri oldu. Yargı da üniversiteler de darbe girişiminin yanında durdu. Öz eleştiri yapmamak doğru değil ama artık yapıyoruz.15 Temmuz'da yargı ilk kez darbenin karşısında durdu. Bu bir kırılmaydı. Ama sadece biz değil sokaktaki vatandaş da darbenin karşısında durdu" diye konuştu.
Yargının, darbe girişiminin ardından yüzünü milletine döndüğünü söyleyen Güre, "Kendimizi eleştirmemiz gereken nitelikli hakim ve savcılara ihtiyacımız vardı. Hızlı sonuç almayı kolaylaştırmak gerekiyordu. Yüzde 40'ı yenilenmiş bir teşkilat düşünün. Aramızda 3- 4 yıllık kıdemi olan meslektaşlar var. Yargıya vurmak kolay. Çünkü biz konuşamıyoruz. Böyle bir dezavantajımız var" dedi.
İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Güre, erkek şiddetiyle ilgili yargının gücü konusunda şunları söyledi:
"Bu konu toplumun bir yarasıdır. Ortada mevzuat var. Yargı ve kolluk ayağı var. Mevcut sistem bu işi çözemiyor. Çözümü sağlama konusunda başka bir sorun var. Bu da toplumdaki dejenerasyondur. Kadına verilen değerde sorun var. Bu sorunu mevzuatla çözemiyoruz. Değişiklikler yapılır çözüm önerileri dile getirilir. Şiddet gören bir kadın savcılığa müracaat ediyor. Uzaklaştırma kararı veriliyor. Ama bir şekilde kadın şikayetinden vazgeçiyor. Yargının aldığı karar çözüm olmuyor. Bizim yetkimizi aşıyor. Bu sorun rakamlara bakıldığında kısa vadede de çözülmeyecek gibi görünüyor. Herkesin şapkasını önüne koyması lazım. Bunun ekonomik, siyasal, sosyolojik sebepler var. Hep beraber beyin fırtınası yapılmalı ve toplumun yapısına uygun çözüm bulunmalı. Kadın şikayetinden neden vazgeçiyor, bunu anlamak lazım."
İzmir'de 1 yılda 150 binden fazla savcılık soruşturması
Güre yargıdaki hızın en önemli konu olduğunu söyleyerek "İzmir Adliyesi'nde teknoloji konusunda yeterli karşılığımız var. Ama uyuşmazlıkların sayısı artıyor. İzmir'de 1 yılda 150 binden fazla savcılık soruşturması yapılıyor. Hızlı sonuç almak için kendi içimizde çözüm üretiyoruz” dedi.
EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar ise Türkiye’nin Kuzey Suriye’ye yönelik ‘Barış Pınarı Harekâtı’ ile ilgili şöyle konuştu:
TOBB Başkanı'ndan 190 ülkedeki muadil kuruluşa 'Barış Pınarı mektubu"
"Geçen hafta Almanya'dan gelecek bir heyeti Ticaret Odası ile birlikte Ege İhracatçı Birliklerinde ağırlayacak ve bir protokol imzalayacaktık. Ancak, iptal ettiler. Volkswagen Manisa'daki yatırımını erteleme kararı aldı. Birçok ülke adeta yaptırım yarışına girdi. Bu haksız ön yargı ve algı operasyonu dileriz tekrarlanmaz.
“Tüm dünya bilmelidir ki, hakkımız olan bu mücadelede Türk milleti tüm kurum ve kuruluşlarıyla tek yürektir, her zaman olduğu gibi Ordusunun yanındadır. Ve hiçbir güç, bu topraklardaki kardeşliği bozamayacaktır. İş dünyası adına, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Sn. Rifat Hisarcıklıoğlu, 190 ülkedeki muadil iş kurumlarına ve 5 kıtadaki en büyük 7 iş örgütüne uluslararası arenada Türkiye aleyhine oluşturulan algının yanlışlığına, harekâtın amacının hem ülke sınırlarının güvenliğini sağlamak, hem de bölge ülkeleri için tehdit oluşturan terör koridorunu ortadan kaldırmak olduğuna dair bir mektup gönderdi."
(İHA)